Birçok kimsenin çocuklarından...
ÖRNEK NESİL… Birçok kimsenin çocuklarından rahatsızlık duyduğunu işitmeyen yoktur
ÖRNEK NESİL…
Birçok kimsenin çocuklarından rahatsızlık duyduğunu işitmeyen yoktur. Çocukların da anne babalarından şikâyetçi olduklarını sık sık duyarız.
İnandığımız dinin kitabı olan Kur’an’da Yüce Allah; inanan inanmayan herkese, anne babaya öf bile demeyiniz, onlara ihsanda bulununuz emrini veriyor.
Peygamberimiz; anne babasından ikisi veya her hangi birisi yanında ihtiyarladığı halde cenneti kazanamayan evlatların kendilerine yazık ettiğini bildiriyor. Hayırlı evlat yetiştirenlerin amel defterinin kapanmayacağı bilgisi Peygamberi müjdeler arasında yer alıyor.
Anne-baba ile evlat arasında kurulması gereken ilişki boyutunu hem Kur’an hem de Peygamberimiz gayet açık bir şekilde, herkesin anlayabileceği ölçüde anlatıyor.
Anne-babaya hizmet ve hürmet Cennet garantisidir. Anne babaya hizmet ve hürmet yaşlılık sigortasıdır. Anne babaya hizmet ve hürmet cehennemden azad olma gerekçesidir.
Her evlat gelecekte anne ve baba olacak, her anne baba da geçmişte kendi anne ve babasının evlatları olarak çocukluğunu yaşamıştır. Hayatın kuralı budur. Bu kural aynı zamanda insanın yaratılış gayesi olan imtihanın da bir gereğidir.
Her anne baba evladını yetiştirecek, yetişmiş olan anne baba da kendi evlatlarını daha iyi ve donanımlı olarak hayata hazırlayacaktır.
Ebeveyn-evlat ilişkisine örnek aranacaksa sahabe dönemi bunun için en geçerli sahnelerle doludur. Hz. Peygamber dönemi gençliği örnek ve altın nesil olarak değerlendirilmelidir. O günün gençliği bu günün evlatlarına örnek nesil olarak sunulursa şikâyetçi olunacak hiçbir şey kalmayacaktır. O kadar örnek olacak sahneler ve isimler var ki o dönemden, o isimlerin örnek alınıp sunulması bu günün şikâyetlerini ortadan kaldırmaya yetecektir.
Mus’ab B. Ümeyr, Abdullah B. Cahş, Yasir B. Ammar, Hz. Sümeyye, Hz Hanzele, Hifa Hatun, Veysel Karani, Abdullah B. Ömer ve benzerleri gibi sayabileceğimiz onlarca örnek sahabi gençler var.
Podyum gençliği genellikle şikâyetlerin nedeni olmuştur. Ruhunu imanıyla dolduramayan gençler süfli arzuların esiri haline gelmiştir. Bu günün gençliği, arzularının tatminini sağlamak için annesinin boğazını kesmeyi, babasını öldürmeyi hiçbir mesele olarak görmemiştir.
Ruhunun gıdasını imanda değil de esrarda arayan, Kur’an’ı ruhun gıdası yapma yerine, müzik ruhun gıdasıdır diye söylem geliştirip, bu söylemin peşine takılan gençlik, başta anne babalar olmak üzere tüm toplumu rahatsız etmiştir.
Yeniden örnek bir nesil inşa edilmeli, bunun için de Peygamberimiz dönemi gençliği örnek alınmalıdır. İman merkeze konulmalı, özlenen ve dindar bir gençlik yetiştirilmelidir.