Esnaf'ımız Hazan Mevsimi Yaşamaktadır'
MHP Samsun Milletvekili A
MHP Samsun Milletvekili A.Adayı Mustafa KESKİN esnafın soruna değindiği açıklamasında; “Esnaf ve sanatkârlarımız en çok ihmale uğrayan, en çok ilgisizliğe kurban giden meslek grubudur.” Dedi.
Mustafa KESKİN Esnaf ve Sanatkârların sorunlarına ilişkin yaptığı açıklamada; “Bugün artan maliyetler, çıkan hammadde fiyatları ve enflasyondaki yükseliş sonucunda esnafımız, mal ve üretim ile sermaye dönüşümünü sağlayamaz hale gelmiştir. Türk milletinin bel kemiği, sosyal ve ekonomik bünyenin dinamik yönü olan esnaf ve sanatkârlarımızın hâla yalanlarla avutulması bize göre bedeli yüksek bir yanlıştır.
Türkiye’de 2014 yılı itibariyle 495 meslek dalında sayıları 1 milyon 572 bin 473’ü bulan esnaf kardeşimiz ülke ve millet için çaba sarf etmektedir. Bu kapsamda, geçtiğimiz yıl 113 bin 696 kardeşimiz işini bırakmışken, 200 bin 235 kişi esnaflığa başlamıştır. Bunun sonucu olarak, kepenklerini indiren esnaf sayısı ile yeni işyeri açan esnaf sayısı arasında kaygı verici uçurum her geçen gün büyümektedir. Hakikaten de esnaf ve sanatkârımız hazan mevsimi yaşamaktadır. Biriken problemler, büyüyen ve genişleyen olumsuzluklar serisi esnaflarımızı canından bezdirmekte, keyfini kaçırmaktadır.
Anayasa’nın 173’ncü maddesi devletin, esnaf ve sanatkârı koruyucu ve destekleyici tedbirler alacağını hükme bağlamaktadır. Gerçekte ise esnafımızı ne koruyan ne de destekleyen bir Hükümet anlayışından bahsedilemeyecektir. Hükümet esnaf kardeşlerimizin borçla güç bela ayakta durduğunun farkında değildir.” Sözlerine yer verdi.
MHP Samsun Milletvekili A.Adayı Mustafa KESKİN değerlendirmelerinin devamında şu hususlara değindi;
2014 yılında 1 milyon 100 bin esnafımızın kredi kullanmasıyla övünmektedir.
“Esnaflarımızın kullanmak zorunda kaldığı kredi tutarı 2002’de 153 milyon lira, 2014 ise 12,5 milyar liradır. Esnafımız faiz - kredi batağında nefes dahi alamamaktadır. Bankalar, aracılar, tefeciler, komisyoncular esnafımızın ensesindedir. Esnaflarımız borçlu, bunalımlı ve buhran içindedir. Esnafımız bankalara, özellikle Halk Bankası’na esir olmuştur. Önümüzdeki yıl, bu çerçevede kullandırılacak toplam kredi miktarının 17 milyar liraya ulaşacağını söylenmiştir.
Peki, alınan krediler nasıl ödenecektir?
Esnafımız sattığının yerine yenisini koyamazken, çoğu zaman siftahsız gün, hafta ve aylar geçirirken, üst üste yığılan borç dağını nasıl eritecektir? Yoksa karnını bile zor doyuran esnaflarımız; villalarda, saraylarda, yatlarda, katlarda sefa sürüyorlar da bizim mi gözümüzden kaçmıştır?
Yeni yatırım, yeni iş sahaları ve yatırılandan daha fazla kazanmak söz konusuysa kredi kullanmak doğaldır ki yararlı olacaktır. Fakat iş yapamayan, mal satamayan, müşterisi kalmayan bir esnaf kardeşimizin borçlanması tek kelimeyle iflas emaresidir ki, bunun da övülecek hiçbir tarafı yoktur. Esnafımızı altından kalkamayacağı borçlara hapsetmek, borçla zincirlemek; sosyal ve ekonomik felakettir.
2014 yılında AVM sayısı 334’e çıkmıştır.
Bu sayının 2015’de 409’a tırmanması beklenmektedir. AVM’ler esnaf ve sanatkârlarımızın umutlarını perdeleyip kazançlarına engel olurken, Hükümet’in ‘yüzde 5 pay verdik, bin 3 pay ayırdık’ diyerek aldatma düzenini sürdürmesi esnaflığın tarihi mirasına düpedüz hakarettir. Esnafımız AVM’lerin gölgesinde kalmış, AVM partisinin hışmına uğramıştır.
Esnaf ve sanatkârlar milli birliğimizin, kardeşliğimizin, toplumsal ahlak ve adalet ölçülerinin manevi kalkanı, emniyet duvarlarıdır.
Esnaflık ahi geleneğinin, ahi kültürünün, ahi felsefesinin yaşayan ve yaşatılması gereken yüksek bir değeridir. Anadolu’nun vatanlaşmasında ahiliğin paha biçilmez bir pay ve katkısı vardır. Ahilik doğrulukla iç içe geçmiştir. Son yurdumuzun bağrında gül goncası gibi açarak; sanat, ticaret ve meslek sahibi olan ahilerin, olgun, ahlaklı, merhametli, iyiliksever ve her tavırlarında güvenilir olması vazgeçilmez bir kuraldır. Sözünde durma ahilikten esnaf ve sanatkârlarımıza miras kalan tarihi bir ahlak ve terbiye kaidesidir. Ecdadımız farklı sanat ve mesleklerin sırlarını öğrenirken, ahlaki esaslarla da bezenmiş; yani sanatın incelikleri, ahlakın ilkeleriyle eşzamanlı, eşanlı kazanılmıştır. Horasan’dan gelip Ahiliğin pirliğini üstlenen Ahi Evren’in mesajlarından, deyiş ve sözlerinden, Türk milletinin sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel düzenine verdiği muazzam destekten çıkardığımız sonuç da budur.
Bugün her esnaf kardeşimiz Ahi Evren’in bize emanetidir.
Her esnaf kardeşimiz binlerce yıllık Türk tarihinin özü, ruhu, iftihar yüzüdür. Milli ahlak, milli şuur ve milli kimlik konusunda yeri dolmaz hizmetleri geçen, milli duyguyu kamçılayarak, sosyal ve ekonomik ilişkilere manevi değer aşılayan, dahası huzur ve esenliği vaaz eden Hacı Bektaş Veli Ahiliğin duası, irşat makamıdır. Esnaflarımız böyle bir manevi geçmişi vicdanlarında taşıyarak var olagelmişlerdir. Esnaf ve sanatkârlarımızın yardımseverliği, misafirperverliği, dayanışma ve cömertliği baş tacı yapmaları Ahi kültürünün hala varlığına işarettir. Ahi geleneğine sıkı sıkıya bağlı olan esnaflarımız, tıpkı yaşanmış binlerce yılda görüldüğü gibi, şu üç şeyi hep açık, bir diğer üç şeyi de hep kapalı tutmuşlardır:
Nitekim; Yoksullara ve düşkünlere yardım için eli açık olmak, konuklar ve yolda kalmışlar için kapıyı açık bırakmak, Açları doyurmak için sofrayı açık tutmak lazımdır.
Kapalı olanlar ise; Kimsenin ayıbını görmemek, kimseye kötü gözle bakmamak için gözü bağlı olmak, kimsenin namus, haysiyet ve onuruna kötülük etmemek için beli bağlı olmak, kimseye kötü söylememek, kimse hakkında iftira etmemek, dedikodu yapmamak için dili bağlı olmaktır.
İşte Ahilik budur, esnaf ve sanatkârlarımız böylesi muhteşem ve insanüstü özelliklere sahip olmuşlardır. Alçakgönüllü olmak bir esnaf mizacıdır. Erdemli davranmak bir esnaf karakteridir.
Ahilik Türk milletine alın teri ile geçinme, başı dik, özgüvenli ve minnetsiz yaşama şuuru kazandırmış, böylelikle muazzam ismini tarihe altın harflerle yazdırmasına dayanak olmuştur. Ve gerek Osman Gazi’nin, gerekse de Murat Hüdavendigar’ın Ahiliğe uygun olarak kılıç kuşanması İmparatorluğumuzun sağlam bir zemine bina edildiğini göstermiştir. Ahiler sayesinde güven hâkim olmuş, milli ve manevi terbiye ekonomik ilişkilerin göbeğine yerleşmiştir. Bu itibarla esnaf ve sanatkârlarımız bizim için çok anlamlar ihtiva etmektedir.
Esnafımız Sadece Ticarethane Değildir
Terzi sadece elbise dikip, sökük ve yırtık yamamıştır. Aynı zamanda bulunduğu ve çalıştığı semtin manevi dengesi haline gelmiştir.
Manav sadece sebze ve meyve satmamıştır. Aynı zamanda fakiri kollamış, ihtiyaç sahiplerini gözetmiş, hayır ve hasenat merkezi olmuştur.
Bakkal denilince akla; sıcak ekmek, taze süt, gazete, gıda ürünleri gelmemiştir. Dokunan el, hatır soran dil, para yoksa da ‘sonra alırız’ diyen şefkat dolu sesleniştir bakkal.
Sabahları sıcacık çorbasıyla yalnızca mideyi değil, ruhu da ısıtan lokantacı esnafımız,
Etin pahalı olmasını içten tebessümüyle, veresiye defterini ardına kadar açarak hafifleten; gösterdiği alicenaplıkla gönülleri kazanan kasaplarımız,
Muhabbet ve dostlukla müşterisini karşılayıp hoşsohbet içinde saç kesen, traş eden, berber ve kuaförlerimiz,
Yolculularına sabır ve müşfiklikle yaklaşan, hoşgörü ve özlemi taşıyan dolmuş ve taksici esnafımız,
Sıcacık ekmeklerinin buram buram kokusuyla mahallesini şenlendiren ve açları doyuran fırıncı esnafımız ve daha birçok iş kolunda faaliyet gösteren esnaf kardeşlerimiz milletimizin iftiharı, itibarı, iffet bekçisidir.
Tamamen kâra çivilenen, insanı metalaştıran, duygu ve maneviyattan koparan kapitalist ekonomiye karşı esnaf ve sanatkârımız kalıcı ve köklü bir cevaptır. İnsanı odak yapan Türk-İslam medeniyetinin bereket ve bütünlük kalesi hiç kuşkunuz olmasın ki, esnaf ve sanatkârımızdır. Dükkânını besmeleyle açıp şükürle kapatan esnafımıza hepimiz çok şey borçluyuz. Ya nasip diyerek hayırlı ve helal kazancın amacında olan, kısmeti için gayret gösteren bu kardeşlerimizi yalnız bırakamayız, beklentilerine sırtımızı dönemeyiz.
Esnaf ve sanatkârlarımız düzlüğe çıkmadan, memurun, işçinin, emeklinin, çiftçinin alım gücü yükselmeden ne ekonomik gelişmeden, ne de sözde arttığı iddia edilen milli gelirden hakkıyla bahsedilemeyecektir. Tarih boyunca gazi olmuş, şehit düşmüş, Anadolu’nun Türkleşmesinde öncüler arasında yer almış esnaf ve sanatkârlarımızı, iktidarın tehdit ve çürümüş politikalarından kurtarmak bizim asli sorumluluklarımızdan birisidir.
Esnaf olmadan büyüme olmaz. Esnafımızın Sorunlarını Biliyoruz
Esnaf olmadan zenginleşme, refah, bolluk hayaldir. Esnaf olmadan huzur ve sükûnetin tamir ve tesisi de imkânsızdır. Esnaf ve sanatkârlarımızla ilgili daha detaylı teklif ve projelerimizi yeri ve zamanı geldiği vakit herkesle paylaşacağız. Yeni işyeri açacak esnaflarımızın vergi ve borç yükünü biliyor, bunun üzerinde dikkatle düşünüyor, çözüm üretiyoruz. Şoför esnafımızın akaryakıt indirim taleplerini, araçlarını yenilerken bir kereye mahsus ÖTV ve KDV alınmasıyla ilgili beklentilerini biliyoruz. SGK prim teşvikiyle ilgili taleplerin ve kullanılan enerji fiyatlarında indirim yapılmasıyla ilgili isteklerin farkındayız. Düşük faizli finansman desteği ve mevcut faiz oranlarının daha da aşağılara çekilmesiyle ilgili arzuları görüyoruz. Emekli olup da çalışmaya devam eden esnaf ve sanatkârlarımızdan kesilen yüzde 15 oranındaki Sosyal Sigorta Destek Primi’nin kaldırılmasıyla ilgili meşru sızlanmaları duyuyoruz. Geçtiğimiz yılın Eylül ayında, esnaf ve sanatkârlarımızın yıllık aidat ve katılma borçları yeniden yapılandırılmıştı. Bunun yanında bazı prim borçlarının da yeniden yapılandırılması sağlanmıştı.
Ancak bu alandaki yetersizlik ve mağduriyetler de bitmiş değildir. Ve bu bağlamda şikâyetleri de kararlı bir şekilde takip ediyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi aileleriyle birlikte sayıları 10 milyonu bulan esnaf kardeşlerimizin sözcüsü, tercümanı ve ön şartsız destekçisidir.
‘Esnafım’ demenin tarihsel kıvancı MHP’yle tekrar canlanacaktır.
MHP esnafımızın hakkını savunmak, perişanlığını bitirmek için her hazırlığını tamamlamaktadır. Milliyetçi Hareket, esnafın partisi, esnafın müdafaasıdır. Milliyetçi Hareket çiftçinin, memurun, işçinin, emeklinin, dar ve orta gelirlilerin can simididir.
Milliyetçi Hareket Türk milletinin şahdamarı, bütün Türkiye’nin umut hazinesidir.
Şu an, bir yanda işini yapıp, diğer yanda bizi dinleyen esnaf kardeşim; Milliyetçi Hareket Partisi senin için vardır, senin mutluluğun için geceyi gündüze katacaktır. Bu, ahiliğin vicdanını millet vicdanı gören Milliyetçi Hareket’in sözüdür, senedidir, açık çekidir. Beklenen huzursa, aranan istikrarsa Allah’ın izniyle biz varız.”