LAZ'LARIN TARİHİNİ DOĞRU ŞEKİLDE KAÇINIZ BİLİYORSUNUZ ? ( 2 )
Ferruh ÇETİN'den anılar
Ferruh ÇETİN'den anılar...LAZ'LARIN TARİHİNİ DOĞRU ŞEKİLDE KAÇINIZ BİLİYORSUNUZ ? ( 2 )Doğu Karadeniz bölgesinin bu neşeli ve becerikli toplumu Laz'lar hakkındaki incelememizin önemli bir kısmını dün yayınlamıştık. Bugün de ikinci ve son bölümü ile Lazlar hakkında hazırladığımız bu yazı dizimizi sonlandırıyoruz. ÇORUH BÖLGESİNDE ETKİLİ OLDULAR "Abhaz", Ran, Kahet, Somehlerin kraliçesi olan Tamara zamanında aktif bir politika izlendi. Kraliçe Tamara döneminde, Karadenizden Hazar Denizine kadar olan bölgede yaşayan çok farklı etnik kökenlerden halklar konfederal bir yapılanmaya gittiler. Haçlı Seferlerinden ve Bizans Sarayındaki iktidar çatışmalarından yararlanıldı. Bizans üzerine giden konfederal ordu Güneydoğu Karadenizdeki Lazların da aktif desteğiyle Çoruh'tan başlamak üzere Karadeniz Bölgesinde etkili oldu. Amaç konfederal bu yapının içine, etnik olarak Lazlardan oluşan bir Laz devletini de katarak, bu bölgede Selçuklu ve Bizanslılara karşı konfederal yönetimin güvenliğini bu tampon Laz devletiyle pekiştirmekti. BİZANSIN RAHATSIZLIĞI Latinlerin 1204'te İstanbul'u işgal etmeleriyle, Bizans İmparatorluğu zaafa uğradı. Bu gelişmeler, konfederal krallığın sınırlarını Trabzon'u da içine alacak şekilde genişletmesine yardımcı oldu. Trabzon yöresine de Laz nüfusunun akışı hızlandı. Trabzon Krallığı üzerindeki Kafkasyalıların konfederal yönetiminin etkisi ve Trabzon'un doğu kesimlerindeki Lazların, Bizans boyunduruğundan kurtulması Bizanslıları rahatsız ediyordu. Trabzon Krallığı yönetiminde, Bizans yanlısı gruplar ile Kafkasyalıların konfederal yönetiminin desteklediği Lazlar arasında kıyasıya bir iktidar mücadelesi başladı. 1204'te "Lazia Thema"sı kuruldu. OSMANLI'NIN MÜTTEFİĞİ OLDULAR Lazların Bizanslılarla olan mücadelesi, 1453'te Osmanlıların Bizans İmparatorluğuna son vermeleri ile bitti. 2. Mehmet, Karadenizi bir Osmanlı gölü haline getirmek istiyordu. Tahta çıkar çıkmaz, 1451'de Doğu Karadeniz kıyılarına 50 kadar kadırga gönderdi. Batum civarı ve Sohum'da etkinlik kurarak, bu bölgelerde yaşayan Abhaz-Abazaları, Megrel-Lazları ve Gürcüleri yönetimi altına almaya başladı. Böylece Trabzon Krallığı doğusundan kuşatılmış oldu. Soçi'den başlayan, Kuzeybatıya doğru Karadeniz kıyıları ise, Kırım Hanlığının kontrolü altındaydı. Trabzon'un doğu kesimlerinde bugün olduğu gibi o zamanda yaşayan Lazlar ise, Trabzon Krallığı yönetimi altında ancak "Rum" yönetimiyle çatışma içindeydi. Lazlar, bir anlamda Trabzon Krallığını ele geçirmek isteyen Osmanlıların müttefiği durumundaydı. 1461'de Osmanlıların Trabzon Krallığını ele geçirmeleriyle birlikte Lazlar da Osmanlı yönetimine girmeye başladılar. 1519'da Trabzon, Batumi'nin de dahil edilmesiyle ayrı bir eyalet haline getirildi. Bu bölgeyi 1640'ta dolaşmış olan Evliya Çelebi'ye göre, eyaletin beş sancağı şunlardı: Canik, Trabzon, Gönye, Aşağı Batumi ve Yukarı Batumi. Lazistan'ın merkezi Gönye idi. Kazaları ise, Atina (Pazar), Sumla, Viçe/Biçe ve Arhavi idi. Osmanlı yönetimi, Güneydoğu Karadeniz Bölgesini yönetsel birimlere ayırdı. Koch, 15 derebeyliği sayar: Atina (Pazar, iki), Bulep, Ardeşen, Viçe, Kapiste, Arhavi, Kise, Hopa, Makriali, Gönye, Batumi, Maradit, Perlevan ve Çat derebeylikleri. 1851'de Acara çevresi, Aşağı Gurya ile birlikte, kurulmuş olan Lazistan Sancağına bağlandı. LAZİSTAN SANCAĞI RİZE OLDU 1877-1878 (93) Osmanlı-Rus savaşları sonucu Batumi'nin Rusların eline geçmesiyle, Lazistan Sancağının merkezi Rize'ye taşındı. Rusların bölgede etkili olmaya başlamalarından önce, 17. yüzyılda bugün Gürcüstan olarak bilinen coğrafyada üç krallık bulunuyordu. Başkenti Tiflis olan Kartli Krallığı; kuzeydoğuda Kakheti Krallığı ve batıda da Kutaisi civarını elinde bulunduran İmereti Krallığı. Bu krallıklardan ilk ikisini İranlılar, sonuncusunu da Osmanlılar denetliyordu. Doğu Karadeniz kıyıları, adı geçen bu üç krallığın egemenlik alanı dışındaydı. Kuzeyde Soçi-Sohumi arası Abhazya'ya; Sohumi-Poti arası Megrelya'ya; güneyde Poti-Batumi arası Gurya'ya aitti. Bu üç prenslik Osmanlıya haraçla bağlıydı. Güneybatıda ise, Samtshe ve Saatabego prenslikleri vardı. Bu prensler zamanla İslamiyeti benimsediler ve Osmanlıya doğrudan bağlı birer valilik haline geldiler. 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşları sonucunda, yerlisi oldukları bölgelerin ve Batumi'nin Rusların eline geçmesinden sonra, Müslüman Lazların bir kısmı Osmanlı topraklarına kitlesel olarak göç etti ve İzmit Sancağı içinde bulunan bölgelere yerleştirildiler. Osmanlı-Rus savaşlarında Laz gönüllüler Ruslara karşı Osmanlıların safında savaşmışlardı. 16 Mart 1921 Türk-Rus Antlaşması üzerine de bir kısım Müslüman Laz yine Türkiye'ye göç etmek zorunda kalmıştır. LAZ TAKALARI SİLAH TAŞIDI Lazların, küçük kayıklarıyla olan denizcilik faaliyetleri, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı sırasında oldukça önemli bir yere sahiptir. Büyük miktarda silah ve mühimmat Batumi'den Samsun'a Laz takalarıyla getirildi. Lazlar da, diğer Osmanlı tebaaları gibi, Cumhuriyetin kurulmasında fedekarlıklarda bulundular, emek verdiler. Batı Gürcüstan'ın Megrelya bölgesinde konuşulan Megrelceye yakın bir dili konuşan Lazlar, Rize'nin Pazar, Ardeşen, Çamlıhemşin, Fındıklı; Artvin'in Arhavi, Hopa ilçelerinde; Acaristan'ın Batumi kenti civarında; Abhazya'da ve 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı ve sonrasında Osmanlı topraklarına göç ederek yerleştikleri Türkiye'nin batı bölgelerinde de (Adapazarı, Düzce, Bolu, Akçakoca, Yalova vb.) yoğun ve toplu olarak yaşamaktadırlar. SAYILARI 2 MİLYONU BULUYOR 1935 nüfus sayımında "İslâm Azınlık Dilleri" altında 72.000 kişi Lazca konuştuğunu belirtmişti. Bu da o zamanki Türkiye'nin %0,53'ünü oluşturmaktaydı. 1975 Türkiye köy sayımında Doğu Karadeniz bölgesinde yaklaşık 90.000 kişi, Batı Karadeniz bölgesinde 25.000 kişi Milliyet gazetesinin KONDA'ya yaptırdığı ankete göre Türkiye halkının %0,28'i kendini Laz olarak tanımlamış ve 220 bin kişinin Laz olabileceği tahmin edilmiştir. Habertürk gazetesinin KONSENSUS araştırma şirketine Kasım 2009-Aralık 2011 tarihleri arasında yaptırdığı “Türkiye Gündemi,Aralık 2011-2012’ye Girerken Türkiye Görünümü” başlıklı araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye'de Laz nüfusu 1.616.412 kişidir. Bu sonuç ile Türk, Kürt, Arap ve Çerkez nüfusundan sonra 5. sırada yer almaktadır. | ||