"HEPİMİZ BU GEMİNİN İÇİNDEYİZ"
Başkan Yılmaz, Türkiye'nin büyümesini, gelişmesini istemeyen unsurlar olduğunu belirterek, 'Bu içinde bulunduğun gemiyi batırmak demek
Başkan Yılmaz, Türkiye’nin büyümesini, gelişmesini istemeyen unsurlar olduğunu belirterek, “Bu içinde bulunduğun gemiyi batırmak demek. Hepimiz bu geminin içindeyiz” dedi.
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, akşam saatlerinde ziyaret ettiği İtfaiye Daire Başkanlığı’nda Daire Başkanı Rıza Zengin ve itfaiyecilerle bir araya gelerek bir toplantı yaptı.
Başkan Yılmaz İtfaiyecilerin, işini bilen, işine hakim, işini takip eden ve işinin hassasiyetlerini yüreğinde hisseden insanlar olduklarını ifade ederek, “Bu sorumluluğu yüreğinizde hissettiğinizden eminim. Zaten insanlar itfaiyeciliği seçerken böyle bir afet anında yüreğini ortaya koymayı kararlaştırmış demektir. İtfaiyecilik rahat adamın yapacağı bir iş değildir. Önceden itfaiyecilik kişisel beceriye dayanıyordu. Şimdi ise iş, bilimi ve teknolojiyi kullanan, işin eğitimini alan ve teknikle hareket edilir hale döndü. Bir mühendislik hizmeti haline geldi. Allah afetlerden hepimizi korusun. Yangına zamanında ve gerektiği şekilde müdahale edip söndürmek başarıdır. Bu bizim işimiz ama önemli olan yangın felaketinin yaşanmamasıdır. Bu olaylar herkesi olduğu gibi beni de çok sarsıyor. Sizin başarınıza, gayretinize, bilgi ve gücünüze çok ihtiyacımız var.” Diye konuştu.
“YAŞAYACAĞIMIZ BAŞKA TÜRKİYE YOK”
30 Mart’ta yapılacak olan yerel yönetimler seçimine de değinen ve her seçimin Türkiye için bir dönüm noktası olduğunu belirten Başkan Yılmaz, “ Bu seçim de öyle. Çünkü Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde seçimler bir dönüm noktası haline getirilmeye çalışılır. Bunu olumlu isteyenler de olur olumsuz isteyenler de. Biz olumlu yanını istiyoruz. Çünkü yaşayabileceğimiz başka Türkiye yok. Türkiye güçlensin ki yarınlarımız da güçlü ve sağlam olsun. Yeter ki Başbakanımız dünya devi ülkelerin karşısında dik dursun. Başbakanın güçlü olmasından memlekete ne zarar gelir. Başbakan güçsüz olsun da ne olursa olsun deyip felaket tellallığı üretiliyor. Bu içinde bulunmasına rağmen gemiyi batırmak istemeye benziyor. Böyle bir zihniyet olur mu? Bu mantığı anlayamıyorum. Ülkemizi başarıya kim götürecekse ona destek olmak gerekmiyor mu? Bu normal bir psikoloji değil. Bu gemide varsak, yaşıyorsak ne olursa olsun gemiyi batırmamak lazım. Geminin yüzmesi için ne gerekiyorsa yapmamız lazım. Gemi batarsa Allah korusun herkes helak olur. Bu sebepten 30 Mart seçimi, Türkiye’nin başarısını isteyenlerle istemeyenlerin seçimi olacak.” Şeklinde konuştu.
“30 MART SEÇİMLERİ ASKERLİK GİBİ KUTSAL BİR VAZİFE OLACAK”
Türkiye’nin 2002 yılından itibaren nefes almaya başladığını dile getiren Başkan Yılmaz, “Ülkemiz kalkınma, gelişme, büyüme iddiası ortaya koymaya başladı. Türkiye masada eli kuvvetli olan, oturduğunda lafı dinlenen, itibarı olan bir ülke oldu. Biz yöneticiler de itibarı olan adamlar olmaya başladık. 35 senelik yöneticilik hayatımın en rahat ve gururlu 12 senesini yaşadım. Kalkınmadan, refahtan, kişi başına düşen milli gelirin yükselmesinden bahsediyoruz. Çok umutluyum. Bu umudumu da ömrüm ne kadar yeter bilmiyorum ama 10 yıl daha taşımak istiyorum. Türkiye, 10 yıl daha bu büyüme, gelişme ve kalkınma trendini kaybetmediği takdirde bizden sonra gelecekler ülkeyi kötü de yönetse bile ülkemizi artık tökezletemezler. Çünkü artık bankacılık, sanayicilik, serbest piyasa ekonomisi, uluslararası ilişkiler gibi bir sistem oturuyor. Türkiye artık ayakları sallanan sandalye üzerinde gelişmeye çalışmaktan çıkıp ayakta duracağı platforma kavuşmuş ülke haline geliyor. Bu olurken ülkeyi kötü yönetenler olacaktır ama sistemler oturduktan sonra tıpkı ABD, Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere’de olduğu gibi Başbakan değişse de sistem değişmeyecek. Türkiye henüz bu noktaya gelemedi ama gelmeye çalışıyor. Kolay değil tabi ki. Bunu istemeyen güçler, menfaatleri zedelenen ülkeler engel olmaya çalışacak. Ama önemli olan Türkiye’nin başarısı ve gücüne güç katmasıdır. Çünkü bizi, çocuklarımızın geleceği ilgilendiriyor. 30 Mart seçimi, bu yüzden askerlik vazifesi kadar kutsal bir mana içiriyor. Derdim, ülkemizin geldiği konumdan geri gitmemesidir. Ülkemiz güçlensin, kalkınsın ve büyüsün. Çocuklarımız daha iyi okusunlar, yetişsinler, önemli makam mevkilere gelsinler. Bu çocukları önünün açılması için Türkiye’nin güçlenmesi lazım.” Diye konuştu.
“SAMSUN OMURGA KENT HALİNE GELEBİLİR”
Samsun’un ekonomik olarak kalkınma hamlesi gerçekleştirebilmesi için 12 yıldır çaba gösterdiklerini ve bu yönde çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Başkan Yılmaz, “Elimizden geleni yaptık yapacağız. Samsun, bu kalkınma hamlesini hızlandırarak ihracat potansiyelini artırmalı. Kalkınma hamlesinde belki sadece ihracat yeterli olmayabilir. Samsun, ihracatın kolayca yapılabildiği alt yapıya sahip bir şehir haline gelebilir. O zaman bizim havzamızda olan veya olmayan ihracatçılar, yatırım veya ticaretlerini buradan gerçekleştirebilir. Samsun ihracatta lojistik, fuar kongreleri, otelleri vs. ile birlikte omurga kent haline gelebilir, ihracata katkı verebilir.” Dedi.
“YATIRIMCILARI HEVESLENDİRMEMİZ GEREKİYOR”
Başkan Yılmaz, Samsun’da belediyecilik hizmetlerinin artık rayına oturduğunu belirterek, “Sistem tıkır tıkır işliyor. İktisadi açıdan ise Samsun ekonomisini büyütmek lazım. Önümüzdeki dönemde en büyük gayretimiz bu olacak. Şehrimizi üreten bir konuma getirmek, yerim dar oynamıyorum diyen, para kazanıp başka şehirlere göç edenlerin elinden tutup Samsun’a yatırım yapmaya heveslendiren bir hale getirmemiz lazım. Bunu el ele vererek hep birlikte hayata geçirmemiz lazım. Bu da ancak topyekün bir bilinç ve seferberlik ile olur. Samsun, bu kalkınma hamlesini yapabilecek bir şehir. Büyük sanayi yatırımlarını taşıyabilecek, talip olabilecek bir şehir. Samsun, kalkınma hamlesini yapabilmek için kalkışa hazır uçak misali tüm şartları zorluyor. Bu bakımdan çok umutluyum. Gerekli hamleyi yapabilmek, uçağı havalandırmak için de hep birlikte gayret etmemiz, ateşlememiz lazım.” Diye konuştu.