İhanet Şebekelerini Kahr-u Perişan Olacak!
Alperen Ocakları Samsun İl Başkanı Ömer Akkoyun yaptığı basın açıklamasında teröre tepki gösterdi
Alperen Ocakları Samsun İl Başkanı Ömer Akkoyun yaptığı basın açıklamasında teröre tepki gösterdi.
Bugün tarihimizin en dramatik günlerinden birini daha yaşıyoruz. Dağlıca’da “tarihin tekerrür edeceğini bile bile” 20 yaşındaki vatan evlatlarını bebek katillerinin insafına bırakan zihniyet, devlete olan güvenimizi derinden sarsmış ve milletimizi derin bir üzüntüye gark etmiştir.
İktidara geldikleri yıllardan başlayarak dillendirdikleri İhanet süreci 5-6 yıl boyunca onlarca vatan evladını toprağın kara bağrına düşürmüş, insanları İhanet sürecine ikna etmek için bu şehitler üzerinden “analar ağlamasın” sloganı reklam aracı olarak kullanılmıştır. Ardından başlayan Öcalan-Kandil-Oslo üçgenindeki görüşmelerde güya silahlar susmuş, millete sahte bir bayram havası ile “terör bitirildi” mesajı verilmeye çalışılmıştır. Ve geldiğimiz nokta… Yüze yakın şehit, her gün yakılan yıkılan yollar, araçlar, güvensiz bir bölge, kontrolsüz bir terör örgütü. Bırakın silahları bırakmayı istihbaratımız mışıl mışıl uyurken, iktidar kendi koltuğunu sağlamlaştırmak için etrafındakileri yok ederken PKK terör örgütünün toparlandığı ve hiç olmadığı kadar güçlenerek devletimizin başına bela olduğunu görmekteyiz.
Hani büyük devlet idik! Hani Kandil dağını “biri bizi gözetliyor” yarışmasındaki gibi gözetliyorduk! Hani bizim teknoloji üreten Aselsan’ımız… Hani mayın işlemeyen araçlarımız! Başka ülkelerin içişlerine karışmakta usta olan istihbaratımız nerede! Uyuya mı kaldı! Nerede akil köpekleriniz! Herkes neden susuyor!
Yoksa, devletin başı için “anam, babam, çocuklarım sana kurban olsun” diyen firmanın sahibi zırhlı araçlardan çalarak vatan evlatlarını mı devletin başına kurban seçti! Yoksa birinci dereceden tehdit olan terör örgütü ile uğraşması gereken istihbaratımız paralel paronayası ile dershanelerde mi sabahlıyor? Memleket yangın yerine dönmüşken akil insanlarınız Antalya’nın, Egenin kumsallarında mı yanıyor?
Hiç kimsenin şehir eşkıyaları gibi “oy verseydiniz, 400 vekil çıkarsaydık bunlar olmazdı” deme şansı yoktur! Hele ki devletin başının böyle bir gaflete düşmesinin gerekçesi olamaz. Bu “haraç vermezseniz dükkânınızı yağmalarım” diyen şehir çetelerinin taktiğidir. Haraç alamazsa gönderir eşkıyalarını yakar, yıkar yağmalar! Bunu savunan bir zihniyete “PKK sizin taşeron örgütünüz müdür?” diye sormak icap eder!
Bilinmelidir ki bizim vatan sevdalısı, bölünmez Türkiye’nin ayrılmaz parçası Kürt kardeşlerimizle bir sorunumuz yok, olmadı, olmayacak! Bizim sorunumuz çoluk çocuk, yaşlı genç, kadın erkek ayrımı yapmadan her türlü kahpeliği ortaya seren, askerimize, polisimize, doktorumuza, öğretmenimize kurşun sıkan kahpe terör örgütü ve onlara yardım ve yataklık edenlerledir. Ve bunların soyu sopu temizlenmeden, nesli kurutulmadan bu milletin vergisiyle maaş alan, bu milletin desteği ile ayakta kalan, bu milletin adına meclis çatısı altında karar alan vekiline, askerine, polisine, istihbaratçısına uyku haramdır. Onlara destek olmak da boynumuzun borcudur.
Yine Vatan Sağolsun, denilecek, yine ateş düştüğü yerde kalacaktır. Ama unutulmamalıdır ki görevini ihmal eden her ferd, ihanet içinde olan her beden bunun bedelini çok ağır bir şekilde ödeyecektir. Milletin ahı, eli nasırlı anaların haykırışı muhakkak gökkubbede bir karşılık bulacak ve ihanet şebekelerini kahr-u perişan edecektir.
Alperenler olarak milletimize sesleniyoruz; Kürt-Türkmen, Alevi-Sünni, Laz-Çerkez hepimiz bir milletin mensuplarıyız ve kardeşiz. Ortak düşmanımız bölücü terör örgütüdür. Ülkemizde bir iç çatışma oluşturmak üzere ve hazırlanan her türlü provokasyona karşı dikkatli ve uyanık olmalıyız. Hep birlikte şehitlerimize sahip çıkmalı, meydanları öfke ve acılarımızdan kaynaklı şuursuz ve fevri hareketlere meydan vermeden inletmeliyiz. Terörle mücadelede ve teröre karşı tepkide farklı mezhep ve aşiretlerimizin ortak tavır geliştirebilmesi en güçlü silahımızdır. Her şeye rağmen milli bilinç ve birliğimizin ortaya çıkaracağı enerji bölücü ihaneti kahredecektir. Türk Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olarak ebed-müddet yaşayacaktır.