KIZMA! AZMET…
KIZMA! AZMET… Bu bir yaşam hikâyesi; 7 yaşında babasını yitirdi, yetim kaldı
KIZMA! AZMET…
Bu bir yaşam hikâyesi;
7 yaşında babasını yitirdi, yetim kaldı.
8 yaşında okuldan alındı, köyde yaşamak zorunda kaldı.
10 yaşında bir gün yüzü kanlar içinde eve geldi, yeni okulundaki hocasından dayak yemişti. Ailesi onu okuldan aldı. Üç gün evinden çıkamadı.
17 yaşında hayalini kurduğu okulun istediği bölümü için gerekli not ortalamasını tutturamadı.
24 yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi, 2 ay tek başına bir hücrede yattı.
25 yaşında sürgüne gönderildi.
27 yaşında kendisinden bir yaş büyük meslektaşı, kendisinin de üyesi bulunduğu derneğin çalışmaları ile kahraman ilan edilirken, kendisi hiç önemsenmemişti.
30 yaşında kendisi görev yaptığı şehirleri/bölgeleri düşman elinden kurtarmaya çalışırken, doğduğu şehir düşmanların eline geçmişti.
30 yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı.
37 yaşında böbrek hastalığından tek başına Viyana’da 2 ay hasta yattı.
37 yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu dağıtıldı.
38 yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden atıldı.
38 yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve başkasından bir kıyafet ödünç aldı. Cebinde sadece 80 lirası vardı.
38 yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkarıldı.
38 yaşında en yakın beş arkadaşından üçü, onun kongre temsil heyetine üye olmaması için oy kullandı.
39 yaşında idam cezasına çarptırıldı.
42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu!
Bu hikâye Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e ait.
Şimdi bir düşünün, sizin başarılı olmanızı engelleyen ama Atatürk’ün karsısına çıkmamış bir engel var mı?
Başarınızın önündeki engel ne?
Paranız mı yok? Atatürk’ün de yoktu!
Sağlığınız mı bozuk? Atatürk’ün de bozuktu!
Çevrenizde sizi çekemeyenler mi var? Atatürk’ün de vardı!
Bazı yakın arkadaşlarınız sizi arkadan mı vurdu? Atatürk’ü de vurdular!
Aileniz çok zengin değil miydi? Atatürk’ünki de değildi!
Amirleriniz hakkınızı mı yiyor? Atatürk’ünkini de yemişlerdi!
Sizden daha beceriksiz ama hırslı insanlar, sizden daha hızlı yükselip size amirlik mi yapıyor? Atatürk’ün de başına gelmişti!
Geçmişte bazı denemelerinizde başarısız mı oldunuz? Atatürk de olmuştu!
Hakkınızda idam fermanı çıktığı için mi başarılı olamıyorsunuz? Atatürk’ün de başına gelmişti!
Gündelik hayatta karşılaştığımız küçük ya da büyük kişisel sorunlar büyük başarıların önünde engel değildir.
Atatürk, kişisel Kurtuluş Savaşı ile ülkeyi kurtarma savaşını birlikte götürebilmişti.
Ona, "para yok" dediler, "bulunur" dedi,
"düşman çok" dediler, "yenilir" dedi
ve sonunda tüm dedikleri oldu!..
Unutmayın; “Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez.”
Zaferin büyüklüğü de, mücadelenin zorluğu ile ölçülür.
Hayat içerisinde umutsuzluğa kapıldığımız anlar mutlaka olmuştur, olacaktır da. Bu hayatın gerçeğidir.
Zorluklarla karşılaştığınızda kızmayın. Zorluklar karşısında kızmak, onu yenemeyeceğiniz anlamına gelir.
Kızmayalım, azmedelim!..
Sloganımız şu olsun; “Kızma, azmet”