Hancıoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda Konuştu

CHP Parti Meclisi Üyesi ve Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu'nun 287 sıra sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 6'ncı Maddesi Üzerine TBMM Genel Kurulu'nda bir konuşma yaptı.

Üzerine söz aldığım madde, elektrik faturasına yansıtılan TRT payını kaldırmayı amaçlayan hükümlerden biridir. Düzenleme yerindedir ancak yetersizdir. Bu teklifte 21 ayrı kanunda 38 ayrı düzenleme yapılıyor yani yine bir torba yasa için mesai yapıyoruz. Torba yasa uygulaması, yasama yetkisinin asli ve genel olma özelliğine darbe vuran bir uygulamadır. Yasaların ulaşılabilir, öngörülebilir, anlaşılabilir olma niteliği torba yasalarla ortadan kaldırılmaktadır. Meclisi yıllardan beri neredeyse sadece torba yasalar için çalıştıran iktidar, bu yüce çatının iradesini de yasama yetkisini de yok etmektedir.
Değerli milletvekilleri, teklifin omurgasını, az önce de belirttiğim gibi, elektrik faturasına yansıtılan TRT payını kaldırmayı amaçlayan hükümler oluşturuyor. Bu hükümlerin vatandaşın sırtındaki yükü bir nebze hafiflettiği ortada. Fatura ne kadar hafifleyecek? 100 liralık elektrik faturası 2 lira düşecek. Komisyon üyesi milletvekillerimiz teklifin Komisyon görüşmeleri safhasında ısrarla şunu söylediler ve talep ettiler: TRT payını kaldırmak yetmez, faturalara yüzde 18 oranında yansıtılan KDV de hiç olmazsa kış ayları boyunca kaldırılsın, diğer dönemlerde de KDV yüzde 1 olarak uygulansın ki vatandaşımız biraz nefes alsın. Çünkü elektrik, vatandaş için temel tüketim harcaması kalemi durumundadır ve temel tüketim kalemleri üzerinde vergi yükü azaltılmadıkça vatandaş nefes alamayacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; memlekette bir yangın var mı? Evet, var. Mutfakta bir yangın var mı? Evet, var. Peki, ortada bir iktidar var mı? Hayır, yok. Yangını çıkaran kundakçı, itfaiyeci kılığına bürünmüş "Yangını söndürüyorum" pozu verip ateşe benzin döküyor, etrafına da "Ekonomik kurtuluş savaşı veriyoruz" masalı anlatıyor. Aslında soru çok basit: Bu memleketin ekonomisini kurtuluş savaşı verilecek noktaya kim getirdi? Bu ülkeyi yirmi yıl yöneteceksin, bu milletin seksen yıl boyunca emek harcayıp alın teri dökerek yarattığı iktisadi varlıkları satıp savacaksın, 5 tane yandaş müteahhidi beslemek için devletimizi yani milletimizi onlara borçlandıracaksın, bu uğurda hazinenin içini boşaltacaksın, Merkez Bankasının rezervlerini tüketeceksin, sonra da dönüp millete "Ekonomide kurtuluş savaşı veriyoruz" diyeceksin.
Ha, bir de şunu yapacaksın; "onurumuz" "namusumuz" dediğimiz Türk lirasını günden güne değersizleştirip değer yitiren Türk şirketlerini ucuza kapatmaları için körfez fonlarının yoluna kırmızı halılar döşeyeceksin. Tüm bunlara sebep olup da üstüne bir de "Kurtuluş savaşı veriyoruz." demek bu milletin aklıyla alay etmektir, daha da ötesi emperyalistleri, yedi düveli bu topraklardan atmak için canını veren atalarımıza, dedelerimize hakaret etmektir.
Şimdi, birileri eline almış millîlik, yerlilik terazisi herkesi tartıyor. Onların varsa bizim de yerlilik, millîlik terazimiz var.
Bizim terazimiz "Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim" diyenleri tartıyor.
Bizim terazimiz vergisini bu memleketin hazinesine kazandırmamak için kıblesini off-shore cennetlerine çevirenleri tartıyor.
Bizim terazimiz BOP Eş Başkanlarını tartıyor.
Bizim terazimiz dolarla ihale alanları garanti altına almak için Londra mahkemelerine yetki verenleri tartıyor.
Ve sonra şunu söylemek isterim ki bugün canı yanan şu kara kışta kaderine terk edilen milletimizin elinde de bir terazi var ve o teraziyi bir an önce kullanmak için haykırıyor.
Yiğit olan, milletin iradesine inanan, milletin terazisine güvenen derhâl sandığı kurar.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.