İŞTE FAKİRLİĞİN FOTOĞRAFI
İŞTE FAKİRLİĞİN FOTOĞRAFI Bu fotoğrafı görüp de içi sızlamayan var mı Allah aşkına? Bu fotoğrafa özellikle iktidar edenler, hükmedenler ve karar alıcılar çok dikkatlice bakmalıdırlar
İŞTE FAKİRLİĞİN FOTOĞRAFI
Bu fotoğrafı görüp de içi sızlamayan var mı Allah aşkına?
Bu fotoğrafa özellikle iktidar edenler, hükmedenler ve karar alıcılar çok dikkatlice bakmalıdırlar.
Türkiye’de yapılan hesapsız harcamalar, alınan onca arabalar..
Bir yanda şaşa... debdebe ve bohem bir yaşam, bir yanda da işte fotoğraftaki vatandaş..
Tam bir utanç manzarası bu fotoğraf siyasiler için...
Ben ne yazayım şimdi ülkemizdeki yoksullukla ilgili?
Bakınız aşağıda yazdıklarım bir araştırmanın ortaya koyduğu gerçekler.
Buna yandaki fotoğrafı da ekleyip daha da başka bir şey demiyorum.
Her vicdanı olan siyasi, biraz da şu fakirliği ortadan kaldırmak için çaba sarfetsin günahtır yahu...
ADALETSİZLİK DİZ BOYU
Gelir dağılımı ve sosyal adalete ilişkin TÜİK verileriyle derlenen bir araştırmaya göre, zenginle en yoksul arasındaki farkın giderek açıldığı, milyonlarca insanın temel gereksinimlerini dahi karşılayamadığı gerçeği ortaya çıktı
Resmi verilere göre en zengin ve en yoksul yüzde 10’luk nüfus arasındaki gelir farkı 14 kata ulaşıyor.
Bu da Türkiye’deki kronik gelir dağılımı adaletsizliğini gösteriyor. Türkiye’nin en düşük bazda bile, birçok önemli ülkenin toplam nüfusundan fazla yoksulu bulunuyor.
Tüm iktidarlar yoksulluktan besleniyor.
Şimdiki iktidar da aynını, hatta daha fazlasını yapıyor.
Yoksul aileleri erzak-kömür yardımlarıyla kendine bağımlı yapıp oyunu almaya devam eden iktidarlar, onların hep yoksul ve kendine bağımlı kalmasını, iktidarının devam garantisi olarak görüyor.
Türkiye’de korkunç boyutlarda bir gelir dağılımı adaletsizliği yaşanıyor. TÜİK’in Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması bu korkunç gerçeği gözler önüne seriyor. Buna göre en üstteki yüzde 20’lik nüfus diliminde yer alan hane halkları, toplam gelirin yüzde 46,6’sını alırken, en alttaki yüzde 20, gelirden sadece yüzde 5,9 pay alabiliyor. En üstteki ile en alttaki arasında 8 katlık bir gelir farkı var. En varlıklı yüzde 20’lik nüfus gelirin yarıya yakınını elde ederken, nüfusun yüzde 80’i kalan yarısını paylaşıyor.
Nüfusun yüzde 61,8’i “beklenmedik harcamalarını” ve yüzde 78,8’i “yıpranmış ve eskimiş elbise ve ayakkabı gibi” ihtiyacını ekonomik nedenlerle karşılayamayacak durumda.
İki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafının karşılayamayanların oranı yüzde 43,9’a ulaşıyor.
Hane halklarının yüzde 35,1’i kendisine yeni giysiler alamıyor. Ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun oranı olarak tanımlanan ve belirlenmiş 9 maddeden en az 4’ünü karşılayamama ya da mahrum olma durumunu tanımlayan “maddi yoksunluk” oranı yüzde 59,2’ye ulaşıyor.