İKİYÜZLÜ AVRUPA! İHTİYACIMIZ VAR...
Alman DER SPIEGEL dergisindeki Christiane Hoffmann'ın Türkiye Avrupa birliği süreç ile yayınlanan makalesinde; Türkiye'nin AB'ye girmemesini istemek yerine Konuyu münazara etmek daha
ALALIM MI? ALMAYALIM MI?
Christiane Hoffmann’ın Türkiye ile ilgili kaleme aldığı makalesinde; “İçeri almalı mı? Dışlanmalı mı?”.
Batı prensiplerini ve değerlerini hiçe sayan Türkiye’ye karşı nasıl davranılmalı? Bu zor soru? Alman politikasını içeride ve dışarıda seçmenlere karşı popülist davranışlar gösteren Kremlin’in Başkanı Putin ve Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı nasıl bir tutum izlenmelidir.
AB parlamentosunun dünkü toplantısında AB milletvekillerinin Türkiye’nin AB üyeliğine girmesi konusunda aldıkları karar gereği giriş dondurulmalıdır diyerek AB Türkiye’den vazgeçmiştir. Tabi Türk yöneticilerinin 15 Temmuz’daki darbeden dolayı ölçüsüz davranışları; Gözaltına almalar, tutuklamalar, gazeteci ve Kürtlere karşı sert davranışlar kabul edilemez. Türkiye’nin bu uygulamaları neticesinde Avrupa’nın eleştirisini de dolayısı ile hak etmiştir.
Aynı zamanda AB mecburen şu soruyu sormalıdır ki; Türkiye ile olan ilişkileri kırmak gerçekten Türkiye ile olan ilişkilerimize hizmet edecek midir? AB ayrıca Ankara ile beraber çalışmak mecburiyetindedir. Çünkü Ankara’ya ihtiyacımız var. Önümüzde Suriye savaşı, sığınmacı krizi ve bunun yanında Işid ile mücadele var.
Fakat en önemlisi; Türkiye’deki demokrasiyi kuvvetlendirmek birinci görevimizdir. Sayın Erdoğan’ın demokrasiye verdiği zararın önünü kesmeliyiz.
Türk sivil kurumları yaşıyor
Bütün bunlara rağmen sivil toplum örgütlerinin demokrasi ile mücadelesi bizlere ümit vermektedir. Tecavüz olayları ile ilgili yasa teklifinin geri çekilmesi için sivil toplum örgütlerinin vermiş oldukları mücadele onların yaşadıklarını ifade etmektedir.
Bundan dolayı AB parlamentosu Türkiye’deki demokratik seküler kuvvetleri mümkün oldukça desteklemesi gerekmektedir. Türkiye’nin dışlanması hem AB’ye hem de Türkiye’nin demokratik kuruluşlarının zayıflamasını sağlayacaktır. Ayrıca Türkiye böylece bizim etki alanımızın dışına itilecektir. AB’ye giriş görüşmelerinin münakaşa edilmesi bile her iki tarafa da zarar verir. Aynı zamanda AB yanlısı Türk sivil toplum örgütleri de AB’den uzaklaşacaklardır. Böyle bir uzaklaşmada AB Komisyonu da suçlu olacaktır.
Çeviri; Kavranoğlu
şokhaber.net