ADABI MUAŞERET KURALLARINA UYMANIN YARARLARI

Burada, ülkemizde, son zamanlarda seçim meydanlarındaki politikacıların üslubuna istinaden halkımızın rahatsızlığını dile getirmek istedim

21 Mart 2014 - 21:48
Burada, ülkemizde, son zamanlarda seçim meydanlarındaki politikacıların üslubuna istinaden halkımızın rahatsızlığını dile getirmek istedim. Görünen o ki politikacılarımız kullandıkları dil ile halkımızın psikolojisini dengesizliğe doğru yöneltmekte, sinir uçlarına dokunmakta, toplumu,  tarihinde görülmemiş şekilde germektedir. Halkımız, ülke içindeki bu gerginliğin yanında, sınırlarımızda olup bitenler, tehlikeler, ekonomik tıkanıklıkların da içerisine düşerek, daha da endişeli hale gelmiştir. Politikacılarımız projelerini anlatarak,  halkın oylarını almak yerine, diğer parti başkan ve görevlilerine, kendilerine yakışmayan bir lisanla, hakaret edercesine hitaplarını sürdürmektedirler. Bu Türk toplumuna uymadığı, yakışmadığı gibi büyük zararlar da vermektedir. Meydanlardaki oluşan stresin neticeleri hem kısa vadeli kavga şeklinde, uzun vadeli de büyük kinlere sebebiyet vermesi bilimsel bir tespittir. Rüşvetle ilgili söylemler, Dolarların karton kutularındaki görüntüleri, Subayların hapislere kitlenmeleri, arkasından çıkarılmalarına kılıf biçilmeleri, durup dururken özel mahkemelerin kurulma ve kapatılmalarının açıklamaları, bugüne kadar açıklanmamış değil. Hele hem başbakanımızın, hem de bütün partilerin mahkemelerle ilgili yorum, yadırgama ve içerik hakkındaki konuşmaları, ne demokrasi ile bağdaşır, ne de Türk Milletinin karakteridir. Türk Milleti bu zamana kadar, böyle bir adabı muaşeret dışı hitapları tarihinde yaşamamıştır. Ben 74 yaşındayım ama böyle hitaplar yaşamadım,  duymadım. Etrafımızın her yerinde,  Türk Milletine ait azınlık durumundaki insanlarımız, asimile olmakla karşı karşıya kalmakla beraber, sahip oldukları toprakları, yurtları ellerinden alınırken, partilerimizin başkanlarının, oy alabilme uğruna, birbirlerine saldırmalarını,(namerttir, şerefsizdir.) gibi kelimeleri kullanmaları Türk Milleti’nin kabul edebileceği bir hitap şekli olmamalıdır. Ayrıca 21.ci yüzyıla girmişken artık ideolojik söylemler üzerinden halka hitap etmeyi kendimizden uzak tutmalıyız. Hele dinimizi politikaya alet etmemiz, Kur-an-ı Kerim’in adını anarak politika yapmamız çok ayıptır, kabul edilemez. Çünkü bu hem kendi milletimizin, hem bütün Müslümanların ortak malıdır. Ortak malların, kutsallarımızın, politikaya alet edilmeleri, adabı muaşeret kaideleri ile bağdaşır mı? Aklımızı başımıza alalım. Aklını başına almayan politikacılara ders verelim. Türk Milletinin dünya milletleri arasında yerini alması ancak kültürel yönde yükselmekle mümkündür. Buna ihtiyacımız var. Devletimiz her konuda,  dışarıya cazip görünür hale gelmez, ordumuzun donanımını üstün seviyeye çıkarmazsak çok daha Çanakkale olayları yaşar, çok daha Kırımlar kaybederiz. Arkasından da duygusal krizler geçiririz. Herkesi muaşeret söylemlerine davet etmek bizden.

kavranoğlu


 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum