Bir insanın kalbi, duygu ve değerleri engellenmemişse...

MHP Samsun Milletvekili Aday Adayı Mustafa Keskin, Engellilerle bir araya geldi

MHP Samsun Milletvekili Aday Adayı Mustafa Keskin, Engellilerle bir araya geldi.

Makamına ziyarete gelen engelliler ile sohbet eden Mustafa Keskin konuşmasında;

“Hayatın normal akışı içinde her an ve her durumda güçlüklerle karşılaşmamız mümkündür. İnsanlığın uzun tarihi bir bakıma doğumdan ölüme kadar geçen süre içinde vuku bulan ve farklı sebeplere dayanan güçlüklerle başa çıkmanın anlatımıdır.

İnsan hayatının hazır bir reçetesi olduğunu iddia edemeyiz.

Dünyaya gözlerimizi açtığımız andan itibaren, ruh ve vücut sağlığımızın ilelebet istikrar ve garanti altında olacağını da söyleyemeyiz. Yaşadığımız sürece engellerle karşılaştığımız bir gerçektir. Hayatı anlamlı ve değerli kılan engellerle başa çıkılması, bunlara göğüs gerilmesidir. Tanım itibariyle engel; bir şeyin gerçekleşmesini önleyen mahzur, müşkül veya pürüzdür.

Ne var ki, bu tanımdaki statik ve tek yönlü yaklaşım engeli ya da engelli olmanın gerçek yüzünü açıklamaktan nispeten uzaktır. Bir insanın doğuştan ya da sonradan herhangi bir sebeple beden, zihin, ruh, duyu ve sosyal yeteneklerini farklı derecelerde kaybetmesi bir engele maruz kaldığının işaretidir.

Engelli hakları, engelli kardeşlerimizin, engelsiz fertler gibi eşit haklara erişimini sağlamak için vardır.

Engelli olmak yetersizlik, acziyet, düşkünlük, acınacak bir durum olarak değerlendirilmemelidir. Kaldı ki, engelli hakları, engelli kardeşlerimizin, engelsiz fertler gibi eşit haklara erişimini sağlamak için vardır ve bu pozitif ayrıcalık herkes tarafından kabullenilmelidir. İster engeli olsun, ister olmasın her insanımız problemlerle boğuşmaktadır. Akıl ve vicdan sahibi hiç kimse bu yakın ve somut gerçeğe itiraz edemeyecektir.

Öncelik; Engelli Kardeşlerimizindir.

Fakat önceliği elbette engelli kardeşlerimize vermeliyiz ve onlara hak ettikleri ilgiyi samimiyetle göstermeliyiz. Engelli olmanın utanacak, sıkılacak, dert edecek, kahredecek kayıp ve kusur olmadığını bıkmadan, usanmadan anlatmalıyız.

Şunu da ifade etmeliyim ki, engelli vatandaşlarımızı hatırlamak ve beklentilerini hatırlatmak için sadece 3 Aralığı ya da 10-17 Mayıs haftasını beklemek hakkaniyetli ve insaflı bir tutum değildir. Engellilerin arzu, istek ve ihtiyaçları yılın tamamında gündemin ön sıralarında yer almalıdır. Hiçbir ayrıma takılmadan insan olmanın sağladığı bütün imkânlar engelli kardeşlerimize de sunulmalıdır.

Bu kapsama giren sosyal, siyasi ve ekonomik imkânlar bir lütuf olmayıp engeli bulunan her kardeşimizin anasının ak sütü gibi hak ve helâlidir. Engelli olmayı dışlanmak ve toplumsal ilişkilerden ayrı tutulmak için bir bahane olarak görmek insani olmayacağı gibi, ahlak ve vicdanla da bağdaşmayacaktır.

Ülkemizde engelli vatandaşlarımız; sosyal güvenlik, sağlık, eğitim, istihdam, ulaşabilirlik ve erişebilirlik, politik haklar, sosyal yaşama katılım gibi birçok alanda türlü sıkıntılar içinde yaşamak zorundadır. Ayrıca engelli kardeşlerimizin yaşadıkları bu sorunların ailelerini, yakınlarını ve çevrelerini içine alan geniş bir etki alanına sahip olduğu da bilinmektedir. Var olan bu sorunların çözümünde devletin, özel teşebbüsün ve sivil toplum kuruluşlarının ortak bir çaba sarf etmeleri ve el birliği yapmaları mecburidir.

Engelli vatandaşlarımızın bağımsız, ayakları üstünde durabilen ve mutlu fertler olarak yaşayabilmeleri için yapılması gerekenler daha çoktur. Unutmayalım ki, engelli olmak bir tercih ya da talep edilen bir durum değildir.” Sözlerine yer verdi. Mustafa Keskin konuşmasını şu sözlerle tamamladı;

Her insan engelli adayıdır.

“Bugün bir engelimizin olmaması, yarın olmayacağı anlamına gelmez. Bu itibarla her insan bir yönüyle engelli adayıdır. Engelli kardeşlerimize verilen destek ve sunulan katkılar insani ve ahlaki bir sorumluluk olmakla birlikte, aynı zamanda herkesin geleceğini de güvenceye alması demektir. Bir insanın kalbi, duygu ve değerleri engellenmemişse mesele yoktur.

Engelliliğin önündeki bütün engelleri kaldıracağız.

Engelli kardeşlerimizin var olan sorunlarını biliyor ve hak ettikleri yardım ve desteği daha fazla vereceğimizi şimdiden kararlılıkla ilan ediyorum. Engelsiz bir hayat için lazım gelen bütün çabamızı göstereceğiz. Bu sebeple;

1- Engelliler, eğitilerek nitelikli eleman haline getirilmelidir. İş alanlarına ve engellinin niteliğine göre kısmi ve evden çalışma imkânı sağlanmalıdır.

2- Engellilerin istihdam edilebileceği iş alanlarına teşvik verilmeli, bu ve benzeri alanlarda kamu ve özel sektörün işbirliğini sağlayacak kanun düzenlemeleri yapılmalıdır.

3- Kamu ve özel sektörlerin Sosyal Sorumluluk Projelerini engellilerin istihdamına yönelik yapmaları teşvik edilmelidir.

4- Engelli çalıştırılma oranları nüfus oranlarına göre düzenlenmelidir. Engellilerin bireysel erişim cihazları destek ve teşvik kapsamına alınmalıdır.

5- Engellilerin haklarını öğrenmeleri için projeler üretilmeli, kitle iletişim araçları yardım yapmalıdır.

6- Engelli bakım ve eğitimi için devletin ya da özel sektörün yaptığı yardımların istismar edilmemesi için gerekli önlemler alınmalıdır. Engellilik suiistimal edilmemelidir.

7- Engellilere yönelik iş analizleri yapılarak İŞ-KUR’a gönderilmeli ve yerleştirmeler bu analizlere göre yapılmalı.

8- Engelli eğitimleri uzmanlarca verilmeli ve toplumsal hayata katılımlarını sağlamak için her alanda desteklenmelidir (iş, meslek, sürücü belgesi vs.).

9- Engellilerin eğitiminin erken yaşlarda sağlanabilmesi için kurumlar arası eş güdüm sağlanmalı, engellilere göre yurtlar tasarlanmalı ve bu alanda ailelere psikolojik ve sosyal destek sağlanmalıdır.

10- Engellilere yeterli düzeyde din eğitiminin verilebilmesi için ilahiyat fakültelerinde gerekli programlar konulmalı, din görevlileri eğitilmeli ve en az kentin bir camisinde işitme engellilere yönelik vaiz ve hutbeler tercüme edilmeli, gerektiğinde bu eğitimler halk eğitimi müdürlüklerince desteklenmelidir.

11- Engelli ergenlik ve incinme-sarsıntı çağında çocuklara sosyal ve psikolojik rehberlik yapılmalıdır. Aynı rehberliğin engelli kadınlara hamilelik dönemlerinde de verilmelidir.

13- Doğum sonrası engelliliği tespit edilenlerin acilen ailesinin eğitim ve iyileştirme programlarından haberdar edilmeli ve eğitilmelidir.

Bu ve buna benzer konularda engelliler eğitim verilmeli ve kendilerine rehberlik yapılmalıdır.”