Artık modern toplum...

YENİ ALANLAR AÇMA MÜÇADELESİ Artık modern toplum çağındayız, yerleşim alanlarına yeni yerleşim alanları ekleme mücadelesi hızla artıyor

YENİ ALANLAR AÇMA MÜÇADELESİ

Artık modern toplum çağındayız, yerleşim alanlarına yeni yerleşim alanları ekleme mücadelesi hızla artıyor. Yeşil alanları, ormanları, hatta denizleri bile karaya katma çalışmaları artıyor. İşsizlik, ekonomik sorunlar insanları hızla büyük şehirle göçe zorluyor. Şehirlerdeki kalabalık nüfusa nefes aldıracak alanların açılmasının en kolay yolarından biri de denizleri karaya katmak.
Oysa Dünya yaşamı diğer canlılarla bir arada paylaşmak için insanoğluna emanet edilmiştir. Ama maalesef görüyoruz ki son yıllarda insanoğlu binlerce bitki ve hayvan türünün yok olmasına neden oluyor. Bu şekilde ekolojik yaşama ağır bir darbe vuruluyor, insanoğlunun böyle bir müdahale hakkı var mı, bunun bir sınırı yok mu? Ayet i kerimede; “ çoğaltma yarışı kabirlere girinceye kadar sizi oyaladı durdu ''(102/1-2 bkz) buyuruluyor. Evet, insanoğlu doyumsuz, bir, şeyler biriktirme mücadelesi maalesef bazı değerlerin, bazı güzelliklerin, bazı türlerin yok olmasına sebep oluyor. Peki, ebedi âlem olan ahirette büyük sorguda; ''Efendim buna biz mecburduk, ihtiyaçlarımız vardı, çocuklarımıza ve eşlerimize daha iyi bir yaşam sağlamak için buna mecburduk cevabı kimseyi kurtarır mı? O ayrı bir konu. Bir karıncanın, bir solucanın bile yaşama hakkı ve yaşam çevresi olduğunu düşünürsek artık ne büyük kıyım ve kırım yaptığımızın farkına varırmıyız bilmem.
Şöyle bir düşünelim; 50 yıl sonra İstanbul’un nüfusu 50 milyona dayandığı zaman kuzey ormanları da haliyle kalmayınca yeni yerleşim alanları için hadi Marmara Denizini dolduralım denilirse hiç şaşırmamak lazım. Çünkü bugünkü şartlar ve bu gidişat onu gösteriyor, kendisine verilen bir emaneti eliyle bozma başarısı sağlayan en başarılı varlık insanoğlu. Yeni Yaşam alanları oluştururken bazı canlıların yaşam haklarını elinden almaya kimsenin hakkı var mı?
Her yıl atmosfere bırakılan binlerce ton karbondioksit yüzünden tüm Dünya, sıcaklık derecesi giderek artan ve dünya ikliminin normal yapısını tehdit eden bir seraya dönüşmüş, ozon tabakası deliğinin büyümesi sonucunda Dünya ultraviole mor ötesi ışınların zararlı etkilerine karşı korunmasız, kimyasal gübre ve koruyucu maddeler yüzünden besin ürünleri zehirli ürünler, denizler ve akarsular pislik yatakları, tarıma elverişli araziler plansız ve yoğun ziraat sonucunda, Dünyanın akciğerleri tropik ormanlar, büyük boyutlarda kesim ve yangınlar sonucunda çöl ya da elverişsiz araziler haline gelmişlerdir. Bunlar hep insanoğlunun yıkım ve kırım marifetleri.
Kapitalizm/emperyalizm kâr uğruna doğayı talan ediyor. Yaşamın temelleri yok ediliyor Doğanın talan edilmesine, hoyratça sömürülmesine dur diyelim. Denizler kaybettiği yerleri deprem ile tekrar geri aldığına birçok kez şahit olduk. Ya bir gün toprak da celallenip kaybettiği yerleri geri almak isterse… Onu da hep birlikte bir düşünelim.