2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Büyük Sorunlarla Başladı!
CHP Samsun İl Başkanı Mehmet Özdağ, 2024-2025 eğitim öğretim yılının ilk ders zili çalması nedeniyle bir açıklama yaptı.
03 Eylül 2024 - 18:44
Bilindiği üzere 02.09.2024 tarihi itibariyle okul öncesi ve birinci sınıf öğrencilerimiz için 2024-2025 eğitim öğretim yılının ilk ders zili çalmıştır. Tüm öğrenci, öğretmen ve velilerimize hayırlı uğurlu olsun.
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk; “Bir ülkeyi yıkmak istiyorsanız, eğitim sistemini çökertmeniz yeter” diyor.
Hızla sonlarına yaklaştığımız 22 yıllık AKP’nin mutlak iktidarı döneminde milli eğitim sistemimiz çökme noktasına gelmiştir ve bu haliyle ülkemizin geleceğine ve çocuklarımıza dair hiçbir umut vermemektedir.
Parti Genel Merkezimizin milli eğitim konusunda önemli uyarı ve tespitlerini 2 Eylül itibariyle belediye meclis üyelerimiz kendi meclislerinde gündem dışı söz alarak duyurmaya başladılar.
Bu yıl 1., 5. ve 9.sınıf öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bir eğitim programı olmaktan öte iktidarın çağdışı eğitim manifestosu olma niteliğini taşıyan, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile döneme başlanıyorlar. İhtiyaç analizi ve pilot çalışması yapılmamış, hazırlama ve onaylama süreci katılımcı ve şeffaf yürütülmemiş, kaynakçası, bilimsel dayanakları ve yazarları bile belli olmayan bu modele karşı Cumhuriyet Halk Partisi yürütmenin durdurulması talebi ile ilgili danıştaya dava açmıştır. Öğretmen ve öğrencilerimizin emekleri ziyan edilmeden Yüksek Yargımızın davamızı olumlu sonuçlandırmasını umuyoruz.
Öğretmenlerimiz bir yandan AKP iktidarının eğitimde yarattığı tahribatla mücadele etmeye çalışırken, bir yandan da Öğretmenlik Mesleği Kanunu (ÖMK) adıyla kendi haklarına karşı yapılan bir saldırıyla karşı karşıya kalmıştır. Teklif öğretmenlik mesleğini düzenlemek bir yana yalnızca atama bekleyen öğretmenleri elemek için hazırlanmıştır. Öğretmenlik mesleği kanunu geçtiğimiz dönem meclise sunulmuş partimizin milletvekillerinin başarılı muhalefeti sonucunda görüşmeler Ekim ayına ertelenmiştir.
Üstelik bu yıl okullarımız öğretmen ataması yapılmadan açılıyor. Öğretmen açığı olan okullarda ücretli öğretmenlik adı altında emek sömürüsüyle bu açık kapatılmaya çalışılmaktadır.
Öğrenciler gelir seviyesine göre ayrıştırılmış; yoksul öğrenciler Meslek Liselerine ya da İmam Hatip Okullarına, orta gelir düzeyinde olanlar Anadolu Liselerine, gelir düzeyi göreceli olarak yüksek olanlar da özel okullara mecbur bırakılmaktadır. Devlet okullarının Fen Liselerinde 11. ve 12. Sınıflarında öğrenci yok denecek kadar azdır. Kısacası eğitimde fırsat eşitliği tamamen yok edilmiştir.
Mesleki ve teknik eğitimin itibarı zedelenmiş, eğitimin niteliği düşürülmüştür. Bu okulları sosyoekonomik olarak da dezavantajlı kesimlerden gelen akademik başarısı düşük öğrenciler tercih etmektedir. “4 gün iş 1 gün okula” diye yoksul ailelerin çocuklarına tek alternatif haline getirilen Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) çocuklarımızın devlet eliyle ucuz ve güvencesiz işgücü olarak kullanıldığı, çocuklarımızın yaralandığı veya öldüğü bir projeye dönüşmüştür. İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisi verilerine göre, 2024 yılının ilk 7 ayında MESEM programı kapsamında 9 çocuğumuz iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir.
Öğretmen, öğrenci ve geçim savaşı veren velilerimizin durumu böyle iken okullarımızın durumu da ne yazık ki içler acısıdır. 22 yıllık AKP İktidarı, derin yoksulluk ağına düşürdüğü çocuklarımıza okullarımızda bir öğün yemek veremediği gibi bir bardak temiz içme suyu bile sağlayamamaktadır. Okullarımız çocuklarımız için güvenli ve sağlıklı yerler olmanın çok uzağındadır. Kamusal, parasız ve eşit eğitim bitirilmiş, devlet okulları ailelerden alınan katkı payları ile ayakta kalmaya çalışan özel okullara dönüşmüştür.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı esnasında Maarif Kongresini toplayarak eğitim ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine uygun olarak iktidarımızda eğitime yeterli bütçe ayrılacak ve sorunlar çözülecektir. Belediyelerimizde halkımızın yararına gerçekleştirilen başarılı projeler iktidarımızda yapacağımız işlerin habercisi niteliğindedir.
Saygılarımızla.
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk; “Bir ülkeyi yıkmak istiyorsanız, eğitim sistemini çökertmeniz yeter” diyor.
Hızla sonlarına yaklaştığımız 22 yıllık AKP’nin mutlak iktidarı döneminde milli eğitim sistemimiz çökme noktasına gelmiştir ve bu haliyle ülkemizin geleceğine ve çocuklarımıza dair hiçbir umut vermemektedir.
Parti Genel Merkezimizin milli eğitim konusunda önemli uyarı ve tespitlerini 2 Eylül itibariyle belediye meclis üyelerimiz kendi meclislerinde gündem dışı söz alarak duyurmaya başladılar.
Bu yıl 1., 5. ve 9.sınıf öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bir eğitim programı olmaktan öte iktidarın çağdışı eğitim manifestosu olma niteliğini taşıyan, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile döneme başlanıyorlar. İhtiyaç analizi ve pilot çalışması yapılmamış, hazırlama ve onaylama süreci katılımcı ve şeffaf yürütülmemiş, kaynakçası, bilimsel dayanakları ve yazarları bile belli olmayan bu modele karşı Cumhuriyet Halk Partisi yürütmenin durdurulması talebi ile ilgili danıştaya dava açmıştır. Öğretmen ve öğrencilerimizin emekleri ziyan edilmeden Yüksek Yargımızın davamızı olumlu sonuçlandırmasını umuyoruz.
Öğretmenlerimiz bir yandan AKP iktidarının eğitimde yarattığı tahribatla mücadele etmeye çalışırken, bir yandan da Öğretmenlik Mesleği Kanunu (ÖMK) adıyla kendi haklarına karşı yapılan bir saldırıyla karşı karşıya kalmıştır. Teklif öğretmenlik mesleğini düzenlemek bir yana yalnızca atama bekleyen öğretmenleri elemek için hazırlanmıştır. Öğretmenlik mesleği kanunu geçtiğimiz dönem meclise sunulmuş partimizin milletvekillerinin başarılı muhalefeti sonucunda görüşmeler Ekim ayına ertelenmiştir.
Üstelik bu yıl okullarımız öğretmen ataması yapılmadan açılıyor. Öğretmen açığı olan okullarda ücretli öğretmenlik adı altında emek sömürüsüyle bu açık kapatılmaya çalışılmaktadır.
Öğrenciler gelir seviyesine göre ayrıştırılmış; yoksul öğrenciler Meslek Liselerine ya da İmam Hatip Okullarına, orta gelir düzeyinde olanlar Anadolu Liselerine, gelir düzeyi göreceli olarak yüksek olanlar da özel okullara mecbur bırakılmaktadır. Devlet okullarının Fen Liselerinde 11. ve 12. Sınıflarında öğrenci yok denecek kadar azdır. Kısacası eğitimde fırsat eşitliği tamamen yok edilmiştir.
Mesleki ve teknik eğitimin itibarı zedelenmiş, eğitimin niteliği düşürülmüştür. Bu okulları sosyoekonomik olarak da dezavantajlı kesimlerden gelen akademik başarısı düşük öğrenciler tercih etmektedir. “4 gün iş 1 gün okula” diye yoksul ailelerin çocuklarına tek alternatif haline getirilen Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) çocuklarımızın devlet eliyle ucuz ve güvencesiz işgücü olarak kullanıldığı, çocuklarımızın yaralandığı veya öldüğü bir projeye dönüşmüştür. İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisi verilerine göre, 2024 yılının ilk 7 ayında MESEM programı kapsamında 9 çocuğumuz iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir.
Öğretmen, öğrenci ve geçim savaşı veren velilerimizin durumu böyle iken okullarımızın durumu da ne yazık ki içler acısıdır. 22 yıllık AKP İktidarı, derin yoksulluk ağına düşürdüğü çocuklarımıza okullarımızda bir öğün yemek veremediği gibi bir bardak temiz içme suyu bile sağlayamamaktadır. Okullarımız çocuklarımız için güvenli ve sağlıklı yerler olmanın çok uzağındadır. Kamusal, parasız ve eşit eğitim bitirilmiş, devlet okulları ailelerden alınan katkı payları ile ayakta kalmaya çalışan özel okullara dönüşmüştür.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı esnasında Maarif Kongresini toplayarak eğitim ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine uygun olarak iktidarımızda eğitime yeterli bütçe ayrılacak ve sorunlar çözülecektir. Belediyelerimizde halkımızın yararına gerçekleştirilen başarılı projeler iktidarımızda yapacağımız işlerin habercisi niteliğindedir.
Saygılarımızla.
FACEBOOK YORUMLAR