BÜYÜK RESİME BAKAN KURUM YOK, KALMADI!
TBMM Genel Kurulunda devam eden 2019 Yılı Bütçe Kanunu görüşmeleri kapsamında Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Bütçesi üzerine söz alan MHP Samsun Milletvekili Erhan USTA çarpıcı uyarılar
BÜYÜK RESİME BAKAN KURUM YOK, KALMADI
“Türkiye’nin iktisadi, sosyal, bölgesel sorunlarını tespit eden, politikalarını ortaya koyan, bu konularda projeksiyon üreten, bu anlamda hükûmete danışmanlık yapan veya Cumhurbaşkanlığı kabinesinde danışmanlık yapan, kurumlar arası koordinasyonu sağlayan, kaynak tahsisini yapan, Türkiye’nin resmine, ezcümle olarak Türkiye resmine bir bütün olarak bakan bir kurum var mı? Bir sistemde böyle bir kurumun olması lazım. Maalesef böyle bir kurum yok veya böyle bir kurum kalmadı.” diyen USTA, 1960 yılında merhum başbuğumuz Alparslan Türkeş tarafından kurulmuş olan Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) uzun yıllar bu fonksiyonu yerine getirtiğini; nitelikli uzmanlarıyla, dünya ölçeğinde ve standardında iş yapış tarzıyla, siyasallaşmamış, hoşgörülü ortamıyla her fikirden insanın çok rahatça birbiriyle çalışabildiği, anlaşabildiği bir kurum olan DPT’nin, aynı zamanda bürokrasi, siyaset ve hatta iş dünyası için bir okul olduğunu vurguladı.
TEK BAKANLIK OLMAZ
“Makroekonomi dediğimiz konunun içerisinde ne var, biliyor musunuz? Bir defa, maliye politikası var yani Maliye Bakanlığının temel olarak çalışma olanağı gelir ve harcama politikaları var; para politikası var, enflasyon, kur yani daha çok, Merkez Bankasının sorumluluk alanındaki işler var; ödemeler dengesi var, ithalat ihracat -hem mal anlamında hem hizmet anlamında- ve bunun finansmanı var yani Türkiye’ye fon getirilmesi, sermaye getirilmesi, doğrudan yabancı sermaye dediğimiz bütün unsurlar bunun içerisinde; işgücü piyasası, istihdam piyasası ve ücret dengesi, ücret politikası var makroekonomik politikanın altında; finansal sektör var, bankacılık, sigortacılık ve borçlanma politikası var. Şimdi, saydığım bütün bu unsurları tek bir kurumun, tek bir bakanlığın yapması diye bir şey söz konusu olabilir mi? Olmaz” diyen USTA, “Bugün makroekonomiyi, az önce saydığım o bütün unsurları yönetmeye çalışan Hazine ve Maliye Bakanlığı var. Fakat Hazine ve Maliye Bakanlığının sorumluluk alanı -bakın kanuna- bu saydığım unsurların 6-7 tanesinden sadece 1 tanesi. Yani kurumsal olarak bir tanesinden sorumlu olacaksınız ancak bakan olarak bütün bu fonksiyonları koordine etmeye çalışacaksınız. Böyle bir şey mümkün değil, dünyada böyle bir uygulama yok. Planlama ve kaynak tahsisini aynı kişi veya kurum yapacak, uygulama büyük ölçüde aynı kişi ve kurum üzerinde olacak, bunların denetlenmesi yine aynı… Böyle bir şey düşünülemez” diyerek, bu durumun düzeltilmesi gerektiğini söyledi.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCILIĞI GEREKLİ
USTA “Hazine ve Maliye Bakanlığı elbette en güçlü unsurlardan bir tanesi olacak, ancak bunun yanında yeri geldiğinde Ticaret Bakanlığı, yeri geldiğinde Çalışma Bakanlığı, yeri geldiğinde diğer bakanlıkları, hatta sosyal konuları da içeren bakanlıkları koordine edecek, bütün bu işlerden sorumlu bir Cumhurbaşkanı yardımcısı olması gerekir. Makroekonomi yönetimini yapacak, az önce söylediğimiz konularla donanımlı bir Cumhurbaşkanı yardımcılığı çerçevesinde bu iş yapılırsa daha sağlıklı olur” dedi.
BU İŞ KİŞİLERİN DANIŞMANLIĞIYLA OLMAZ
Sözlerinin devamında “Cumhurbaşkanlığı Yardımcısının kendine bağlı bu işlerin teknik koordinasyonu yapacak kurum Strateji ve Bütçe Başkanlığı olacaktır tabiatıyla. Bu anlamda Strateji ve Bütçe Başkanlığı kendisini sadece bütçeyi yapmak, bütçenin bazı dengelerini çatmakla görevli saymamalı. Bu anlamda teknik koordinasyon görevini tam olarak üstlenmesi lazım ve Cumhurbaşkanına ve onun kabinesine etkili bir danışmanlık hizmetini vermesi lazım. Danışmansız bir iş olmaz fakat herhangi bir sorumluluğu olmayan kişilerin danışmanlığıyla da makro ekonomi yönetimi olmaz, kurumsal bir danışmanlık olmalıdır. Devlet Planlama Teşkilatı misyonu, dolayısıyla ezcümle olarak yeniden bugünün şartlarında şekillendirilmeli, bu misyonu üstlenecek bir Strateji ve Bütçe Başkanlığı olmalı.” diyen USTA, “Bu kurumu da bir vesayet altına da almamak lazım. 13 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesini açıp okuyun; görevleriyle ilgili yerde 18 defa “Hazine ve Maliye Bakanlığıyla birlikte” diye geçiyor. Böyle bir şey olmaz. Bu yanlışlığın da düzeltilmesi gerekir” diye uyardı.
ÜLKEDE ANALİZ EKSİKLİĞİ VAR
Hazine ve Maliye Bakanı Berat ALBAYRAK’ın yağtığı konuşmayı, tabloların konuşturulmasından ibaret bir konuşma olarak nitelendiren USTA, “Hâlbuki biz Maliye Bakanımızdan bir bütçe analizi ve ekonominin genel bir analizini görmek isterdik; şu rakam bu kadar, bu rakam bu kadar şeklinde bir şeyin olmaması lazım. Analiz eksikliği giderek hissediliyor, ülkede bir analiz eksikliği va” dedi.
HEDEFLERİN GERİSİNDEYİZ, SUÇLANMAK İSTİYORUM
“Beş Yıllık Onuncu Planı’n son yılını, 2018’i yaşıyoruz. Beş yıl önce koyduğumuz 2018 yılı hedefleriyle, bu yıl yine Hükûmetin kendisinin söylediği orta vadeli programdaki 2018 rakamlarının bir mukayese edilmesi lazım. Her göstergede asgari sapma yüzde 50. Dolayısıyla, bunun kamuoyuna bir analizinin yapılması lazım. Teknik koordinasyonunu yapan, o hedefleri koyan ekibin başındaki bir bürokrat olarak belki de benim suçum vardı yani suçlanmak istiyorum bu anlamda eğer bizim suçumuz varsa. Teknik bir hata mı vardı, siyasi bir eksiklik mi var veya dünyada birtakım olaylar meydana geldi, Türkiye'de olaylar meydana geldi onlardan mı kaynaklanıyor? Bunları bir söylememiz lazım. Türkiye’nin 2019 yılında, 2008 yılındaki nominal dolar cinsinde millî gelirin altında bir millî geliri varsa bunun hesabını birilerinin vermesi lazım, bunun konuşulması lazım Türkiye'de” diyen USTA, “On birinci plan çalışmasının mayıs, haziran ayında yapılması lazımdı, bu Meclisten geçmesi lazımdı. Geçmeyebilir çünkü Türkiye'nin ortamı çok iyi bir ortam değil. Bununla ilgili bir geçiş kanununun yapılması lazımdı veya bununla ilgili Hükûmet tarafından bir şeyin deklere edilmesi lazımdı. Bunların yapılmadığını ben üzülerek görüyorum ve ifade etmek istiyorum. Bu anlamda eğer bunları yaparsak Türkiye Cumhuriyeti devletini 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine çok daha sağlıklı bir şekilde götürebileceğimizi düşünüyorum. Dolayısıyla, ben de Cumhur İttifakı’nın bir parçası olarak veya bu yeni yönetimin bütün kurum ve kurallarıyla işlemesini sağlama amacına matuf olarak bu uyarıları yapmak durumunda hissettim kendimi” diyerek konuşmasını sonlandırdı.