Ferruh ÇETİN'den anılar...

Geçtiğimiz 22 Şubat Pazar günü Şah Fırat operasyonu ile taşınan Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu Türkiye'de büyük yankı uyandırmıştı malum

Geçtiğimiz 22 Şubat Pazar günü Şah Fırat operasyonu ile taşınan Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu Türkiye’de büyük yankı uyandırmıştı malum.. Hükümet operasyonu büyük bir başarı olarak görürken muhalefet kanadı bu operasyonu başarısızlık ve “Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinde yaşadığı ilk toprak kaybı.” olarak görmüş ve tartışmalar alevlenmişti.
Tartışmalar devam ede dursun ortaya bambaşka bir gerçek çıktı.
Bir zamanlar Türkiye’ye ait olan Tuna Nehri ortasındaki Adakale, Lozan Antlaşması’nda masada kaybedilmişti. Tarihler, Türkiye’nin ilk toprak kaybı olarak Adakale’yi yazmaktadır. Biz de bu konuyu enine boyuna inceleyelim dedik.[gallery ids="22388"]
TÜRK TOPRAĞI SAYILDI
Tuna Nehri üzerindeki 160 bin metrekarelik Adakale, 93 Harbi’nden sonra imzalanan Berlin Antlaşması’nda gözden kaçınca uzun yıllar Türk toprağı sayılmıştı; Osmanlı, Lozan Antlaşması’na kadar Adakale’yi elinde tutmayı başarabilmişti. Adakale’de yaşayan 800’ü aşkın Türk, 2. Meşrutiyet’in ilanından sonra yapılan seçimlere bile katılmıştı. Adakale, Balkan Savaşı’nda Avusturya-Macaristan tarafından ilhak edilse de uluslararası kurallar gereği Türk toprağı olarak kabul edilmişti.
TOPRAK SULARA TESLİM EDİLDİ
Türkiye, Lozan görüşmelerinde Adakale’nin, Süleyman Şah Saygı Karakolu (Caber Kalesi) ile aynı statüye sahip olmasını talep etmişti.
Ancak, İsmet İnönü’nün yoğun ısrarı, Avrupalıları ikna etmeye yetmeyince Adakale’nin Romanya’ya bağlanmasına karar verilmişti. 1967’ye kadar ise yaklaşık bin Türk’ün yaşadığı Adakale, özerk bir bölge statüsünde varlığını devam ettirdi. 1967 yılında Romanya ve Yugoslavya’nın ortaklaşa Tuna nehri üzerinde inşa ettikleri baraj, Adakale’nin 1972’de sulara gömülmesine neden oldu. Bölgede yaşayan Türkler ise baraj tamamlanıncaya kadar dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in girişimiyle Türkiye’ye getirilmişlerdi.
ESKİ SAKİNİ YAŞANANLARI ANLATTI
Türkiye’de yaşayan Adakale’nin eski sakinlerinden Erol Balkan, geçmişin ışığında o dönem yaşananları şöyle anlattı:
“Baraj yapıldığında 13 yaşındaydım. Adatepe 2 kilometre uzunluğunda, 1 kilometre genişliğinde küçük bir Türk toprağıydı. Yugoslavya sınırına geçişimiz yasaktı. Romanya’ya sandalla geçiyorduk. İlkokulu Adatepe’de okudum. Ortaokul için Romen kasabasına gidip geliyordum. Adatepe 1967’de Romenler tarafından istimlak edilince Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldık. Son kafile 1970’de ata toprağımızı terk etti. Romenlerin Ortenita ile Karpati gemileri toprağımıza turist getirir, ailelerimiz de Türk lokumu, kahve, dondurma satardı. Dönemin Başbakanı Demirel, Çavuşesku ile görüştükten sonra eşyalarımızı toplayıp Türkiye’ye dönmemize izin verildi. Vagonlarla Türkiye’ye geldik.”
“ADA ANLAŞMADA UNUTULMUŞTU”
Adakale sulara gömüldüğü 1972 yılına kadar Tuna Nehri’nin ortasında ve Romanya ile Sırbistan’ı ayıran bir noktada bulunuyordu. İnönü hatıralarında, Adakale konusunda “Adakale, Berlin Muahedesi’nde unutulmuş ve bizde kalmıştı. Bu kez kurtarılmasını karara bağlamıştık” ifadelerini kullanıyor.
“LOZAN’DA MASADA  KAYBEDİLDİ”
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Çağrı Erhan Adakale konusuyla ilgili şunları söyledi:
ADAKALE TÜRK TOPRAĞI’YDI
“Adakale’yi Lozan Antlaşması’nda Türk toprağı kabul ederek masaya oturduk. Türklere ait bu kara parçasını pratik gereklilikler nedeniyle Romenlere bırakmak zorunda kaldık. Türkiye ile arasında çok ciddi mesafe olması bunun en büyük nedenlerinden biriydi. Atatürk realist bir devlet adamıydı. Ulaşılamayacak hedefler peşinde koşmadı. Lozan’da başta Romanya, Bulgaristan olmak üzere Avrupalı devletler Adakale’nin Türklere bırakılmasına şiddetle karşı çıktılar. Adakale Türkiye’ye verilmiş olsa Avrupa’nın ortasında üzerinde Türk askeri ve Türk nüfusu olan bir toprak parçası olacaktı. Türk tarafının Berlin Antlaşması sırasında Adakale’yi özellikle gözden kaçırttığı, ilerideki antlaşmalarda koz olarak öne sürmeyi düşündükleri
tahmin ediliyor.”
İLK TOPRAK KAYBI ANLAŞMASI
Osmanlı Devleti’nin toprak kaybettiği ilk antlaşma ise Karlofça’dır.
İmzalanan Karlofça Antlaşmasıyla Banat ve Temeşvar hariç, bütün Macaristan ve Erdel Beyliği Avusturya’ya, Ukrayna ve Podolya Lehistan’a, Mora ve Dalmaçya kıyıları Venediklilere bırakıldı. (26 Ocak 1699). Karlofça Antlaşması Osmanlı Devleti’nin toprak kaybettiği ilk antlaşmadır. Bu tarihten sonra Osmanlı Devleti’nin gerileme dönemi başlar. Ayrıca bir yıl sonra Rusya ile de bir antlaşma yapıldı. 14 Temmuz 1700 tarihinde imzalanan İstanbul Antlaşması ile Azak kalesi Rusya’ya bırakıldı.
BALKAN SAVAŞLARI’NDA KAYBETTİKLERİMİZ
Osmanlı Devletinin Trablusgarp ile uğraşmasından faydalanan Balkan Devletleri, Osmanlı Devletine karşı saldırıya geçtiler. Karadağ’ın Osmanlı Devletine saldırması üzerine Balkan Savaşları başladı.(1912)
Yunanistan, Sırbistan, Bulgaristan, Karadağ kendi aralarında anlaşarak Osmanlı Devletine çeşitli yönlerden saldırıya geçtiler.
Makedonya, Sırplar ve Karadağlılar tarafından işgal edildi. Bulgaristan Batı Trakya’yı tamamen işgal ederek Edirne ve Kırklareli’ye kadar ilerlediler. Bulgar orduları Çatalca önlerine kadar geldiler.
Yunanlılar tüm Ege adalarını işgal etti. Savaş devam ederken Arnavutluk da bağımsızlığını ilan etti.
Osmanlı Devleti barış istemek zorunda kaldı. Avrupalı Devletlerin arabuluculuğuyla Londra Anlaşması İmzalandı.(1912)
Bu anlaşmaya göre;
Osmanlı Devleti Midye-Enez çizgisinin batısında kalan tüm topraklarını kaybetti.
Edirne ve Kırklareli elimizden çıktı.
Arnavutluk bağımsız oldu
Ege adaları elimizden çıktı.
BATI TRAKYA’DA ELDEN GİTMİŞTİ
Birinci Balkan Savaşı sonrasında Osmanlı Devletinin kaybettiği toprakları Balkan Devletleri kendi aralarında paylaşamadı. En büyük payı Bulgaristan’ın aldığını iddia eden diğer Balkan Devletleri Bulgaristan’a savaş açtılar. Bu savaşa Romanya da katıldı. Yunanistan, Romanya, Sırbistan, Karadağ Bulgaristan’la savaşırken Osmanlı Devleti de durumdan yararlandı. Daha önce kaybettiği Edirne ve Kırklareli’mi geri aldı.
Osmanlı Devleti Bulgaristan’la İstanbul Anlaşmasını (1913) imzaladı.
Bu anlaşmaya göre;
Meriç Nehri her iki ülke arasında sınır kabul edildi.(Edirne Osmanlı Devletine kaldı.)
Batı Trakya Bulgaristan’a bırakıldı.
Yunanistan’la da Atina Anlaşması (1913) imzalandı. Bu anlaşmaya göre;
Bozcaada ve Gökçeada dışındaki tüm Ege adaları Yunanistan’a verildi.
Selanik ve Girit adası da Yunanistan’a bırakıldı.