Cinsel Sapkınlıklar ve Ensest Konusunda Toplum İkiyüzlü Davranıyor!
Özgecan Aslan cinayetiyle gündeme gelen cinsel sadizm ve cinsel suçlar Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) tarafından düzenlenecek olan C
Özgecan Aslan cinayetiyle gündeme gelen cinsel sadizm ve cinsel suçlar Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) tarafından düzenlenecek olan CİSED 1. Ulusal Cinsel Sağlık Kongresi’nde masaya yatırılacak ve "Cinsel Sapkınlıklar ve Farklı Cinsel Yaşantılar" konuları ele alınacak. Kongre 1-3 Mayıs 2015 tarihleri arasında Ankara'da Notte Otel'de gerçekleştirilecek.
KONGREDE CİNSEL SAPKINLIKLAR VE SIRA DIŞI CİNSEL DAVRANIŞLAR MASAYA YATIRILACAK...
Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED), Psikoterapi ve Psikoterapistler Derneği (PSİKODER), Terapi ve Psikolojik Danışma Derneği (TEPDER) ve Psikolojik Araştırmalar Enstitüsü Derneği (PAED) cinsel sapkınlıkları ve farklı cinsel yaşantıları tartışacak... Cinsel sağlık alanında ülkemizin en önemli kongrelerinden biri olan CİSED 1. Ulusal Cinsel Sağlık Kongresi'nde fetişizm, pedofili, mazoşizm, sadizm, röntgencilik, sürtünmecilik ve transvestik fetişizm gibi cinsel sapkınlıklar; cinsel travmalar; eş değiştirme, eşini başkasıyla ilişkide seyretme, eşini başkasıyla ilişkiye zorlama gibi sıra dışı davranışlar konuşulacak. Ayrıca cinsel sağlık bilimindeki son gelişmeler tüm boyutlarıyla tartışılacak.
ÖZGECAN CİNSEL SADİZM KURBANI...
Toplumun cinsel sapkınlıklar ve ensest ilişkiler konusunda ikiyüzlü davrandığına dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe; "Özgecan Aslan ve diğer tüm kadın kurbanlar için çok geç kaldık! Hastalıklı aileler hastalıklı ruhlar yetiştirip şu an bilinçsizce gelecekteki kadına şiddet vakalarının ön hazırlığını yaparken, biz başka Özgecanlar için gecikmeye devam ediyoruz. Bu tür cinsel sadizm suçlarının nedenini ve önlemlerini açıklamamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle CİSED 1. Ulusal Cinsel Sağlık Kongresi'nde yaşanan vahşete farklı açılardan yaklaşmaya ve çözüm önerileri sunmaya çalışacağız. Her şeyin ailede başladığını özellikle vurgulamak istiyoruz. Hastalıklı kişiler bir araya gelip hastalıklı bir aile ortamında çocuk yetiştiriyor. Böyle bir aile ortamında çocuğun; fiziksel ve duygusal şiddet görmesi, taciz ve tecavüze uğraması kaçınılmaz oluyor. Sonrasında değersizlik, aşağılık ve sevilmeme duyguları nedeniyle kendi de hastalıklı bir ürün haline gelebiliyor. Bu hastalıklı ürünler sadistik eylemlerde bulunmaya yani bir başkasına fiziksel ve psikolojik acı çektirmeye yönelik özlem duyabiliyor. Cinsel sadistler bir tecavüz girişiminde bulunduğunda kendini suçlu hissedebiliyor. Bu suçluluk duygusundan kurtulamazsa depresyona girebileceği için suçluluk hissini kurbanına yüklüyor ve kurbanını öldürerek kendi suçluluk hissini de yok etmiş oluyor. Kurbanına eziyet ederken kurbanında gördüğü acıdan, korkudan ve dehşet duygusundan zevk alıyor. Kurbanının üzerindeki hâkimiyeti ve ona egemen olması sebebiyle kendini bir nevi o kurbanın tanrısı gibi görüyor. Yakarak, yaşama hakkını elinden alarak kurbanını bir tanrı gibi cezalandırdığını düşünüyor. Tanrıya atfedilen tüm güçlü duyguları yaşayarak kendi değersizlik ve aşağılık duygusundan kurtulmaya çalışıyor. Tüm bunları açıklamamın nedeni 'Ne giyiyordu, o saatte neden dışarıdaydı, tahrik edici bir yanı var mıydı' gibi soruların ne kadar yersiz olduğunu göstermektir. Kadınların cinsel sadistler tarafından kurban edilmelerinin güzellikleri, açık kıyafetleri, kahkaha atmaları, tahrik edici olmaları ile hiçbir ilgisi yok. Cinsel kökenli aşağılık ve suçluluk duygusu içinde olan bu hastalıklı caniler kurbanlarını belli bir mantığa ve kriterlere göre seçmezler. Eğer böyle olmuş olsaydı kadına yönelik şiddet suçları Amerika’da Türkiye’ye oranla on kat fazla işleniyor olurdu ve İran gibi kadına kapalı olmayı emreden toplumlarda ise bu gibi suçlar hiç işlenmezdi. Bu nedenle artık kadınların kıyafetlerini ve davranışlarını sorgulamak yerine erkin ve erkeklerin zihniyetlerini kurcalama vakti geldi de geçiyor" dedi.
GRİNİN ELLİ TONU SİNEMATERAPİ ATÖLYESİ DİKKAT ÇEKİYOR...
Kongrede bilimsel içeriğin yanında farklı konulara da değinilecek. Sinematerapi Atölyesi ile Grinin Elli Tonu filmi tartışılacak ve 'Uzmana Danış' başlığı ile genç cinsel terapistlere süpervizyon desteği verilecek. Ülkemizin önemli kongreleri arasında gösterilen ve cinsel sağlık bilimi konusunda farkındalığı artırmayı amaçlayan CİSED 1. Ulusal Cinsel Sağlık Kongresi’ne bu yıl Prof. Dr. Cengiz GÜLEÇ, Prof. Dr. Mehmet SUNGUR, Prof. Dr. Hürol FIŞILOĞLU, Prof. Dr. Neşe KOCABAŞOĞLU, Prof. Dr. Selçuk ASLAN, Prof. Dr. Süreyya BARUN, Psikoterapist Cem KEÇE, Seksolog Uz. Dr. Akif POROY, Aile ve Evlilik Terapisti İlkim ÖZ gibi cinsel sağlık bilimine gönül vermiş uzmanlar katılacak. Kongreyle ilgili ayrıntılı bilgi 0312 212 66 26 numaralı dernek telefonundan alınabiliyor. Tüm cinsel tedavi uzmanlarını, cinsel terapistleri, psikiyatristleri, psikologları, psikolojik danışmanları, diğer ruh sağlığı profesyonellerini, jinekologları, ürologları ve ilişkili diğer disiplinlerdeki hekimleri bir araya getirmeyi amaçlayan kongreyle ilgili kapsamlı bilgiyewww.cised.org.tr/kongre2015 adresinden ulaşmak da mümkün...
HER ON KADINDAN SEKİZİ VE HER ON ERKEKTEN YEDİSİ HAYATININ BİR DÖNEMİNDE CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU YAŞIYOR...
Kongre cinsel sağlık konusunda uzman akademisyen, uygulamacı ve cinsel terapistin bir araya geldiği, ülkemiz genelinde pek çok güncel bilginin ve vakaların paylaşıldığı ve tartışıldığı akademik bir zirve olma niteliği taşıyor. Kongre hakkında bilgiler veren CİSED Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe'ye göre; çağımızın en önemli sağlık sorunlarından biri olan cinsel işlev bozuklukları, ülkemizdeki çiftlerin mutsuzluğunun ve boşanmaların en önemli sebeplerinden biri. Türkiye’de cinsel hayatı aktif olan her on kadından sekizi ve her on erkekten yedisi hayatının bir döneminde cinsel işlev bozukluğu yaşıyor. Psikoterapist Keçe cinsel işlev bozukluklarının toplum genelinde korkutucu bir sağlık sorunu haline gelmesini, öncelikle toplumun cinsel sorunlar konusunda yeterince bilgili ve bilinçli olmamasına bağlıyor. CİSED olarak amaçlarının toplum genelinde cinsel konularda farkındalığı artırmak olduğunu belirten Keçe şunları söyledi: “CİSED'in başarısı kesinlikle tesadüfi değil. Daha önce pek çok başarılı organizasyona imza atan, pek çok önemli cinsel sağlık sempozyumu ve 21. Uluslararası Cinsel Sağlık Kongresi gibi etkinliğe ev sahipliği yapan CİSED; multidisipliner kongre yapma ve cinsel sağlık bilimine gönül veren uzmanları bir araya getirme konusundaki başarısını tescil etmiş oldu. CİSED'in cinsel sağlık bilimine, değerli halkımıza ve cinsel tedavi uzmanlarına katkısı artarak devam edecek.”