BİR (1) PUAN KAZANDIK. Şükredelim…

BİR İLERİ ÜÇ GERİ… Daha önceki maçlar için yazılanlarla paralel maç notları yazmak okuyucuya haksızlık olur

BİR İLERİ ÜÇ GERİ…

Daha önceki maçlar için yazılanlarla paralel maç notları yazmak okuyucuya haksızlık olur.
Samsunspor – Altınordu futbol müsabakası için de diğer iç sahada söylediklerimiz geçerli. “Bir İleri…”
Deplasman maçlarımız için ise “Üç Geri…”
İşin kestirmesi iç sahamızda aldığımız bir puan iki geri değil, artık bir ileri biçiminde değerlendirilmek zorunda.
***
Yaz boyunca işyerime giderken her gün bir branda-duyuru dikkatimi çekiyordu.
Eski köy hizmetleri yeni sosyal sigortalar önündeki halı sahanın tellerinde asılı brandada şu yazıyordu: “Samsun Altınordu Futbol Okulu”.
Öncelikli olarak bu yapıyı kutlamak gerek.
Bu yapının başında bulunan ve geçen haftalarda futbolcuları için ilginç beyanatlar veren başkanlarını da kutlamak gerek.
Genç ekip ve altyapı eseriyle ligde nasıl mücadele edilir, bize gösterdiler.
Bizden daha fazla da kazanmak istediler…
***
Altınordu’nun sol bekini şimdiden transfer etmeye çalışalım mesela.
Ne garip belki de Samsun Altınordu Futbol Okulu’ndan yetişen bir sol beki transfer etmiş olacağız.
İronik tabii ki…
Evet, maç hakkında çok şey yazmaya gerek yok. Murat ile Altınordu’nun sol beki arasındaki mücadele her şeyi özetliyor.
Hafta boyunca Osman Özköylü ve Yönetim taraftarı maça çekmeye çalıştı.
Anlaşılan o ki taraftar ile maç kazanmak noktasındayız...
Doğrudur, taraftarımız ile ne kadar övünsek azdır. Ama o eski taraftarımız tribünde yoktu.
Bir önceki hafta Antep’te yaşananları bile unutmuş, dile getirememiş, protesto edememişti!...
Uzun bir aradan sonra memleketine dönen Galip Öztürk’e ancak bir hoş geldin diyebildi.
***
Bizim altyapımız ya da futbol okulumuzdan yetişen Alperen ile övünemiyorum… Yazık!
Hücum hattımızı yönlendirdiği aldatmacasına takılı kaldığımız Murat’a da inanamıyorum... Yazık!
Zola’ya, Hasan’a, Mehmet’e de güvenemiyorum… Yazık!
Osman Özköylü’ye ise bel bağlıyorum... Maalesef!

Sonuç: “İç sahamızda BİR (1) PUAN KAZANDIK. Şükredelim…