Ama taraftarın son maçı değil…

YER YER KARİYER ve SAMSUNSPOR

Fransızca kökenli bir kelime olan kariyer, “bir meslekte zaman ve çalışmayla elde edilen aşama, başarı ve uzmanlık” anlamına gelmektedir. Çalışmak ve zaman sözcüklerinin ilk çağrıştırdığı durum ise, “tecrübe” sözcüğü ile koşut bir takvim yaşı ve müsabık niceliğidir diyebiliriz. Yani geçmiş başarılarına ait niteliğin sabıkalaşmasıdır. Futbol için konuştuğumuzda ise farklı bileşenler ayrıca devreye girmez.

Bir futbol kulübünün yöneticilerinin kariyer için yönetici olduklarını düşünemeyiz/ düşünmemeliyiz. Örneğin rahmetli Süleyman Saba Beşiktaş kulüp başkanlığı sayesinde kariyer yapmadı. Ali Şen de keza öyle. Rahmetli İlhan Cavcav ise daha belirgin bir örnek teşkil ediyor. Ama bazı yöneticiler ya da kulüp başkanları kendi istikbaline kanalizasyon oluşturacak kariyeri kazanım olarak görüp, bu görevlerinde istekli ve ısrarcı görünebilirler.

Acaba Samsunspor böyle bir kulüp mü?

Futbolcular için kariyerin belli aşamaları ve hassasiyet emareleri söz konusudur. Yaş küçük iken kariyeri öncelemek önemlidir. Yaş geçince sıkıntılı bir süreç başlar. Büyük kulüplerde oynamak da kariyer göstergesidir. Kariyerin popülerlik sınırı ya da ekonomik gerekçeleri ayrıca belirleyicidir. Arda Turan’ı ele alalım mesela. Ali Sami Yen Stadyumunda top toplayan çocuk.  Galatasaray altyapısı. Galatasaray’da oynamak için başka kulüpte kendini geliştirdi. Galatasaray’da oynadı. Milli Takım’a yükseldi. Athletico Madrid ve devamında Barcelona’da oynuyor şu an. Aşama aşama, basamak basamak kariyer. Potansiyel ve kapasitesini uygun ortam ve atmosferde göstermenin parasal karşılığı olarak bir kariyer. Bazı kulüpler kariyer için tramplen tahtasıdır, bazı kulüpler kariyerin sonlandığı yerdir.

Acaba Samsunspor böyle bir kulüp mü?

Antrenörler, teknik direktörler için kariyer nedir ve nasıl elde edilir? Lucascu, Fatih Terim, Abdullah Avcı, Yılmaz Vural ve Osman Özköylü örneğine odaklanalım. Lucescu, kariyeri çok değil ama ekonomik karşılığı oldukça çok olan bir teknik direktör. Yaş yetmişlerde. Fatih Terim, koşulları ve idealleri mükemmel örtüştürüp başarılı olan ve tartışılsa da ülke futbolunun emanet edildiği bir kariyer. Yılmaz Vural, diplomalarla kariyerini baştan deklare eden ama başarısızlıklarını parçalı parçalı yaşayan ve 30’a yakın kulüp çalıştıran bir örnek. Abdullah Avcı, kariyeri tescillenmeyen ama kariyer sahibi olduğu savunulan bir antrenör. Osman Özköylü’ye gelince iki nokta üst üste koymak gerekiyor. Niçin mi?

Sayın Özköylü Samsunspor’a teknik direktör olduğu gün kariyerini hiçe sayarak bu görevi kabul etiğini dile getirdi. Var olan kariyeri ise Elazığspor’u üst lige çıkarmak. Ankaraspor, Adanademirspor, Sıvasspor gibi kulüplerde daha fazla avantajlı iken. Sıvasspor’dan ayrıldığında başarısız görülmüştü. Sıvasspor şimdi Süper Lig’e çıktı. Samsunspor’a geldiğinde Samsunspor düşme potasındaydı, şimdi yine öyle. Eğer Samsunspor düşerse kariyer düşecek. 27 maçlık kariyeri son maça bağlı. Eğer bu maçı kazanırsa kariyeri düşmemiş mi olacak. Bence bu kariyer konusunu uzatmayalım.

Samsunspor; rahmetli Nuri Asan, Multescu, Ertuğrul Sağlam, Hüseyin Kalpar gibi antrenörlerin kariyer kazandığı bir kulüp. Tanjular, Savaşlar, Orhanlar,  Serkanlar, Celiller, Ertuğrullar, Tümerler, kaleci Fatihler gibi birçok futbol yıldızının ocağı olmuş bir kulüp. Menteşeoğulları, İsmail Uyanıklar gibi başkanları geliştiren bir kulüp. Ama hepsinden önemlisi ve en kariyerli Samsunspor’lu, “Samsunsporlular”dır. Yani taraftarlardır. Türkiye’nin ilk beşine girecek taraftarlardır. Ben de bir taraftar ve 33 yıllık Ondokuz Mayıs Stadyumu müdavimi olarak bir kariyere sahibim aslında…

Sonuç olarak kariyeri Samsunspor taraftarlığı olan bir son hafta yaşayacağız. Stadyumda son maç, ligde son maç, muhtemelen Osman Özköylü’nün ve birçok futbolcunun da Samsun’da son maçı olacak bu.

Ama taraftarın son maçı değil…