BU ÖZELLEŞTİRME TOPLU KATLİAMA DAVETİYE

Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl Başkanı Av

Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl Başkanı Av. Tufan Akcagöz, Resmi Gazete’de yer alan ilana göre 14 şeker fabrikasından Bor, Çorum, Kırşehir ve Yozgat fabrikalarının ihalesinin 3 Nisan’a, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu ve Turhal fabrikaları için 11 Nisan’a, Afyon, Alpullu, Burdur, Elbistan ve Muş fabrikaları için ise 18 Nisan’a kadar teklif verilebileceğini ve bu fabrikalar için resmen özelleştirme sürecinin başladığını söyledi. Şeker fabrikalarının, Cumhuriyet devriminin kaleleri olarak görülmesi gerektiğini belirten Akcagöz, “Şeker fabrikaları, milletin malıdır. Millete ait olanın, bu şekilde aceleye getirilerek satışa çıkarılması kabul edilemez. Vatandaşın, buna tepki göstermesi gerekir. Geçen hafta içinde Çarşamba Şeker Fabrikası’nın önünde bir protesto eylemi gerçekleştirdik. Şeker fabrikası, yöremiz açısından oldukça önemli. Samsun’un, kamuya ait ve tarıma dayalı tek sanayi kuruluşu olan Çarşamba Şeker Fabrikası’na sahip çıkmak zorundayız. Bunlar, stratejik önemi haiz kurumlardır. Bu şekilde bir özelleştirme, bu fabrikaları tasfiye anlamına gelir. Bu yöntem, bu kurumları yok etmeye yöneliktir. Şeker üretimi, temel gıda niteliği dikkate alındığında mutlaka devlet kontrolünde ve yönetiminde gerçekleştirilmelidir. Bu özelleştirmelere, bu yönüyle karşıyız. Samsun halkını da, kendi öz varlığı olan Şeker Fabrikasına sahip çıkmaya davet ediyoruz” dedi.
Uluslararası ticaret firmaları ile anlaşmalar yapıldığını ve tüm uygulamaların bu pazarlıklar üzerine ilerlediğine vurgu yapan Tufan Akcagöz, “Pancar şekerinin alternatifi, nişasta bazlı şeker olup, aslında bu ölüm demektir. Bu, kamu sağlığı ile ilgili bir durumdur ve toplu katliama davetiyedir. Bir olayı katliam diye nitelemek için ille işin içinde silah ya da barut olmasına gerek yoktur. İşte bu şekilde de pekâlâ katliam olur. Şeker pancarı üretimini ortadan kaldırdıktan sonra dayatılan ve millete adeta zorla kabul ettirilmeye çalışılan nişasta bazlı şeker, tüm kalp damar hastalıklarına ve diyabete davetiyedir. Bir devlet, kendi halkına bu kötülüğü yapar mı? Yapmamalı. O nedenle, vatandaşın da bu konuda gereken refleksi göstermesini bekliyoruz. Gözlerini acaba kim bu değerli fabrikaların arsalarına göz dikti? Acaba bu fabrikaları ortadan kaldırıp, kimlere peşkeş çekecekler? İhale tarihleri belli oldu. Acaba kim bu fabrikalara göz dikti göreceğiz. Acaba hangi ulusal ya da uluslararası yandaş firma bu işin altından çıkacak? Bu fabrikalar satın alındıktan sonra, nişasta bazlı şekere mecbur kalabiliriz. Amaçlanan da esasen bu. Öyle görünüyor. Dünyanın gelişmiş ülkeleri, nişasta bazlı şekere asla geçit vermiyor. Nişasta bazlı şeker, Fransa’da sıfır, Almanya’da yüzde 1,5 kotayla kullanılıyor. Türkiye’de ise yüzde 15 kota hakkı tanınmış durumda.  Amerika merkezli gıda firmaları ile iş birliği yapılmış, milletin sağlığı hiçe sayılıyor“ diye konuştu.