FACİANIN NEDENİ SİNYALIZASYON!

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Samsun İl Koordinasyon Kurulu, Ankara'daki Hızlı Tren kazasıyla ilgili yaptığı açıklamada; 13 Aralık 2018 sabahı yaşanan Ankara Yüksek Hızlı Tre

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Samsun İl Koordinasyon Kurulu, Ankara’daki Hızlı Tren kazasıyla ilgili yaptığı açıklamada;
13 Aralık 2018 sabahı yaşanan Ankara Yüksek Hızlı Tren Kazası hakkında Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Samsun İl Koordinasyon Kurulu tarafından ortak basın toplantısı gerçekleştirildi.
ANKARA YÜKSEK HIZLI TREN FACİASININ NEDENİ HATTI SİYASİ RANT İÇİN SİNYALİZASYON OLMADAN İŞLETMEYE ALAN LİYAKATSIZ ANLAYIŞTIR.
Endüstri 4.0 ı telaffuz ettiğimiz ve teknolojinin bir üst seviyeye geçmeye başladığı dönemde sanki kara tren işletir gibi üzerinde sinyalizasyon altyapısı tamamlanmadan çalıştırılmaya başlanan hat üzerinde Ankara-Konya seferini yapan Yüksek Hızlı Tren kazası bizleri derinden üzmüştür.
13 Aralık 2018 tarihinde saat 06.30 sıralarında Ankara Yenimahalle Marşandiz İstasyonunda, üzerinde henüz sinyalizasyonu tamamlanmamış hat üzerinde, ray kontrolü ile görevli lokomotif ters istikamette gelerek Yüksek Hızlı Tren ile çarpışmış ve bu çarpışma sonucu aynı yerde bulunan üst geçit vagonların üzerine yıkılmıştır. Kaza sonucunda 3 ü makinist 9 yurttaşımız hayatını kaybetmiş, 47 yurttaşımızda yaralanmıştır. Kaza sonucu hayatlarını kaybeden yurttaşlarımızın sevenlerine ve ülkemize başsağlığı, yaralı olan yurttaşlarımıza da acil şifalar diliyoruz.
Olayın henüz sıcaklığı devam ederken kendisine yöneltilen “olmayan sinyalizasyon sistemi” sorusuna “olmazsa olmaz değil” yanıtını veren Ulaştırma Bakanı Sayın Cahit Turan’ a da şu soruları yöneltiyoruz:
Hangi çağda hangi treni işletmeye aldık?
Yüksek hızlı trenin alt yapısını tamamlayarak işletmeye almak çok mu zordu?
Ülke olarak bu anlamsız ve tarifsiz acıları yaşamak zorunda mıyız?
Liyakatsizlik, dikkatsizlik, ihmal sonucu bu ve benzerleri gibi kaçıncı kaza…
Bir kez daha altını çizmek isteriz ki buradaki temel sorun insan hatası değildir, sorun insan hatalarını bertaraf edecek ve tren işletilmeye alınmadan önce tamamlanması zorunlu altyapı sistemleri hazır olmadan yüksek hızlı trenin çalıştırılmasına göz yuman anlayış sorunudur. Bunun sorumlusu da 16 yıldır ülkeyi idare eden AKP, bu anlayışın sahibidir. Bu anlayış “hızlandırılmış tren şovu” uğruna Pamukova’da 41 yurttaşımızın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Bu anlayış gerekli bakım ve altyapı çalışmalarını yapmadığı için Çorlu’da 24 yurttaşımızın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Bu anlayış bugün de Ankara’da sinyalizasyon sistemleri devrede olmadığı halde Yüksek Hızlı Tren çalıştırıldığı için 9 yurttaşımızın hayatını kaybetmesine neden olmuştur.
AKP, iktidarda bulunduğu 16 yıl boyunca hayata geçirdiği tüm projelerde insan hayatını ve kamusal çıkarları değil, siyasi menfaatlerini ve sermayenin ihtiyaçlarını gözetmiştir. Akla, bilime ve mühendislik anlayışına dayanmayan, günü kurtarmaya yönelik projeler özellikle seçim dönemlerinde alelacele hayata geçirilmiştir. Hatırlayacaksınız, bugün kazanın yaşandığı Ankara-Konya YHT hattı da 2014 Yerel Seçimlerinde AKP’nin en önemli propaganda öğelerinden birisi olmuştur. Kazanın meydana geldiği banliyö bölgesi ise Cumhurbaşkanlığı seçimlerine malzeme olmuş ve dönemin genel karakteristiği olarak birçok projede olduğu gibi; başta sinyalizasyon sistemleri olmak üzere henüz güvenlikle ilgili çalışmalar tamamlanmadan seçim arifesinde sayın Cumhurbaşkanı tarafından büyük bir mitingle açılmıştır. AKP’nin, kamu hizmetlerini siyasi ranta dönüştürmeyi esas alan bu anlayışı, sadece demiryollarında değil, hayatın her alanında büyük toplumsal trajedilerin yaşanmasına neden olmaktadır.
Değerli arkadaşlar,
Demiryolları dünyanın her yerinde kaza riskinin en az olduğu, en güvenilir ulaşım aracı olarak kabul edilmektedir. Oysa ülkemizde bu algı ne yazık ki farklılaşmaya başlamıştır. Bunun sebebi sadece gerekli altyapı ihtiyaçlarının karşılanmaması ya da yaşanan kazalar değil, bir bütün olarak son yıllarda uygulanan demiryolu politikalarıdır. Kamu hizmeti perspektifindeki dönüşüm başta olmak üzere TCDD’nin parçalanarak işlevsizleştirilmesi, liyakatsiz siyasi kadro atamaları ve her düzeydeki uzman kadro eksikliği gibi nedenler halkın demiryolu ulaşımına bakışını etkilemektedir.
Demiryolu ulaşımı politikalarının kamusal bir anlayışla yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Bunun yanında ulaşım güvenliğinin sağlanabilmesi için, bütün hatlar ciddi ve bütünlüklü bir tarzda onarılmalı, elektrifikasyon ve sinyalizasyon gereksinimleri karşılanmalı, teknik gereklilikleri tamamlanmadan hatlar trafiğe açılmamalıdır.
Bizler bu kamu adına bu sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz, dava süreçlerine müdahil olacağız. Faciaya sebep olan asli suçluların hesap vermesi için, bir daha böyle faciaların yaşanmaması için mücadele edeceğiz.
Kaybettiğimiz yurttaşlarımıza rahmet, sevenlerine ve ülkemize sabır ve başsağlığı dileklerimizi bir kez daha paylaşıyoruz.