EVREN DÖNEMİNDEN FARKLI DEĞİLİZ!

Referandumun adaletli bir tercih sistemine kavuşturulması gerektiği konusunda açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl başkanı Av

Referandumun adaletli bir tercih sistemine kavuşturulması gerektiği konusunda açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl başkanı Av. Tufan Akcagöz; "Yüksek Seçim Kurulu, her türlü şaibenin önüne geçebilecek tedbirleri şimdiden almalı. 1 Kasım seçimlerinde bilhassa Güneydoğu'da seçim sandıkları merkezlere toplandı. Sandık güvenliği tehlike altında idi. Bu bölgemizde bu risk ortadan kalkmış değil. Böyle bir atmosferde referanduma gidiyoruz" dedi.
Referandumda, Cumhuriyet Halk Partisi müdahale etmese, evet/hayır tercihleri yarışırken, evet tercihinin de, hayır tercihinin de "evet" mührüyle karşılanacağını ve bu durumun referandumun sıhhatini etkileyeceğini dile getiren Tufan Akcagöz, "Evet de deseniz, hayır da deseniz, 'evet' mührünü kullanacaktık.
Neyse ki bu garabet ortadan kalktı. Şimdi her sandıkta 'tercih' yazan bir mühür bulundurulacak. Yüksek Seçim Kurulu'nun herkesi bağlayan kararına göre referandumda 'evet' demeyeceğiz. Bu şekilde, kafaların karışmasının da az çok önüne geçilmiş oldu ve insanlar üzerinde algı oluşturmaya yönelik bu durum da ortadan kalkmış oldu. Bundan sonraki sıkıntı evet için beyaz, hayır için ise kahverengi pusula belirlenmesidir ki bu da doğru değildir. Bu algı operasyonları insanların özgür tercihine gölge düşürür" dedi.
12 Eylül rejiminin bir dayatması olarak getirilen 1982 Anayasasının halka dayatmayla sunulduğunu ve referandum sonucu yürürlük kazandığını söyleyen CHP Samsun İl Başkanı Akcagöz, "O dönem hayır oyunu mavi pusula temsil ediyordu. Zarfların adeta şeffaf olduğu, mavi pusulaların zarfın içinden belli olduğu ve bunun da seçmeni etkilemek için özellikle hazırlandığı söylenir. Kenan Evren'in mavi rengin propagandasına dahi tahammül edemediği söylenir. Bu dönemde gazetelerin yazılarına müdahale edildiği bilinmektedir. Şimdi de çok farklı bir dönemden geçmiyoruz. Gazeteler, televizyonlar, bilhassa havuz medyası, iktidarın borazanı gibi. Muhalif sesi temsil eden üç beş tane kanal var. Bunların bir kısmına da vatandaşın ulaşma imkânı yok. Bu şartlar altında referanduma gidiyoruz. Bu propaganda imkânıyla, halka yalanlar anlatılsa, Anayasa değişikliği geçerse halka altın dağıtacağız dense, bunun aksini savunacak kanallar yok denecek kadar az.
Bu nedenle, OHAL'in tüm Türkiye'de kaldırılması şarttır. Bağımsız ve özgür propaganda yöntemlerinin kullanılmasının yolu açılmalıdır. Aksi halde referandum sonuç ne olursa olsun şimdiden şaibelidir" diye konuştu.