Ferruh ÇETİN'den anılar...

Ferruh ÇETİN'den anılar

Ferruh ÇETİN'den anılar...

ZERRİN KOÇ'UN GÖZÜYLE SAMSUN’UN YÜZ YILLIK GEÇMİŞİ (2 )

Zerrin hanımın başarıyla kaleme aldığı romanının bugün ikinci dilimini sizlere sunuyoruz.
......Bütün Türkiye adeta derin bir nefes alır. Bu yeni dönem tabii olarak Samsun’a da yansır.
Romanda bu yeni dönemin önde gelen ismi, ailenin ortanca oğlu Alim’dir. Alim, ağabeyi Alişir gibi bakmaz hayata. Alişir’deki vatan ve savaş gibi kaygılar onda pek görülmez. Onun gözü bir iş kurmak ve kendi
işinin patronu olmaktır. Çünkü uzun yıllar bir terzinin yanında çalışmış, iş hayatının bütün püf noktalarını öğrenmiştir. Alim sonunda Subaşı çarşısında
istediği işi kurar ve çevresinde tanınmış bir esnaf olur. Bu arada Hacebe olarak adlandırılan -bugünkü “Sanat Sokağı”nın olduğu- mıntıkada kendine bir ev alır. Bu evde annesi Lola Hanım ve küçük kardeşi Feyzi ile mutlu bir hayat yaşamağa başlar. Alim’in hayatına bu mahallede kısa bir zaman sonra eşi olacak Gülhiz hanım da girer. Ancak Gülhiz hanımla ilgili olarak
romanda, ileride yaşanacak olayları etkileyecek başka bir durum da söz konusudur. Bu ilginç durum, Gülhiz hanıma Alim’in küçük kardeşi
Feyzi’nin de aşık olmasıdır. Bu durumu ailede Feyzi’den başka Lola Hanım da bilmektedir. Fakat bunu Alim’e hissettirmezler. Çünkü Alim Gülhiz’e
karşı olağanüstü bir aşk beslemektedir. Sonunda Gülhiz hanımla evlenen Alim, gün geçtikçe işlerini ilerletir. Bu arada Alim’in Gülhiz’den -adları
Ebrar, Sümeyye ve Piraye olan- üç kızı olur. Bu çocuklardan sonuncusu olan Piraye’yi doğururken Gülhiz vefat eder. Alim beyin bütün arzusu bir
erkek çocuğuna sahip olmaktır; fakat bir türlü bu arzusuna kavuşamaz.
Bu arada ailede tam bir yaprak dökümü yaşanır. Önce Lola Hanım ölür; daha sonra Alim’in küçük kardeşi Feyzi evi terk edip Samsun’un bir köyüne (Beylerce) yerleşir. Alim, karısı da öldüğü için, üç küçük çocuğu ile
ortada kalır. Bir süre bu çocuklara hem analık hem de babalık yapar. Çok zor günler geçirir. İşleri bozulur. Alim, çareyi çocuklarını Samsun’un Beylerce
köyünde oturan küçük kardeşi Feyzi’nin yanına göndermeye karar verir.
Feyzi köyde kendine arazi ve ev alarak, tam bir köylü hayatı yaşamağa başlamıştır. O yıllarda pek çok kişinin yaptığı gibi kendine bir Rus kızını alarak, onunla nikahsız bir şekilde yaşamaktadır. Feyzi, kaba saba bir adam olup, hiçbir şeye değer vermeyen bir zihniyettedir.
RUS KIZINA ÇEKTİRİLEN EZİYET
Kendisinin kahrını çeken Rus kızına ahırındaki hayvanlar kadar bile değer vermez. Kadını adeta
hayvan gibi kullanır. Alim çocuklarını işte böyle bir adamın yanına gönderir.
Üç küçük çocuk Feyzi’nin eziyet ve işkenceleri altında yıllarca köyde kalırlar. Babası tarafından hep büyük amca Alişir’e benzetilen ortanca kız Sümeyye, hem amcası Feyzi’ye hem de köydeki bütün eziyetlere karşı
direnir. Kardeşlerini hep korumaya çalışır. Feyzi’nin bu arada Rus kızından Osman adında bir oğlu olur. Buna rağmen Feyzi, Remziye adında köyden
başka bir kız alarak Rus kızının üzerine evlenir. Bütün bunlara dayanamayan Rus kızı, hem Alim’in çocuklarını hem de kendini Feyzi gibi bir zalimden
kurtarmak için harekete geçer. Sonunda Alim’in çocukları Samsun’a, babalarının yanına kaçmayı başarırlar. Rus kızı da bir daha ortalarda
görünmemek üzere kaybolmuştur.
Bundan sonra Alim’in hayatına başka bir kadın girer. Çocukları köyden döndükten sonra, onlara tek başına bakamayacağını anlayan Alim, o zamanlar bir köy olan Matasyon’dan (Atakum) bir müşterisinin yardımıyla
Şahika adında bir kızla evlenir. Bu evlilikle beraber Alim’in hayatında başka bir dönem başlar. Bu arada Alim’in kızları da büyümüş, içlerinde bazıları
gelin olacak yaşa gelmiştir.
HAYALLER KURULMAYA BAŞLAR
Oturdukları mahallede yeni arkadaşlar edinen kızlar, kendilerine okuma fırsatı verilmeyen devrin genç kızları gibi ev içinde romantik hayaller kurmaya başlamışlardır bile. O devirde böyle bir genç kızın en büyük hayali, üniversitede veya harp okulunda okuyan “geleceği parlak” bir gençle evlenmektir. Alim’in ortanca kızı da bir ara
böyle bir hayale kapılır ve Sedat adlı doktor adayı bir gence aşık olur.
O yıllar aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı yılları olduğu için, ülkenin her tarafındaki kriz doğal olarak Samsun’da da hissedilmektedir.
Alim ve ailesi bu krizde de çok zor günler geçirmiştir.
Bu ortamda Alim’in üç kızı da evlenir. Ama hiçbiri mutlu olamaz.
Sümeyye, umut bağladığı Sedat’la evlenemeyince sarhoş ve sorumsuz bir adamla evlenmek zorunda kalır. Küçük kız Piraye ise zalim bir kaynananın
olduğu bir aile ortamında adeta cehennem hayatı yaşamaktadır. En son evlenen en büyük kız Ebrar’dır. Ebrar ise başka kadınlarla düşüp kalkan ve sürekli olarak eşini aldatan bir adamla evlenmek zorunda kalır. Çocuklarının gözü önünde adeta erdiklerini görüp de bir şey yapamamanın verdiği vicdan azabıyla gün geçtikçe sağlığı bozulan Alim Bey, biraz da karısı Şahika’nın
sorumsuz davranışları yüzünden daha fazla dayanamayarak ölür. Zaten Şahika Alim’in kızlarına hep üvey annelik yapmış, bu kızlara hep zulmetmiştir.
Alim’in ölümüyle birlikte romanda üçüncü kuşağın hikayesi başlar.
DRAMLAR BAŞLIYOR
Alim’in her bir kızı çoluk çocuğa karışmış, kimi yurt dışına (Almanya’ya) gitmiştir. Bu arada evde tek başına yaşayan Şahika da ölmüştür. Bir kız bir
de oğlu olan Sümeyye, kocasının sorumsuzlukları yüzünden oğlunu kaybeder. Bu arada Alim’in küçük kızı Piraye de evliliğinde yaşadığı kötü
günleri daha fazla kaldıramaz ve o da ölür. Sümeyye’nin kızı ise İstanbul’da okumaktadır. Alim’in en büyük kızı Ebrar da mutsuz hayatını kanıksamış bir
şekilde yaşamaya çalışırken, Sümeyye kocasından ayrılır. Onun artık tek bir arzusu vardır. O da İstanbul’da okuyan kızının yanında olmak ve onu en iyi
şekilde yetiştirmektir. Sümeyye bu kararıyla baş başa iken takvim 1986’yı göstermektedir.
Böylece romanda üç kuşağın hayatı yansıtılmış olur. Roman boyunca hep bu kişileri izlerken, acaba arka planda neler olup bitmektedir.
Bu kişiler dramlarını nasıl bir sahne ve dekor içinde yaşamaktadırlar?
Özelde Samsun bütün bu olayların olup bitmesi sürecinde nasıl bir görüntü arz etmektedir?
Samsun’da bu süreç içinde neler yaşanmaktadır? Bunlar gibi daha pek çok sorunun cevabını da romanda bulabiliriz. Şimdi bazı başlıklar altında bu sorulara cevap arayalım:
...........................................................(DEVAMI YARIN)