Ferruh ÇETİN'den anılar...

Ferruh ÇETİN'den anılar

Ferruh ÇETİN'den anılar...

DÜNYA'YA SAVRULAN ÇERKES'LER KİMDİR ( 1 )

Dünya'nın tüm bölgelerine adeta savrulan ve bu arada dünya ülkeleri arasında en çok Çerkes nüfusunun bulunduğu ülkemizdeki bu yurttaşlarımızın tarihini incelemeye karar verdik.
Samsun'da  ve ilçelerinde de önemli oranda Çerkes yurttaşlarımız var.
Ayrıca 10. Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer, CHP'nin eski genel başkanı Deniz Baykal ve eski Cumhurbaşkanlarından Fahri Korutürk'ün de Çerkes kökenli olduklarını belki çoğunuz bilmiyordunuz.
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanımız Yusuf Ziya Yılmaz da, bildiğiniz gibi Çerkes kökenlidir.
Aslında sahne sanatçısı, yazar, futbolcu ve film yıldızı olmak üzere ülkemizde ünlü olmuş o kadar çok Çerkes kökenli yurttaş var ki, onların tümünü buraya yazmaya kalksak, bu yazı dizisini bir haftada bitiremezdik.
O nedenle Çerkeslerin derin tarihini sayfalarımıza alırken, ilk önce Samsun'daki Çerkes'lerin sorunlarını irdeleyerek başlayalım dedik. Samsun'daki Çerkes'lerin burada bir de dernekleri var.
Samsun Çerkez Derneği Başkanı Sedat Uygun, Çerkez kültürü için yaptıkları çalışmalarda salon yetersizliğinden mağdur olduklarını öne sürüyor.
İsterseniz önce onların ne istediklerini öğrenelim, daha sonra da tarihi bilgilere göre bu milletin kökenlerini incelemeye başlayalım.
Samsun Çerkez Derneğinin, Türkiye'deki Çerkez Diasporasının temsilcisi olan 62 aktif derneği bulunan, Kafkas Dernekleri Federasyonunun bir üyesi olduğunu vurgulayan Sedat Uygun, İsteklerini şöyle sıralamış :
"-Derneğimiz, kültürümüzün yaşaması için dilimiz, dansımız ve kültürümüzle ilgili ücretsiz kurslar, seminerler düzenliyor. Özellikle anadilimiz Adigabze (Çerkezce) için verdiğimiz kurs bize göre çok önemli, bunun yanı sıra geleceğimiz olan çocuklarımızla kurduğumuz Nart minik ekibimiz ve lise ve üniversite çağındaki gençlerimizden Oluşan şıble ekibimiz var. Derneğimiz sadece Samsun değil yakın il ve ilçelerde güzel etkinliklere imza atıyor. Fakat ekiplerimizin koreografi çalışabilecek büyüklükte bir salon bulamıyoruz. Salon ihtiyacımız için başvuruda bulunduğumuz ilgililer maalesef bize olumlu ya da olumsuz bir dönüş yapmadılar. Kapısını çalmadığımız yetkili ya da kurum kalmadı."
KİMDİR BU ÇERKES MİLLETİ?
Bu yazı dizimiz 7 bölümden oluşuyor. Bunu da belirttikten sonra Çerkeslerin tarihini incelemeye başlayalım.
Çerkesler veya Çerkezler, Adığeler, Adıgeler,Kuzey Kafkasya’da, tarihi Çerkesya'da (Çerkezistan), bugün ise Rusya Federasyonu'na bağlı Adıgey, Karaçay-Çerkes ve Kabardey-Balkar cumhuriyetleri ile Krasnodar Krayı ve Stavropol Krayı'nda Kuzeybatı Kafkas dillerinin Adığe-Abhaz grubundan Çerkesçeyi konuşan yerliler ile Çerkes Sürgünü'nde Çarlık Rusyası döneminde Kafkasya'dan Osmanlı İmparatorluğu topraklarına sürülen ve bugün Türkiye, Ürdün, Suriye ve Filistin gibi ülkelerde yaşayan Kuzey Kafkas halkının adıdır..
Abaza ve Abhazlarla akrabadırlar. Çerkesler 16.-17. yüzyıllardan itibaren Osmanlı Türkleri ve Kırım Tatarları aracılığıyla görece geç Müslüman olan bir toplumdur. Kafkasya’da Kuzey Osetya’nın Mozdok bölgesinde yaşayan 3 bin kişilik bir Hıristiyan Kabardey topluluk dışında Çerkeslerin tamamı Sünni Hanefi Müslümandır.
Çerkes boyları üzerine en eski ve en geniş bilgiyi 1667 yılında Evliya Çelebi vermiştir
EN BÜYÜK NÜFUS TÜRKİYE'DE

Dünyada en büyük Çerkes nüfusu Kafkasya'da değil Türkiye'de bulunmaktadır.
Rusya İmparatorluğu ile Çerkesler ve Kafkasya İmamlığı arasında Rusların Kafkas Savaşı, Çerkeslerin ise Rus-Kafkas Savaşı (1817–1864) ya da Rus-Çerkes Savaşı (1763–1864) dedikleri savaşlardan sonra Ruslara geçen Çerkes topraklarında yaşayanların büyük bölümü Osmanlı topraklarına tehcir ettirilmiştir.
Çerkes Sürgünü ya da Çerkes Soykırımı adı verilen bu olaylar 20 Mayıs 2011 tarihinde Gürcistan parlamentosu tarafından soykırım olarak tanınmıştır.
GELİN ÇERKESLERİ HER YÖNÜYLE TANIYALIM
Rusya Çerkesleri: Rusya Federasyonunda resmî kullanımda idarî birimine göre üç veya dört ayrı halk olarak kabul edilirler.
-Adigey:(Adıgeyliler)
-Batı Çerkesleri
-Karaçay-Çerkes(Çerkesler)
-Doğu Çerkesleri
-Kabardey-Balkar:(Kabardeyler)
-Doğu Çerkesleri
-Krasnodar Krayı: (Şapsığlar)
-Türkiye Çerkesleri:
Çerkes adı Kafkasya'da Çerkesçe denen lehçe grubunun Batı Çerkesçesi ve Doğu Çerkesçesi olmak üzere iki kolunu konuşan Kuzey Kafkasyalıları nitelendirirken, Türkiye'de (ve Osmanlı coğrafyasında) ise bunlar dışında ayrıca Abazalar, Abhazlar, Osetler, Karaçaylar, Balkarlar, Çeçenler ve Dağıstanlılar gibi farklı diler konuşan Kuzey Kafkasyalıları topluca belirtmek için Çerkes/Çerkez adı yaygın biçimde kullanılır.
Osmanlı döneminde Karaçaylar için Kara Çerkes, Balkarlar içinse Dağ Çerkesi adı da kullanılmıştır.
Türkiye ve diğer diaspora Çerkesleri, Kafkasya'dan sürgün edilmeleri tarihini 21 Mayıs 1864 Çerkes Sürgünü ve Soykırımı Anma Günü olarak kabul etmektedirler.
RUSYA'DA 3 AYRI CUMHURİYETTE YAŞIYORLAR
Çerkeşler, Günümüzde Kafkasya'da idari yönden birbirinden bağımsız üç cumhuriyette (Adıgey, Karaçay-Çerkes, Kabardey-Balkar) yaşarlar. Günümüz Rusçasında hepsi için adıgi (Adığeler) terimi kullanılırken, resmî olarak Adıgeyli terimi Adıgey Cumhuriyetindekileri, Çerkes terimi Karaçay-Çerkes'tekileri, Kabardey terimi ise Kabardey-Balkar'dakiler için kullanılmaktadır. Bu üç idari birimde yaşayan Çerkesler/Adığeler Rusya'da (ve Rusçadan çeviri yapan dillerde) üç ayrı milliyetmiş (Adıgeyliler, Çerkesler ve Kabardeyler) gibi kabul edilmeye başlanmıştır.
Karaçay-Çerkes'te Doğu Çerkesçesini konuşanlar kendilerini ifade ederken Adığeler terimi yanında Rusça resmî adlarının uyarlama çevirisi olan Çerkesler terimini de kullanırlar.
27 Temmuz 1922 tarihinde kurulan Krasnodar başkentli Çerkes (Adıgey) Özerk Bölgesi Çerkes milliyetli iken 24 Ağustos 1922 tarihinde Adıgey (Çerkes) Özerk Bölgesi adını alarak Adıgey milliyetli yapılmış ve 3 Ağustos 1928 - 5 Ekim 1990 tarihlerinde Adigey Cumhuriyeti olarak yeniden yapılandırılırken adından da Çerkes nitelemesi çıkarılmış ve 1990 yılında da Maykop başkentli günümüzdeki Adigey Cumhuriyetine dönüşmüştür.
BİRÇOK BOYLARI VAR
Türkiye ve Türkçede Çerkesler/Çerkezler terimi kullanılır. Çerkes adı Türkçede ayrıca bu Çerkeslere komşu olan ve kültürel olarak da yakınlaşan farklı dilleri konuşan (Abazalar ile Abhazlar, İrani dilli Osetler, Türk dilli Karaçaylar ve Balkarlar) gibi halkları da kapsayacak kadar geniş tutulur. Kimilerine göre son yıllarda Çerkes ifadesinin kullanılması bir şekilde Adığelerle sınırlandırılmıştır.Fakat bu sınırlama Türkiye'deki Çerkes kelimesinin içerdiği geniş anlamı yansıtmaz.
Zira, günümüzde Rusya Federasyonunda Çerkes/Adığe terimi her biri ayrı halklar olarak kabul edilen üç Adığe halkını ayrı halklar kabul edilir:
-Adıgeyliler,
-Çerkesler,
-Kabardeyler.
Bu üç terim Topluca ifade etmek için kullanılırken, diasporada ise genellikle Çerkes adının kapsamı daha geniştir. Bir kesimin görüşüne göre, Çerkes bütün Kuzey Kafkas halklarının ortak siyasî adıdır ve o yüzden "Çerkes kelimesi ve ulusu tek etniğe (Adığe) indirgenemez ve Çerkesya sadece Adığelerin ülkesi değildir; olmamıştır.
KAFKAS HALKI
Çerkesler, tarihöncesi çağlardan beri Kuzeybatı Kafkasya'da yaşamış olduğu kabul edilen bir halktır. MÖ 6. yüzyıldan bu yana Azak Denizi'ni Karadeniz'e bağlayan Kerç Boğazı'ndan Gürcistan'a kadar uzanan ve Kafkasya diye anılan bölgenin kıyı şeridinde yaşadıkları sanılır. Bu uzun dönem içinde tarihî kaynaklarda Çerkesler için Sindai, Kerketai, Zikkoi, Zyghoi gibi değişik adlar kullanılmıştır. Hattilerden  türedikleri yolunda iddialar bulunsa da, esas olarak kabul edilen teoriye göre, Grek kaynaklarında Sind ve Meot olarak geçen halklar Çerkeslerin atalarıdır. Çerkes destanı Nartlarda "Cırt", "Çıt", "Çınt" biçiminde geçen yer ve topluluk adlarıyla anılan halkların Sind ve Meotlar olduğu sanılmaktadır. Ölü gömme kültüne göre, Sind ve Meot varlığı MÖ 3. binyılına değin izlenebilmektedir. MÖ 2000'lerde tarım ve hayvancılığın yanı sıra bakırı kullandıkları, seramik eşya ve daha sonra da tunçtan aletler yaptıkları bilinmektedir. Meotlar, MÖ 8. yüzyılda Kimmerlerle, MÖ 6. yüzyılda da kuzeyde İskitlerle, Karadeniz kıyısında da Greklerle komşuydular. İskit ve Greklerle kurulan ilişkiler, ekonomik ve kültürel gelişmenin yanı sıra Çerkes kentleri ve yazısının ortaya çıkmasını da sağlamıştır.
Bugünkü Adigey Cumhuriyeti ile 1864 yılı öncesinin eski Çerkesya coğrafyasında 50 bin kadar höyük, kent kalıntısı, eski kale ve bunun gibi ören yeri bulunmaktadır. Özellikle Adigey’in Maykop ve Adigekale (Adigeysk) kentleri ile Krasnogvardeysk ve Maykop rayonlarında yapılan kazılarda MÖ 3'üncü bin yıla ait (4500 yıl, başka bir görüşe göre de 5500 yıl öncesine ait) Meot arkeolojik eserleri ortaya çıkarılmıştır. Bu arada Adigekale kenti ile yakınındaki Neçerezıy (şimdi baraj suları altında) köyü arasındaki bir alanda yapılmış olan kazılarda da bir Meot tabletleri kitaplığı bulunmuştur.
MÖ 5. yüzyılda merkezi Sindika limanı ya da Grekçe Gorgippia (bugünkü Anapa) olmak üzere Bosporos Krallığı'nın yanı başında,Meotların bir topluluğu olan Sindler tarafından kurulan Sind Krallığı ya da Sindika bulunuyordu. Sindika, varlığını en az bir yüzyıl kadar sürdürdükten sonra, dış saldırılardan korunma amacıyla da, MÖ 4. yüzyılda, Bosporos kralı Levkon'un hükümdarlığı döneminde (MÖ 349-348) Bosporos Krallığı'na katıldı. Bosporos Krallığı'nın, MÖ 3. yüzyılda, ucuz Mısır buğdayının rekabeti sonucu, ekonomik ve askeri çöküş sürecine girmesinden yararlanan İskitlerin ardılları olan Sarmatlar, MÖ 2. yüzyılda Kuzey Kafkasya topraklarını ele geçirdiler. Bu dönemlerde Çerkeslere Zykh ve Kasog gibi adlar verilmeye başlandı.
Çerkesler, Sarmatlar'ı ancak M.S. 1. yüzyılda Maniç ırmağının kuzeyine sürmeyi başarabildiler. Sarmatlar'dan sonra 4. ve 5. yüzyıllarda Alanlar ve Hunlar da bölgeye geldiler. Gotlar, ardından Hun saldırıları sonucu kıyı kentleri ve deniz ticareti yok oldu ve Çerkesler verimli topraklarının hemen hepsini yitirdiler. Hunların çekilmesinden sonra Çerkezler eski topraklarını geri aldılar, kuzeyde Ukrayna ve Kırım'a değin yayıldılar.
1223'de Kafkasya'yı istila etmeye başlayan Moğollar Çerkeslerin bir bölümünü ve Alanlar'ın çoğunu yok ettiler. Bunu izleyen Altın Orda saldırıları sırasında topraklarının büyük bir bölümünü yitiren Çerkesler, buna karşılık Alanlar'ın bazı topraklarını ele geçirdiler. Kuban Irmağı boyunca uzanan bu yeni topraklar üzerinde 14. yüzyılda Kabardey bölgesi oluştu. Altın orada devletinin yıkılmasından sonra daha önce yitirdikleri toprakların bir kısmını geri alan Kabardey Çerkesleri, bu kez de Kırım Hanlığı'nın baskıları ile karşılaştılar.
RUS KORUMASI ALTINA GİRDİLER
Kırım Hanlığı'nın Kabardeyleri ağır bir vergiye bağlaması Rusya Çarlığı'na yaklaşmalarına yol açtı. Rusya, 1556'da Astrahan Hanlığı'nı ilhak etti ve Kabardeylere komşu oldu. Bundan yararlanan Kabardeyler Kırım egemenliğinden çıkıp 1557'de Rus koruması (egemenliği) altına girdiler. Bu oluşum Terek Irmağı kuzeyinde bulunan toprakların Ruslar tarafından barışçı bir biçimde kolonileştirmesini, Oset, İnguş, Çeçen ve Dağıstanlılar arasında da Rus etkinliğinin artmasına yol açtı. Bu 1557 yılı olgusu, şimdiki Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkes ve Adıgey cumhuriyetlerinde, "Ruslarla Adığelerin gönüllü birleşmelerinin 450 yılı" adı altında düzenlenen etkinlikler çerçevesinde 2007 yılı boyunca kutlanmıştır. Ama yine tarihi Çerkes toprakları olan Krasnodar Krayı ve Stavropol Krayı kutlama dışı tutulmuştur. Kabardey-Rus dostluğu 18.yüzyıl ikinci yarısına (1774'te Kabardey ve Osetya'nın,1783'te de Kırım'ın Rusya'ya ilhak edilmesine) değin sürdü. 1774 yılı sonrasında Osmanlı-Rus dengesi, Osmanlılar aleyhine bozuldu, onun yerini Batı-Rus dengesi aldı. Osmanlı Devleti, bu yeni denge içinde zayıf bir tampon devlet konumuma geldi. Dolayısıyla Çerkeslere gerekli yardımlarda bulunamadı.
........................................................(DEVAMI YARIN)