Biz de uyguladık!...
Biz bu filmi daha önce seyrettik!
Biz bu filmi daha önce seyrettik!...
Hemşerimiz maliye ve hazine Bakanı Berat Albayrak önümüzdeki günlerde belediyelerimiz sebze ve meyve satmaya başlayabilir demiş!...
1970 li Yılların sonunda biz bu filmi daha önce seyrettik…
Atatürk alanındaki eski belediye binasının önünde belediyeye ait kamyonlarla ekmek satıldığı günleri, benzin ve mazot kuyruklarını…
Aslan Yıldırım’ın Of kaymakamı olduğu günlerde belediye binası önünde Kaymakamlık ile belediye memurlarının meyve ve sebze sattığı günleri biz bizzat seyrettik…
Trabzon valiliği sırasında Aslan Yıldırım’a ben bunu sordum? Evet, pahalılığı önlemek için hükümet yetkililerinin aldığı bir karardı. Biz de uyguladık. Ancak bu işten biz çok zararlı çıkmıştık demişti!...
Şimdi iktidar sahipleri pahalı sebze ve meyvede faturayı sebze ve meyve halleri ile Semt pazarlarına kesiyorlar. Başkanlar aynı zamanda TTSO Meclis üyesi de olan Ercan Şılbır ve Gökmen Emirzeoğlu yaptıkları açıklamalarda; Trabzon büyükşehir belediyesi milyarlarca para harcayarak önceki ay sebze ve meyve haline 9 adet tam otomatik kartlı kapı taktı.
Otopark fiyatları ücretsiz iken uluslararası havalimanlarından daha pahalı hale geldik.
Bunların asıl gayesi esnafın sebze ve meyve hallerine uğramadan geçmesidir…
Peki, direkt üreticiden ürün alan il ve ilçelerinde çok sayıda iktidara yakın BİM, ŞOK, A1O1 market ile MİGROS, GİMA gibi büyük marketler var!...
Dün buradaki fiyatları marketlerde pazarlarda karşılaştırın!... Eğer biz onlardan pahalı satıyorsak zarar etme adına fiyatları daha aşağı çekeceğiz. Önce onlara sonra bize bakın! Nasıl üreticiden bu kadar malı alıyorsunuz bir sorun?
Sonra bize hesap sorun diyorlar…
Bakın biz üreticiye mal garantisi vermesek, yani siz ekin biz satın alacağız demesek, birçoğu ekmeyecek biçmeyecek… Toprak kaskam kalacak ovalar yeşillenmeyecek… Niye mi?
Çünkü herkesi tembelliğe alıştırdınız!
Kömürü, kumanyayı ve her türlü sağlık yardımını veriyorsunuz!...
Fakir fukaraya elektrik su parası da veriyorsunuz, Milleti tembelliğe alıştırdınız…
Şimdi de hesap soruyorsunuz!
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diyorlar!...