Bazıları bir şeylere...

AYDINLIĞI KARARTANLAR! Bazıları bir şeylere inandırılıp bir hiç uğruna yok olup gitmekte

AYDINLIĞI KARARTANLAR!

Bazıları bir şeylere inandırılıp bir hiç uğruna yok olup gitmekte.
İŞİD, DAEŞ, PKK ve paralel yapı yıllardır PKK özerklik gibi yalan vaatlerle insanlarını katlediyor.  Haklarını savunuyor! Yalanları ile onları zorluklara sokuyor onları karanlık bir geleceğe doğru sürmekte! Uyanan doğruyu gören karanlıktan aydınlığa ulaşan Kürtleri artık kendilerinden görmüyor…  Onlara her türlü zararı vermekten çekinmiyor.
Güneydoğu’da eşinden dostundan akrabasından öğrencilerinden ve müşterilerinden ayrılmak zorunda bırakılanlar var.
Başkaları tarafından kullanılanların artık bölge halkını kullanamaz hale geldiğinin öfkesi bu.
Bırak sen sınırlar ötesini sen kendi sorunlarınla yoğrul diyenlerin öfkesi bu…
Halkın özgüvenini kazanıp büyük bir çoğunlukla ve dik bir duruş karşısında karşı faaliyette olan ağızları sürekli Kılıcdaroğlu gibi ''artık hükümeti yönetemiyorsunuz bırakın gidin'' sözleri gibi boş hayal kuranların Öfkesi bu…
Kendi kafalarından montajlayıp yalan yanlış evraklarla Hükümeti suçlayan ve kurduğu tuzakları tutmayınca kuyrukları sıkışan paralelcilerin öfkesi…
Trafik kuyruklarından şikâyetçi olup yeni bir köprü, yeni bir hava limanı, yeni bir Metro yapılınca üç beş ağacımız gidiyor naraları atanların öfkesi…
Osmanlının dirilişinden endişe duyanların öfkesi gittikçe çoğalmakta. Bu öfkeden nice garip ve zavallılar zarar görmekte. Onlar Suriye’de, Afganistan’da, Mısır’da, Filistin, Irak ve birçok zulüm ve açlık olan topraklarda susarlar… Onların öfkesi düzene ve sağduyuya hala milleti kendi emri ve kendi fikirlerinin tutsağı yapamama öfkesi bunlar…
Öfkeleri olan o kadar çok ki!
Bombayı giyinip bir yerlerde bombalayanlar değil aslında tek canlı bomba… Yanlış fikirlerle düşmanca fikirlerle donatılmış cahil zihinler sürekli birer canlı bombadır. İnsanları yanlışa yalana ve düşmanca fikirlere iten sosyal medya grupları da canlı bombadır. Terörün bölgesi coğrafyası yoktur. Terör, kirli bir fikir. Bir kuduz, hayatları ellerinden alınmış kandırılmış duygular, cahil bilgisiz zihniyetler öfke ve düşmanlıkla donatılmış her an için bir canlı bomba. Tesiri çok büyük, geri kalmış öğrenilmemiş başkalarının kuklası olmuş fikirler hazır birer bomba.
Ancak onları bilgi ile etkisiz hale getirebilirsiniz. Bunun için çok büyük bir mücadele vermeliyiz. Bugün ülkemizde, Güneydoğu’da, Ortadoğu’da, Dünyanın birçok yerinde önemsenmeyen ilgisiz bırakılan önemsemeyip ilgisi olmayan birçok canlı bomba vardır. Bunlar etrafına sürekli zarar vermekte. Bugün Ortadoğu’da büyüklerini kaybeden yalnız başına kalan bir çocuk ilgisiz bırakıldığında toplum için bir canlı bombadır insanlık için…
Akbabalar gibi bekleyen fikirler var. Onları zehirlemek için onları üzerinden o kanlı siyasetlerini yürütmek için birçoğunun hayata bağlanacak umutları yok. Birçoğu açlıkla, birçoğu tehditle canlı bomba haline getirilmekte.  Aç kurtların sofralarında yem olmakta.  Geçmişini bilmeyen ana baba sevgisinin, insan sevgisinin, akraba bağlarının tamamen koparıldığı sosyal medya üzerinden bir silah makinelerine dönüştürülmüş beyinleri tamamen yıkanmış gençlerimiz var. Vatan millet sevgisinin olmadığı düzene düşman her an patlayabilir canlı bomba haline getirilmekteler. Dünya gündemi gitgide o kadar hızlı değişiyor ki o kadar zülüm, o kadar ölüm, o kadar çok yanlışlar var ki, vahşet dolu cinayet haberleri, akıl almaz işkenceler.
Gerek ülkemizde gerekse dünyada trafik kurallarına uymayan bir şoför trafik için daima bir canlı bombadır. Yahut eşine çocuklarına işkence eden bir baba üzerinde durulmazsa sorun hal olunmazsa tüm çevresi için bir canlı bomba konumundadır. Hangi bomba olursa olsun erken müdahale ile hem zarar en aza indirilir. Hatta çok başarılı olunursa zarardan bile kurtulunabilir.
Mühim olan bomba haline getirmemek. Anne baba şiddeti yahut kötü arkadaş çevresinden dolayı sokağa bırakılan gençler birer canlı bombadır. Kötü alışkanlıklarla hem kendilerine hem çevresine zarar verebilir. Biliyorsunuz onlarca canlı bomba yakalandı etkisiz hale getirildi. Unutmayalım ki vahşetin ve dehşetin ölümün en fazla yaşandığı Ortadoğu’dayız.
Her an değişen, her an gelişme gösteren Güneydoğu’da terör sorunu. PKK’dan temizlenen bölgeler, hala tehdit oluşturan bölgeler, yıllardır teröre kurban veren ülkemizde hala teröre destek veren, terörün üzerinden siyaset yapanlar var. Terörün kanlı ve çirkin yüzü hala kamuoyunda aklaştırmaya çalışan kitleler var!  Devleti suçlu o canileri suçsuz gösterme mücadelesi içinde olanlar var! Yaşlı, çocuk, Büyük, genç demeden öldüren, zarar veren, onları yollara döken çürük bir zihniyet var. İşte bunlar hastalıklı topluluklar, insanlıkla İlgisi olmayan, insanlığa düşman, kan ve ölümle barışık olanlar.
Bugün terörle mücadele yerine terörün propaganda dili ile konuşan Akademisyenler gerçekçilikten uzak olan bu sözleri savunmaları gerçekten bir utanç kaynağı. Terörle mücadeleyi Kürt halkına bir katliam olarak açıklama yapan bir zihniyet,  taraflı bir zihniyet. Kanlı bir örgüte öncülük yapmaktan başka bir şey değil. Böyle Aydınların yeri Hendekler yahut Kandil olmalı. İsimlerine kan bulaştırdılar, o imzalarda 4 yaşındaki bir bebeğin kan lekesi var! Düzene karşı oldukları kadar diğer alanlarda başarılı olmamalarını en büyük açıklamasıdır bu. Güneydoğu’daki bu terör bölge halkı için büyük bir tehdit olduğunu cümle âlem bilirken bu aydınlar niye bilmez?
Kimileri silahı ile kimileri kalemi ile bu örgüte destek vermekte.
Bu açıklamalara bakılırsa bu Akademisyenler kalemli örgüt. Aşırı sol Kemalistlerin Kürtlere karşı sempatisi iyice arttı. Kürtlere bölgede zarar veren PKK’ya sahip çıkmaları, hükümetin bu bölgelerde huzuru ve güveni sağlaması için operasyonlar düzenlemesini katliam olarak sunanlar ya gözleri gör yahut görüyor görmek istemiyor…
Arap, Türk, Laz, Kürt, Alevi, Çerkez kardeşliğimiz ve aynı sınırlar içerisindeki birliğimiz, tarihlere dayanan kahramanlığımız, özümüzden ayırmak isteyen, aramıza nifak sokmak isteyenlerin kirli kalemli silahlı saldırısı. Bugün Güneydoğu’da kazılan her hendekte yapılan her mevzide yıkılan her duvarda akıtılan her kanda o kalemlerin imzası var. Ülkeyi aydınlığa götürme vaatlerinin altından karanlık bir çukur çıkmakta.  Gelişmiş bir toplumun, birliğini, bütünlüğünü, varlığını, turizmini tehdit eden aydınların olduğunu söylediğinizde size gülerler…
Ülkemizde aydın olarak tanıtılanların öyle karanlık ilişkileri fikirleri çıkıyor ki şaşırmamak elde değil.
ONUN İÇİN KİM OLURSANIZ OLUN KALEMİ HANGİ ELİNİZDE TUTTUĞUNUZ, NEREYE İMZA ATTIĞINIZ ÇOK ÖNEMLİ…
Memleketini sevmeyen, memleketinin insanını bir birlerinden ayıran, terörist ölünce üzülen, vatandaşı, askeri, çocuklar ölünce sevinen insanları aydın olarak nitelendirmek en büyük ahmaklıktır.
Aydınlar sorunlar karşısında hassasiyetli olmalı ve yaraların sarılıp iyileştirilmesi için öncü olmalı. Terörün her türlüsüyle mücadele vermeli. Aydın olmak bunu gerektirir. Memleketi karanlığa ve çukura itenlere öncü olmak, o memleketin aydınlarının karanlık yüzüdür. Kirli ve kanlı bir geçmişin öncüsü olmaları onların sefil ve rezil duruşlarıdır. Geleceğini inşa eden bir nesle öncü olmak yerine geleceğinin sonunu hazırlayan bir nesle öncü olmaları utanç verici.
Böyleleri kendilerini aydın olarak değil karartılar olarak tanıtmalı! Ülkeyi bölmeye karşı bir taarruz var. Çok dikkatli olmalıyız. Bu taarruz çok yönlü… Ülkemizin birçok kurumunda köşeye sıkışmış bir yapının son kalıntıları bunlar.
Abdülhamid’den bu yana uçuruma sürüklemek isteyenlerin son hamleleri…
Gruplar farklı lakin hedef aynı.
Kimileri kalemleri ile kimileri silahları ile kimileri sözleri ilekimileri desteği son bir hamle AYDINLIKDAN KARANLIĞA BİR ÇOĞU O KARANLIK CUKURA DÜŞTÜ KURTULAN DEVAM EDER FAKAT SAKAT