Bundan 12 bin yıl önce Karadeniz...

II

II. KARADENİZ TUFANI


Bundan 12 bin yıl önce Karadeniz, tatlı su ile dolu olan bir iç göl… 


Su seviyesi de düşük… 


Bugünkü seviyesinden yaklaşık 110 metre daha aşağıda… 


M.Ö. 5000’li yıllarda, yani bundan 7-8 bin yıl önce yerkürenin ısınması ve buzulların erimesiyle dünya genelinde büyük sel baskınları oluşur. 


Atlas Okyanusu’nun su yükünü daha fazla kaldıramayan Akdeniz, İstanbul’da ki çukur alanlar arasından suyolu açar… 


Sel suları bugünkü boğazları aşar… 


Karadeniz’i en az 300 gün boyunca doldurur… 


Akdeniz’in suları Karadeniz ile buluşur… 


*** 


Bilim adamları ‘Karadeniz Tufanı’ Nuh Tufanı’nın kaynağı olarak ileri sürüyor… 
Bilim adamları Karadeniz’in 150 metre derininde batık medeniyetler buldular ve halen aramaya devam ediyorlar… 


Karadeniz’in derin suları belki de antik kentlerle dolu… 


Kayıp şehir ‘Atlantis’ efsanesinin Karadeniz'in dibinde Türkiye kıyılarında olduğu yönündeki iddialar da var… 


*** 


Kutsal kitaplarda ve mitolojide geçen ve ‘Cennet Bahçesi’ olarak tasvir edilen, birisi göle altın taşıyan 4 nehir ile beslenen ‘Karadeniz Bahçesi’ olduğu öne sürülüyor…


İnsanoğlunda tarımın yaygınlaşması kutsal kitaplarda belirtilen Nuh Tufanı sonrasına denk geldiği biliniyor… 


Avrupa’da ki hayvanların ve birçok bitkinin tohumun Karadeniz’den yayıldığı bazı bilim çevrelerince varsayılıyor… 


*** 


Karadeniz ve kıyıları insanlık tarihi boyunca medeniyetin beşiği olmuş… 


Bu kıyılar bundan 7 bin yıl önce doğal dengenin değişmesi ve küresel ısınma ile suyun yaklaşık 110 metre yükselmesine neden olmuş. 


Bugün atmosferdeki karbondioksit miktarı son 800 bin yılın en yüksek seviyesinde. Ve bunun neden olduğu küresel ısınmanın nedeni insan kaynaklı… 


Uzmanlara göre Türkiye’de 2070 yılına kadar ortalama sıcaklık 6 C° derece artacak… 


Bu artış ise Karadeniz’de deniz seviyesinin 15-25 cm arası yükselmesine neden olacak… 


*** 


İnsanoğlu olarak çevreye ve doğaya saygısızlığımız artan oranlarda devam eder ise gelecek nesiller de yüzlerce yıl sonra bizi ‘Karadeniz’in kayıp medeniyetleri’ olarak anacaklar mı acaba?