FEVZİ REİS'İN SAMSUN'DAN KAÇIŞ ÖYKÜSÜNÜ BİR DE BENDEN DİNLEYİN..

Ferruh ÇETİN'den anılar

Ferruh ÇETİN'den anılar...

FEVZİ REİS'İN SAMSUN'DAN KAÇIŞ ÖYKÜSÜNÜ BİR DE BENDEN DİNLEYİN..

Bugün esas ağırlığı Ankara'daki firmalarına veren dostumuz Fevzi Reis, yıllar içinde gelişti ve Türkiye'nin en büyük 500 şirketi arasına girmeyi başardı.
Fevzi Reis'le samimiyetimiz 12 Eylül 1980'den sonra olmuştu. Eski bir profesyonel sporcu olan Fevzi Reis 3. ligde de top koşturmuştu…
O'nu anlatırken, bazı konuları atladığımı belirtmeliyim.
Yani kısa kesiyorum.
Bugün protokol yolunun solunda bulunan ve yıkılmak için gün sayılan spor salonunun arkasında metruk bir depo yeri vardı.
Bir gün baktım, orada hummalı bir faaliyet var.
Çalışan işçilere sordum;
"Ne olacak burada" diye…
"Benzinlik olacak ağabey" dediler.
Biraz sonra o benzinliğin sahibi olacak olan Fevzi Reis te gelmişti.
Orada ayaküstü hoş sohbetten sonra dostluğumuz ilerlemişti.
Fevzi Reis burada pırıl pırıl bir benzin istasyonu açmıştı.
Çok başarılı oldu burada... Daha sonra burasını babası ve kardeşine satarak, kendisi Kirazlık semtindeki Shell istasyonunu açmıştı.
Fevzi Reis ile akşamları dost masalarında sohbetler ediyorduk. Kendisi bana "Zekai dayı" diye bir tanıdığı olduğunu, iş hayatına ondan borç harç bir tanker alarak başladığını anlatıyordu.
Fevzi Reis Zekai dayı için "Çok fazla güvenip riske etmek istemiyordu ama çalışma gayretimi de çok iyi biliyordu. O nedenle bana tankeri verirken ne para aldı, ne de senet. Ama çalışarak ben ona borcumu ödedim." demişti.
Neyse lafı uzatmayalım.
SHELL ONA ARKA ÇIKTI
Kirazlıktaki Shell istasyonundan sonra Tekkeköy'de de ikinci benzin istasyonunu açmıştı.
Ardından Opel bayiliği derken, Fevzi Reis kısa süre içinde Samsun'da en çok vergi veren iş adamı olmuştu.
Hiç unutmuyorum, Fevzi Reis Ankara'ya nakletmeden önce Samsun'un en çok vergi veren iş adamlarına plaket vermek için 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Samsun'a gelmişti.
Büyük oteldeki törenden sonra Fevzi Reis'le çok samimi şekilde görüşmüştü.
Aslında Fevzi Reis'in bugünkü günlere gelmesinde 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de manevi katkıları olduğunu ben biliyorum.
Ankara'daki Chevrolet ve Toyota Bayilerinin açılışlarını da Süleyman Demirel yapmıştı.
Fevzi Reis'in halen "beyefendi" dediği Süleyman Demirel'i ziyaret ettiğini de biliyorum.
GELELİM SAMSUN KAÇIŞINA
Fevzi Reis Samsun'da yatırım yapabilecek kadar sermaye sahibi olduktan sonra, kentin gelişimine katkı yapabilecek yeni yatırımlar peşine düşmüştü.
Dedim ya, çok sık birlikte olduğumuz için onun yapmak istediklerinden haberliydim.
Bir gün yine Kirazlıktaki benzinlik istasyonuna gitmiştim.
Öğlen üzeriydi, "kal yemek yeriz" dedi.
Bir defa şunu söylemem lazım. Fevzi Reis işte çok titiz idi.
Benzinliğin bir tarafında küçük denecek bir restoran yeri yapmıştı.
Orada Trabzon'un ünlü kaburga pilavını da yaptırıyordu.
Oturduk hem karnımızı doyurduk, hem de dertleştik.
Bana "Ferruh, bu Samsun'u terk edeceğim. Burada benim önümü tıkıyorlar" demişti.
Nedir diye sorduğumda;
"Buraya 5 yıldızlı bir otel yapmak istiyorum. Ama gerekli izni vermiyorlar" demişti.
...Ertesi gün de bana ziyarete geldi.
Ben o günlerde SABAH gazetesinin bölge temsilcisiydim.
Özellikle içindekileri bana anlatmak istemişti.
İşte o gün bana anlattıkları :
Noktasına dahi dokunmadan aşağıya aktarıyorum :
"-Bu memleketin rantından faydalanan ve pastayı yiyenler Samsun'a hainlik yapmaktadır" diyerek söze girmişti.
Ve devam etmişti :
"-Ben bu saatten sonra Samsun'a bir tek çivi dahi çakmayı düşünmüyorum. Zamanında Yılmaz Ulusoy veya benzeri ağabeylerimizin Samsun'u terk etmesini kınıyordum. Ancak, yerden göğe kadar haklıymışlar... Samsun'da bir defa başarıyı kıskanma, dedikodu, çekememezlik had safhada. Bunun en belirgin örneği benim başıma geldi. Samsun'a bir eser kazandıralım dedik, kötü olduk...  Tüccar bir belediye başkanı halka hizmeti şiar edinmeyip, kesesini dolduran kişiliği ile beldesine ve Samsun'a en büyük kötülüğü yapmıştır. Benim gibi düşünen birçok kimse böylece küstürülmektedir. Kaybeden de Samsun olmaktadır."
BAŞARIYI ANKARA'DA YAKALADI
Bugün Ankara'dan sonra İstanbul'a da uzanan Fevzi Reis, daha başka iş kollarında da yatırımlar yaparak büyüdükçe büyüdü.
Fevzi Reis, bir sohbette Ankara günlerinin bir kesitini şöyle anlatmıştı :
"-...... Ankara'ya geldik, geldikten sonra Philip Monis'in distribütörlüğünü aldık. 2000'li yılların başında Eskişehir yolunun geliştiğini gördük.
Zaten yabancıların bir lafı var, 'Go West'. Yani Batı'ya Git' diye.
Her zaman güneşin battığı yer gelişir. Enteresandır ilmi izahı nedir bilemem ama hep batı gelişiyor.
İstediğiniz yere bakın Ankara'da, Mamak, Ayaş geliştiremezsin... Yıllar yılı oldu, bakın Eskişehir tarafı gelişiyor. Şimdi Türkiye'ye yukarıdan aşağıya bir meridyen vurun İstanbul, İzmir, Bursa, Antalya gelişmiştir, doğu tarafına geçin, Ağrı'dan, Kars'tan, Van'dan çık, gelişmemiştir.
...Daha sonra yine buraya Chevrolet ve Opel bayiliğini aldık. Bunlar 40-50 milyon dolarlık çok kıymetli yerler, tek başına zamanında cüzi paralara aldık.
Tam böyle köprü yıkılırken karşıya geçmişiz diyebilirim. Bir de İstanbul'da Opel Chevrolet ‘in bayiliğini açtık.
Son beş senedir idealimiz şu; Bir eser, hoş bir seda bırakıp gidebilmek.
Topluma ve insanlığa fayda ve katkı yaratabilmek. Bu anlattıklarımızın hepsi perakende işi.
Buradan biz bayağı bayağı bir yerlere gittik. Türkiye'de en fazla ciro yapan ilk 500 firma içine girdik.
Ama perakendecilik babadan-oğula geçebilir de babadan toruna geçemez. Aradan bir nesil çürük çıkarsa hepsi batar gider.
İNSANA SAYGI VE SÜREKLİ GELİŞİM EN ÇOK ÖNEM VERDİĞİM KONULAR…

İki şeye çok önem verdim insana saygı sürekli gelişim. İnsana onun yaratıcılığına çalışanla yönetenlerin karşılıklı iletişim ve bütünleşmesine dayanan bir sistemin hâkimiyeti esastır.
Yani birden büyüme yoktur. Basamak basamak bir adım atıp hazmedeceksin.
GÜVEN BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ

Ben hayatımda güven denen unsura çok önem verdim. İş sahibi olan müdürünü, elemanını beğenmeyen arkadaşlarıma hep şunu söyledim; 'onlar senden memnun mu? Sen yerine getirmen gereken mükellefiyeti yerine getiriyor musun da bunlar oluyor, aynaya bakıyor kendini sorguluyor musun? Bir defa işadamı önce yöneticilerine ve çalışanlarına güven getirecek, en önemlisi kolay söz vermeyecek çok hayır, az evet diyecek.
Evet dediklerini not kâğıdına değil kafasına yazacak, firmanın zararına dahi olsa o sözler yerine getirilecek. Yönetici aynı zamanda iş sahibinin temsilcisidir, yani yönetici de kolay evet demeyecek....."