KADINA ŞİDDET

“Elektrik Mühendisleri Odası’nın “Kadına şiddet” konulu yazısını bir iki defa okudum

25 Şubat 2014 - 22:55
“Elektrik Mühendisleri Odası’nın “Kadına şiddet” konulu yazısını bir iki defa okudum. Bu konu benim de içimi sızlattığından, bana “Bunlar nasıl yaratıklardır?  Dedirten davranışlar olduğundan, yazının içeriğini çok yüzeysel buldum ve bu yazıyı yazayım dedim.

Önce şunu peşinen kendimize soralım. Canlıların hiçbir türünün, insandan başka, dişisini öldürenini gördük mü?

Şimdi,” Oda’nın” yazısındaki iletilmeye çalışılan “Kadınların dışlanması, taciz edilmeleri, kadınların bazı işlere uygun olmadığı, ellerinin mühendisliğe yakışmadığı ve daha nice hafif görmeler. Hepsi doğru. Ama asıl önemli olan nedenlerine de bir göz atmak gerek diye düşünüyorum.

Bütün bunların sebeplerinin, buzdağının (Eisberg’in) altında kalan bölümünde yattığını çoğumuz fark etmeyiz. Asıl sebeplere değinirsek amacımıza ulaşmaya doğru belki yöneliriz. Önce “Kadına Şiddet” olayı nerelerde olmaktadır? Oraya bir göz atalım. Az veya çok her yerde olur. Az veya çok erkeklere de olur. Doğu ülkeleri kadına karşı en acımasızca hareket eden ülkelerdir, desek bunda şüphe olabilir mi acaba? O zaman o toplumların eğitim kurumlarına bakmak lazım. Aileden kız ve erkek çocuklarına olan yaklaşımlara bakalım. Kız çocuğu bulaşıkları yıkayacak, evi süpürecek, çamaşır asmayla devam edecek. Büyüklere içme suyunu kız çocuğu getirecek. Erkek çocukları evin paşasıdır. Ona kimse dokunmaz iş buyurmaz. Ailenin ayrımcılığı daha burada başlamıştır. Devamla, aile kız çocuğuna, sokakta da kızlarla oynama tembihini yapar.

Gelelim okul ve camiye. Kız ve erkek Çocukları buralarda da ayrı oturtulur.  Yani kız çocuklarının geleceği daha küçükken ailede belirlenmeye başlar. Zamanla kız çocuklarının kendileri de kendilerine yapılan haksızlığı kabullenmeye başlar. Kabullenmeyen, işin haksızlığını görenler asi, yaramaz kız olur. Kız çocuğu evlenip kendi ailesini kurduğunda da evde kocasının isteklerini kabullenmeye başlar. Kabullenmeyenler boşanır gider. Böylece erkeklerden meydana gelen toplum oluşur. Artık erkek veya koca ne derse o yapılır. Kız çocuğuna baskı daha küçükken başlamış, genç kızlığında devam etmiş, evliliğinde hat safhaya ulaşacaktır. Evlilikte kocasının emirlerine boyun eğmeyenleri, ayrılmak, boşanmak isteyenleri sokaklarda şiddete maruz kalmak, hatta ölüm beklemektedir.

Demek ki her şeyin başında eğitim gelmektedir. O halde önce bütün annelerin evdeki kız ve erkek çocuklar arasındaki ayrımcılığı kaldırmalıdır. Bu iş aile ile de halledilmez. Okul ve camide de ayrımcılık kaldırılmalıdır. Bilhassa camilerdeki ahlak ve davranış hakkındaki konuşmaları da kadın erkek eşitsizliğini ortadan kaldırıcı nitelikte olmalıdır.  Bataklık kurutulmayınca kadına şiddet devam edecektir. Yani kadın toplumdaki değerine kavuşturulmalıdır. Ama hak yemeyelim. İslam ülkelerinde en iyi pozisyonda olan yine Türk kadınıdır. Bu arada Türk Kadının kendi hakları için yeteri kadar organize olamadıkları, bilakis akademik olanların yeteri kadar çalışmadıkları da ayrı bir yürek acısıdır. Bunların hepsi sistemden kaynaklanan sancılardır. Gelecek yazımda sistemi sorgulayacağım.

Beni takip ederseniz ben de daha aydınlatıcı bilgiler araştırmaya cesaret bulacağım. Siz de sistemi sorgulamakla sorumlusunuz. Bilesiniz!

Kavranoğlu


 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum