İNSAN ŞEREFLİ BİR VARLIKTIR (Dünya Engelliler Günü Münasebetiyle…)

İNSAN ŞEREFLİ BİR VARLIKTIR (Dünya Engelliler Günü Münasebetiyle…) İnsanı insan yapan kendisine verilen değeridir

İNSAN ŞEREFLİ BİR VARLIKTIR (Dünya Engelliler Günü Münasebetiyle…)

İnsanı insan yapan kendisine verilen değeridir. Verilen değeri korumak da insanın halife olarak değerlendirilmesini sağlamaktadır. İnsanın değerini koruması; dinini, aklını, neslini, nefsini ve malını korumakla olur.  Aklını kullanmayan, Rab’ını tanımayan, neslini yetiştirmeyen, nefsine hakim olmayan ve malına haram katan insan Allah katında değer bulamaz. Böyle bir insan Allah’ın yeryüzündeki halifesi de olamaz.
“Onların kulakları olduğu halde hakikati duymadıklarını, gözleri olduğu halde gerçekleri göremediklerini, kalpleri olduğu halde Allahı ve Kur’anı tanımadıklarını, onların değer olarak hayvanlardan da daha aşağı olduklarını” Kur’an bildirmiştir.
İnsanın Allah katındaki değerine melekler bile kıskançlık duyar. Zira insan, değerini taşıyacak ameller yapması durumunda meleklerden de daha üstün duruma gelir Allah katında.  Ama hayvanlardan daha aşağı bir değere düşecek işler yaparsa o zaman da şeytandan bile daha gülünç duruma düşer.
Bir Allah dostu şöyle ifade etmiştir. “Melekler insanoğlunun Allah katındaki değerini görünce insan olmadıklarına üzülürler, şeytan da bazı insanların düştükleri rezaleti görünce şeytan olduğuna sevinir.” O halde! İnsanoğlu kendisine değerini kazandıracak işleri yaptığı zaman melekleri geçer ama Gayretullaha ve Sünnetullaha uygun olmayan amelleri yaparsa o zaman da şeytandan da gülünç duruma düşer.
Şerefli olarak yaratılan insan, yanlış bir hayat çizgisini tercih edip takip ederse kendisini şerefsiz hale düşürür. Kur’an, insanın en güzel bir biçimde yaratıldığını bildirmektedir. İnsan, tertemiz olan topraktan yaratılmıştır. İlk yaratılışı Hz. Âdem’in topraktan yoğuruluşu ile başlamış, sonra da erken ve dişinin birleşimiyle insanlık devam etmiştir. En güzel biçimde yaratılan insanoğlunun ilk yaratılışta olduğu gibi sperm ve yumurtanın birleşmesiyle oluşan sonraki yaratılış süreçleri de en güzeldendir.
İnsan şerefli olarak yaratılmıştır, şerefini muhafaza etmesi kendi iradesindedir. Bir insanın toplum katındaki itibarı aynı zamanda şerefini de ortaya koyar. Allah katındaki değeri de kendisinin Allaha verdiği değerle anlaşılır.
İnsanın dünyevi engellere sahip olması, Allah katındaki değerini azaltmaz. Allah c.c. insanın kalıbına değil, kalbine bakar. Kalbin, tutumu ve durumu, insanın davranış ve ahlakını oluşturur. Fiziki ve fizyolojik engeller dünyevi imtihanın bir göstergesi ve sonucudur. Müslüman bir toplumda “Engelliler Günü” diye bir günün ihdası, aslında utanılacak bir durumdur. İnsanın fiziki engelleri, ona Rabbi katında bir engele sebep olmayacaktır.
Şerefli bir varlık olan insanın engeli, itaatsizliği, ibadetsizliği, adaletsizliği ve merhametsizliğidir. Ebedi âlemde karşılaşılacak sorunlar,  fiziki engellere göre değil, itikat ve ibadet durumuna göre olacaktır. Mahşerde Yüce Allah’ın divanına herkes eşit şartlarda ve fizyolojide çıkacaktır. Şımarıklık oluşturan fiziki engelsizlik, Allahı hatırlatan fiziki engelden insan için çok daha tehlikeli ve acıdır. Esas büyük engel de budur.