BAKANLIĞIN KAPSAMINI BAŞTAN AŞAĞIYA GÖZDEN GEÇİRMEK LAZIM!

İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar TBMM'de yaptığı açıklamada, artan ekonomik krize ve son dönemde özellikle inşaat sektörü başta olmak üzere birçok sektörün sorunlarına ilişkin değerlendirm

İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar TBMM’de yaptığı açıklamada, artan ekonomik krize ve son dönemde özellikle inşaat sektörü başta olmak üzere birçok sektörün sorunlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sigortalılık süresinden sayılmıyor!
Açıklamasında, yurt dışında çalışan işçilerin sağlık hizmetlerinden istifade etmelerine rağmen, yurt dışında çalıştıkları sürenin sigortalılık süresinden sayılmadığına dikkat çeken Yaşar konuyla ilgili şunları kaydetti; “Özellikle yurt dışı müteahhitlik hizmetleri üzerinde durmak istiyorum. Yurt dışında çalışan işçilerimiz sağlık hizmetlerinden istifade etmelerine rağmen, yurt dışında çalıştıkları süre sigortalılık süresinden sayılmıyor. Müteahhitlik hizmetleri konusunda Türkiye hakikaten çok önemli bir yere sahip; ilk 50 firma içinde Türk şirketleri var, ilk 200 firma içinde Türk şirketleri var. Dünyanın 180 ülkesinde de iş adamlarımız müteahhitlik hizmeti yapıyorlar, buna benzer faaliyetlerde bulunuyorlar ama maalesef, bunların Türkiye'den götürdükleri elemanların çalıştığı gün sayısı sigortalılık gününden sayılmıyor. İnşallah, bu kanun kapsamında -kürsülerden de hep söylüyoruz-  gereken Kanun Teklifini, Önergeyi siz verin, biz imzalayalım ama yurt dışında çalıştıkları günler de en azından sigortalılık gününden sayılsın.”
180 ülke içerisindeki “ticaret ataşeliklerimiz” maalesef boş!
Yurt dışına çıkan Türk firmalarının birinci günden başvurdukları yerlerin, ticaret ataşelikleri olduğunu belirterek sözlerine başlayan İYİ Parti Samsun Milletvekili; “Bugün, dünyadaki yani 180 ülke içerisindeki ticaret ataşeliklerimizin önemli bir kısmı maalesef boş! Oralarda maalesef bizim ticaret ataşemiz bile yok. Buradan uyarıyoruz, bir an önce bu boşlukları dolduralım. Unutmayalım ki bugün Çin, dünya ekonomisine yön veren ülkelerin başında geliyor. Size şöyle ifade edebilirim: Çin'in ticaret ataşeliklerinde çalışan eleman sayısı, konsolosluklarında çalışan eleman sayısından daha fazla. Yani hiç kimse durduğu yerde bir yerlere gelmiyor. Dolayısıyla bizim ticaret ataşeliklerimiz, aynı zamanda iş adamlarımızın, randevularını almak zorunda; aynı şekilde bağlantılarına, otel bağlantılarına, iş ilişkilerine hukuki yardımları, destekleri vermediği sürece bizim umduğumuz yerlere gelmemiz mümkün değil” dedi.
Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinden sorumlu bakan yardımcılarımızı, biz, yanımızda görmek istiyoruz
Yaşar, Türk firmalarının özellikle yurt dışında iş yaparken, işi aldığı andan itibaren, bulundukları ülkelerdeki Ekonomi Bakanlığına bir dilekçeyle işi aldığını beyan ettiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti; “Bu işi yapma esnasında, özellikle tahsilat aşamasında, bu ülkelerdeki -bizim daha fazla iş yaptığımız ülkeler üçüncü dünya ülkeleri- tahsilatlarında çok ciddi problemler yaşıyor, bu aşamada devleti yanında görmek istiyor yani bu tahsilatları yaparken tahsilatlarda çok ciddi zorluklar yaşıyoruz. Özellikle onların yerel para birimiyle iş yapan firmalar konvertasyonlarda çok ciddi problemler yaşıyor; serbest piyasa kuru farklı, banka kurları farklı, paraların ülkemize transferinde çok ciddi problemleri var. İşte tam burada Ekonomi Bakanlığımızı, yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinden sorumlu bakan yardımcılarımızı, biz, yanımızda görmek istiyoruz.”
Türk iş insanları yurt dışına iman kuvvetiyle gidiyor!
İnşaat Mühendisi olan ve bu nedenle inşaat sektörüne, sorunlarına hâkim olan Bedri Yaşar, Türk firmalarının özellikle yurtdışında yaptığı işlerde desteklenmemesinden de yakındı.
Özellikle yurt dışında iş yaparken firmaların, kendi kredileriyle o ülkelere gittiklerini fakat Türk iş insanlarının zorluk yaşadığını belirten Samsun Milletvekili konuyu şu şekilde açıkladı; “Yani diyelim ki Fransız firmaları kendi kredileriyle, kendi şirketleriyle gidiyor, o ülkeye kredi açtığı için o ülkeden iş alma şansları yüksek ama bizim iş adamlarımız, iman kuvvetiyle gidiyor "Ver elini." Diyor!!! Nasıl helalleşebilirse, hangi şartlarda iş alabilirse bu şartlarda iş almaya çalışıyor. Dolayısıyla bu şartlar altında rekabet mümkün mü? Tabii ki mümkün değil. Dolayısıyla bizim Eximbank'ı buradan ben tekrar uyarıyorum: Bu yurt dışı müteahhitlik hizmetleri konusunda -şart değil- üretimde de, imalatta da bu kredileri kullandırdığı ülkelere en azından Türk firmalarıyla beraber çalışma şartını getirsin. Bugün, ülkemizde de belli projeler, özellikle büyük projeler yapılırken -Marmaray da buna dâhil- hep yabancı firmaları görürsünüz. Nedir? "Eğer biz bu ülkenin kredisini veriyorsak, bu projenin kredisini veriyorsak bizim firmalarımızla çalışacaksınız." şartı var. Aynı şekilde, Eximbank da yurt dışına açtığı kredilerde bizim ülke müteahhitlerimizle, ülke iş adamlarımızla yapma şartını getirmesinde çok büyük fayda var.
İkincisi, bu hizmetlerden elde edilen, özelikle, hak edişleri... Mesela, Türkiye'de yapılan işlerde firmalar hak edişlerini bankalara temlik ederek finansal sıkıntılarını bir miktar giderebiliyorlar ama…
Ticaret Bakanlığı’nın Kapsamını Baştan Aşağıya Gözden Geçirmek Lazım!
“Firmaların alacakları var, hep kendi sorunlarını kendileri çözmeye çalışıyor. Artık bizim Türk bankalarının bütün civar ülkelerde şubeleri var; devlet burada da araya girip bu şubeler marifetiyle Türk iş adamlarının alacaklarını bir şekilde garanti altına alıp, temlik edip bunların da finansal sorunlarını gidermeli. Yani bu üç ayaklı bir sistem. Devlet, vatandaşının yanında olmadığı sürece bu üçüncü ülkelerde çok ciddi sorunlar yaşıyoruz. Yurt dışına çok sık gidip gelen biri olarak şunu söyleyebilirim: İnanın, şu an hapishanelerde bile bir sürü Türk var. Yani konsolosluk akşama kadar bunlarla uğraşıyor. Yani bu işi Ticaret Bakanlığı kapsamını baştan aşağıya yeniden bir gözden geçirmek lazım. İş adamlarımızı dünyanın dört bir tarafına gönderirken yanlarında olduğumuzu.
Biz diyoruz ki: Türkiye'nin kaynakları ortada yani sağdan, soldan LİBOR+1'di, 5'ti, 3'tü diye para aramak yerine iş adamlarımız dünyanın dört bir tarafına gitsinler, devletimiz de onların yanında olsun, oradaki yapacağımız işlerle inanın, ithalat ve ihracat arasındaki farkı, açığı kapatmak daha mümkün olacaktır.
Buradan, iş adamlarımız her seferinde bu şikâyetleri dile getiriyorlar. Diyoruz ki: İnşallah, önümüzdeki dönemde ciddi işler alındı ama devlet yanında olursa kapasitesini 2 katına çıkaracağından hiç kimsenin şüphesi olmasın.”