30 GÜN ÖNCE GELENLER SORUNLARI ÇÖZEMEZ…

30 YILLIK SIKINTILARI 30 GÜN ÖNCE İLÇEYE GELENLER ÇÖZEMEZLER Saadet Partisi Canik Belediye Başkan Adayı Turgay Tuncer belediyeciliğin bir ekip işi olduğunu ve en iyi ekibin ise Saadet Partisi önderliğ

30 YILLIK SIKINTILARI 30 GÜN ÖNCE İLÇEYE GELENLER ÇÖZEMEZLER

Saadet Partisi Canik Belediye Başkan Adayı Turgay Tuncer belediyeciliğin bir ekip işi olduğunu ve en iyi ekibin ise Saadet Partisi önderliğinde göreve talip olan Milli Görüş’te olduğunu söyledi.

Saadet Partisi Canik Belediye Başkan Adayı Turgay Tunçer, “Allah’ın izniyle hizmete geldiğimizde yapmış olduğumuz tespitleri genç dinamik isinde uzman ekibimizle birlikte biz çözeceğiz” diyerek kendisinin 30 yıldır bölgede yasadığını, sorunları iyi bildiğini çözümünü de planladığını dile getirdi. 30 yıllık sıkıntıları 30 gün önce bölgemize yerleşen adayların bilemeyeceğini de sözlerine ekleyen Tunçer, onlara bu dönem caniyi tanımalarını sıkıntılarını tespit etmelerini bir daha ki seçimlerde sahaya inmelerini önerdi.  Başkan aday Tuncer konuşmalarına söyle devam etti: “Halkın artık bilinçli olduğunu bos vaatlere karni tok olduğunu bunun ispati da 3o mart sandık sonuçları olacaktır”

YOLSUZLUK EKONOMİK MODEL HALİNE GELDİ

AK Partili belediyelerin hesapsız ve kontrolsüz harcamaları, amaçsız ve plansız yatırımları, artık başlı başına bir ekonomi türü haline gelen yolsuzlukları nedeniyle buharlaşan kaynaklar geri döndürebilmek için Canik’te beş yıllık bir Milli Görüş iktidarına ihtiyaç olduğunu da dile getiren Saadet Partisi Canik Belediye Başkan Adayı Turgay Tunçer, Yolsuzlukların önlenmesi, şeffaflığın siyasi ve ekonomik ilke olması, yoksulluğa sosyal destek sağlamakla yetinmeyip kaynak aktarılması ve kentin kendi kaynaklarıyla yerel kalkınmasının gerçekleştirilmesi ‘Milli Görüş’ün yeni yerel yönetim modelinin çerçevesini oluşturmaktadır” diyerek şöyle devam etti.

SAADET KENTLERİ

30 Mart’tan sonra Canik’te Saadet Kenti hayata geçirmek için çalışmalara başlayacağız. Saadet Kenti’nin siyasi ayağı ‘yerel demokrasi’, ekonomik ayağı ‘yerel kalkınma’, toplumsal ayağı ‘sosyal doku rehabilitasyonu’, çevre ayağı ise ‘kent entegrasyonu’ olacaktır. Yerel demokrasi; yerel egemenliği halka devretmek, güçlü ve etkin denetimle yerel yönetimi kontrol altında tutmak, farklılıkların barış içinde ve özgürce müzakere süreçlerine katılmasına kurumsal güvence sağlamak, mahalleyi baskının değil özgürleşmenin mekânı yapmak gibi alanlarda gerçekleştirilecektir. Yerel kalkınma; kentin cari açığını kapatmak, fert başına kent gelirini arttırmak, kent işsizliğini azaltmak, genel bütçeye yük olmadan kentin yatırım bütçesini oluşturmak, kent hasılasını çoğaltmak vs. gibi çalışma alanlarını içerecektir.

Sosyal doku rehabilitasyonu; kente aidiyeti güçlendirmek, kentteki çoğulcu yapıyı korumak, engelli dünyanın kente katkısını özgür bırakmak vs. gibi alanları harekete geçirecektir. Kent entegrasyonu; kentsel bilginin serbest dolaşımını sağlamak, kentin kopuk parçalarını birleştirmek, bilgi üreten ve üretime katılan mahalleyi canlandırmak, iklim değişimi programını başlatmak vs. gibi çalışma alanlarını kapsamaktadır. ‘Saadet kenti’, ekonomik sorunları ve işsizliği kentlerin sorunu olarak görüp çözümü de yerinde üretmek üzere yerel yönetimin liderliğinde ‘yerel kalkınmayı gerçekleştirmeyi hedeflemelidir.

AK Partili belediyeler ise işsizliği merkezi hükümetin ilgi ve yetki alanında bir sorun olarak gördüklerinden kendi şehirlerinde bu soruna çözüm aramıyorlar. Belki en çok, hatırlı ilişkilerin devreye girmesiyle bireysel çözümler bulunuyor ama bu da toplumsal bir travma yaratan işsizliğin kurumsal ve kalıcı çözümüne yardımcı olmuyor. Şehrin ekonomisini ilgilendiren bir sorun olarak işsizlik, mevcut yerel yönetimlerin gündeminde yer almıyor.