12 EYLÜL'DEN BETER DURUMDAYIZ

Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl Başkanı Av

Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl Başkanı Av. Tufan Akcagöz, 12 Eylül darbesinin 37. yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Askeri veya sivil, tüm darbelerin, bütünüyle toplum iradesine yönelik saldırı niteliği taşıdığını dile getiren Tufan Akcagöz, "Demokrasi, olmazsa olmazımızdır. Millet, kendi özgür iradesi ile geleceğini tayin edebilme hakkını dilediği gibi kullanmalıdır. Demokratik sistemin, denetleme mekanizmaları sağlam olmalı ve millet iradesini fesata uğratacak herhangi bir antidemokratik gelişme ortaya çıktığında, mutlaka derhal tedbir alınmalıdır. 12 Eylül'ün üzerinden 37 yıl geçti. Ancak, çok büyük izler bırakıp geçti. Çok büyük acılar bıraktı. Türk tarihinin belki de en acı ve ıstıraplı günlerini yaşadık. Yaşı büyütülüp asılan gençler, zindanlarda tükenen ömürler, hep bu dönemin hikâyeleridir. 12 Eylül rejiminin baskıcı ortamında hayatını kaybedenleri, saygıyla anıyorum. 12 Eylül, demokrasiyi korumak adına yola çıkıldığı söylenilen ama daha sert ve özgürlüklerin kısıtlandığı bir sistemi ihdas eden bir yapının adıdır. Türkiye'de İslamcı siyasal kanadın yükselişi, 12 Eylül'le birliktedir. Tayyip Erdoğan ve siyasi çizgisinin önünü açan da 12 Eylül'dür. Çünkü 12 Eylül ihtilalini zarar görmeden atlatanlardan biri de Tayyip Erdoğan'dır" dedi.
Yaşadığımız sürecin, 12 Eylül 1980 darbe süreci ile kıyaslandığında, aşağı kalır tarafı olmadığını söyleyen Tufan Akcagöz, "12 Eylül, demokrasiye yönelmiş bir saldırı idi. 15 Temmuz da öyle. 15 Temmuz'da da, birileri kalkıp darbe yapmak istedi ama başarılı olamadılar. İyi ki de öyle oldu. Çünkü sosyal demokratlar olarak, her zaman demokrasinin ve özgürlüklerin korunması ve yaşatılmasını savunuruz. Ancak AKP hükümeti, 20 Temmuz 2016 tarihinden itibaren, olağanüstü hal rejimi adı altında, demokratik teamülleri hiçe sayarak ve insan hak ve özgürlüklerini görmezden gelerek, tek tip bir sistem kurma arayışına girmiştir. Olağanüstü hal rejimi bugün itibariyle hala devam ediyor. Olağanüstü hal rejiminin doğasına uygun olarak, Kanun Hükmünde Kararnameler ile ülke yönetiliyor. Parlamenter faaliyet zayıflatılıyor. Böyle bir dönemde, Anayasa değiştirildi. Yargıya güven, tükenme noktasında. İnsanların, yarına dair endişeleri çok büyük. Tüm darbe ve darbe teşebbüslerinden çıkaracağımız sonuç, demokrasiye ve özgürlüklere daha çok sahip çıkmamız gerektiğidir. Ancak maalesef ülkemizde bu süreç tersine işliyor. Demokrasi, özgürlük rejimidir. İnsanların, ortak irade ile geleceklerini tayin edebildiği, azınlıkların hakkının da mutlak gözetildiği bir sistemdir. Ancak bugün, birçok kanun ihlali yaşadığımız gibi, demokrasi ve özgürlükler noktasında 12 Eylül'e zaman zaman taş çıkartan bir dönemden geçtiğimiz hepimizin malumudur. Bu nedenle, ülkenin derhal normalleşmesine yönelik talebimizi yineliyoruz. Türkiye tarihinde önemli bir dönüm noktası olan 12 Eylül darbesinin yıl dönümünde, daha çok demokrasi, daha çok özgürlük talep ediyor, her türlü baskıcı tedbir ve muamelenin, bir an önce ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Bu taleplerimiz, birlikte ve özgürce yaşamamız için hava gibi, su gibi temel bir ihtiyaçtır" diye konuştu.