ADAYLIĞINI AÇIKLADI...

AKIN ÜNER MHP SAMSUN MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYLIĞINI AÇIKLADI

AKIN ÜNER MHP SAMSUN MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYLIĞINI AÇIKLADI.

Eski SAMULAŞ A.Ş. Genel Müdürü ve Rumeli kültürü ve tarihi üzerine çalışmalarıyla tanınan Akın ÜNER , MHP Samsun İl Başkanlığı binasında gerçekleştirdiği basın toplantısında MHP’den Milletvekili Aday Adayı olduğunu açıkladı.

Bir süre önce sosyal medya üzerinden aday adaylığını açıklayan Akın ÜNER, bugün MHP Samsun İl Başkanlığında; parti il yöneticileri, STK yöneticileri, partili, partisiz birçok kişinin geniş katılımıyla yapılan toplantıyla aday adaylığını açıkladı.

Akın Üner’in konuşma metni;

Sayın il başkanım, sivil toplum örgütlerimizin yöneticileri, teşkilatımızın her kademesinde görev yapan neferleri, basınımızın değerli mensupları, hanımefendiler, beyefendiler…

Yüreklerinin güzelliği yüzlerine yansıyan sevgili Samsunlular…

Ülkemizin yarınları için hayati derecede önem taşıyan bir seçim için kolları sıvadığımız bugünlerde sizlerle bir araya gelmenin sevincini yaşıyorum.

Malumunuz bugün 14 Şubat…

Büyük halk ozanımız Âşık Veysel,

“Bilirsem Türklüğün var kıymetini / vatanım milletim bana kâfidir”

Demiş ya hani…

Tüm dünyada sevgililer günü adıyla benimsenen bugünde, yurt sevgisi yüreklerinden taşan bu kadar insanımızın bir araya toplanmış olmasında bir hikmet olsa gerek.

Değerli arkadaşlar,

Ülke olarak zor günler geçiriyoruz. Topraklarımızın bir bölümünde ne yazık ki devlet otoritesi kaybolmuş durumda.

Ekonomi alarm zilleri çalıyor. Toplumun geniş kesimleri fakirlik ve yokluk içinde…

Memleketi saraydan yönetenler, iktidarlarını güçlendirmek için başkanlık sistemi gibi yapay gündemlerin peşindeyken çöken adalet ve ahlak milletin günlük hayatını bile tehdit eden bir hal aldı…

İş güvencesi olmayan insanlarımız köle gibi çalıştırılır hale gelmiş…

İşsizlik ve fakirliğe esir edilen milyonlarca insan üç kuruşluk sosyal yardımların yüzü suyu hürmetine iktidarın yanlışlarına göz yumar olmuş…

Gençlerimiz uyuşturucuya esir edilmiş…

Ekonomimiz Araplara arazi satarak ayakta tutulmaya çalışılıyor.

Kan emici yabancı lobilerin çarklarına su taşıyan alışveriş merkezleri, otel zincirleri, enerji ve ulaşım yatırımları, kalkınma hamlesi diye millete yutturuluyor.

Adeta yavaş yavaş suyu ısıtılan bir kurbağa gibi refleksleri yavaşlatılan toplum, ülkenin kötü gidişini tepkisiz biçimde izlemeye başlamış…

Memleketin gidişatına dair aklı başında herkesin gördüğü bu vahim tablo karşısında önümde iki seçenek duruyordu:

Ya ben de bu yolun yolcusu olacaktım ya da vicdanımın sesini dinleyecektim.

Ya “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyerek “aman se de!” Diyecektim…

Veyahut “böyle gelmiş böyle gitmez” diyerek kendimi mücadeleye adayacaktım.

Ya üç maymunu oynayıp “benim elimden ne gelir?” Diye başımı öne eğecektim.

Veyahut “işte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklalini ve cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.” Diyen Atatürk’ün sesini kulak kabartacaktım.

Değerli arkadaşlar,

Vicdanımın sesini dinledim ve ikinci yolu seçtim.

Üç kuşak önce yaşamış atalarının mezarları düşman çizmeleriyle ezilerek yok edilmiş bir ailenin evladıyım ben…

Nenelerimden dedelerimden “Kaybedilmiş vatan toprağı” öyküleri dinleyerek büyümüş birisi olarak bu mücadeleden geri duramadım.

Çoluk çocuğumun yarınları için, “Uyan ey millet! Bu gidiş gidiş değil” diye haykırmaya mecbur hissettim kendimi.

Girdiğimiz mücadelenin zor olduğunu biliyorum.

Ya Dadaloğlu’nun dediği gibi “açılmadan solan bir gül goncası gibi düşeriz kara toprağa…”

Veyahut “dala, yaprağı hazan etme” diye seslenen Mevlana misali vuslata ereriz.

Çıktığımız yol kutlu bir yoldur.

Bu yol, Bilgekağan’ın oğuz beylerine seslendiği Orhun abidesinden başlar, büyük Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlık seviyesinin üstünde sona erer…

Gücümüzü sultan Alparslan’ın kılıcından, Fatih Sultan Mehmet’in azminden, Mimar Sinan’ın göz nurundan, Yunus Emre’nin kopuzundan, Mevlana’nın dergâhından alıyorum.

Sarı Saltukların duaları, akıncı beylerinin enerjileri, piri reislerin ilmi bizim ışığımızdır.

Saygıdeğer dava arkadaşlarım…

Önümüzde önemli bir seçim var. Bu yarışa girerken amacımızın ne olduğunu iyi belirlememiz gerekir.

Ülke genelinde oylarımızı bir iki puan yukarı çekmek, birkaç milletvekili fazla çıkarmak bize yetmez.

Biz elbette bir fikir partisiyiz.  Ancak bu fikirlerimizi anlatırken amacımız iktidar olmalıdır. Bunun için siyaseti de ilmine göre yapmalıyız.

Samsun’da hedefimiz, seçimden birinci parti çıkmak olmalıdır. Yerel seçimlerde yüzde otuzlara dayanan oy oranımızı en az on puan daha yükseltmeliyiz.

Bunun için iktidara hazır olduğumuzu kapı kapı dolaşarak Samsunlulara anlatacağız.

Ben kendi adıma bu kutlu yolda üzerime düşen vazifeyi yapmaya hazırım.

Bana ve benimle birlikte iktidar yürüyüşüne çıkacak olan tüm dava arkadaşlarıma Allah kolaylık versin…

Sözlerime Bilgekağan’nın binlerce yıl önce Orhun abidelerine kazıttığı mesajıyla son vermek istiyorum:

“Yukarıda gök basmasa ve aşağıda yer delinmese, ey Türk milleti, senin ilini, töreni kim bozabilir?”

Hepinize en derin sevgilerimi, saygılarımı sunuyor, desteklerinizden dolayı teşekkür ediyorum.

Akın ÜNER Kimdir?

1971’de Samsun’da dünyaya geldi. İlk, orta ve lise tahsilini Samsun’da tamamladıktan sonra 1992’de Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Daha sonra aynı üniversitenin ulaşım planlama ana bilim dalında yüksek lisansını tamamladı. 1993 – 1999 tarihleri arasında Karayolları Genel Müdürlüğü’nde çalıştıktan sonra Samsun Büyükşehir Belediyesinde görev yapmaya başladı. Samsun Ulaşım AŞ’de 2 yıl süreyle genel müdürlük yaptıktan sonra halen Büyükşehir Belediyesi’nde raylı sistem proje müdürü olarak çalışmaktadır.

Rumeli kültürü ve tarihi üzerine çalışmalarıyla tanınan Akın ÜNER, bu konuda faal sivil toplum örgütlerinde yöneticilik yaptı. Alaçam’da kurulan Türkiye’nin ilk mübadele müzesinin kurucuları arasında yer aldı. Çok sayıda makale ve köşe yazısı yayınlandı.

1923-27 yılları arasında yaşanan nüfus mübadelesini hem Türklerin hem de Rumların gözüyle anlatan ilk romanı Çalı Harmanı ile tanındı. Ünlü Osmanlı akıncı beyi Evrenos Gazi’nin emaneti olan kılıç ve kaftanın günümüze kadar uzanan öykünün anlatıldığı Mümin Bulut isimli romanı 2013’te basıldı.

Romanlarında Balkan Türkçesinden ve kültüründen izler taşıyan özgün bir edebiyat dili kullanan Akın Üner’in üçüncü kitabı “Selanik Masalı” ise 93 Harbi öncesinde bu şehirde yaşanan acıklı bir aşk hikâyesini işliyor.

Akın ÜNER, evli ve bir çocuk babasıdır.