Maç boyunca 200 Eskişehirspor taraftarını dinleyen 3 bin seyirci…

JİROSKOBİK TAVUK BAŞI, MENDİL YÖNETİCİLİĞİ VE SAMSUNSPOR Tavukların bir özelliği vardır

JİROSKOBİK TAVUK BAŞI, MENDİL YÖNETİCİLİĞİ VE SAMSUNSPOR

Tavukların bir özelliği vardır. Bir çok mobil görüntü kayıt cihazlarının stabil ve aksiyal çalışabilmesine ilham kaynağı olan bir özellikten bahsediyorum. “Jiroskobik tavuk başı”. Tavuğun gövdesi hangi şekilde hareket ederse etsin, başı hep sabit durabilmektedir. Sanki gövde ile baş arasında bir iletişimsizlik var ya da gövde başa inat her tarafa her türlü hareketi gerçekleştiriyor. Bir başka ifade ile baş sabit dururken gövde her türlü oynuyor.

Diyeceksiniz ki; “bunun Samsunspor ile ne alakası var?”

Bence şu anda herkes bir alaka kurdu.

Enteresan bir futbol şehriyiz.

Öyle miyiz?

Değil miyiz?

Bir futbol şehrinde maç saati öncesinde Kirazlık-Tekkeköy yolu tıkalı.

Belediyeevleri önü de tıkalı.

Geri dönüşlerde de yollar tıkalı.

Stadyumda seyirci sayısı 3 bin. Yeni yapılan stadyumun asimetrik uygulamalarına yapılan yamalar ile kapatılmış şeritleri, merdiven boşluğu ile buluşamayan çıkış kapıları, fileleri bile gayri estetik kaleler vs. vs. vs. Bizin futbol meydanımız bu…

Aldığın en ağır yenilgiler bu stadyumda alınmış.

İki yenilgi ve yenilen 8 gol.

Rakip takımları artık rakip olarak görmeyen bir seyirci kanıksanmışlığı…

Eski stadyumda taraftar vardı, yenisinde ise seyirci.

Maç boyunca 200 Eskişehirspor taraftarını dinleyen 3 bin seyirci…

Gelelim tekrar sabit tavuk başı ile sağa sola oynayan gövdeye ve mendile.

Artık Samsunspor yönetiminin tedavül süresi bitmiştir.

Teamül yetenekleri yok olmuştur. Tahammül sınırlarını zorlamaya başlamıştır. Aşırı sabit davranış örüntüleri deşifre olmuştur. Kriz yönetememektedir.

Mendil başkanlığı türünden bir yönetim biçimi bu şehre çok ağırdır ve hatta hiç yakışmamaktadır. İspanyol taraftarlar takımlarının sos verdiğinde veya can çekiştiğinde gerçekleştirdiği son hamle olan mendil sallama ritüeli, bizdeki taraftarların gözyaşı silmesine dönüşen bir eylem olmuştur.

Yönetim ise mendil açarak para arayışlarını süreklileştirmektedir.

Samsunspor’a antrenör davet edemiyoruz.

Özellikle yönetsel krizleri aşamayan bir görüntüdeki yönetime olan inanç, hocalar tarafından da yok olmuştur. Osman Özköylü’nün giderayak yönetim için sarf ettiği sözleri hatırlayın. Hüseyin Kalpar’ın veya Erkan Sözeri’nin isteksizliği de benzer gerekçelerden dinamik almaktadır.

Krediler ile borçları yapılandırma başarısı gösteren yönetimin hocalar karşısındaki kredisi de tükenmiştir. Engin Hoca’nın seyirci ile yaşadığı diyaloğu Özköylü ve Özalan ile de yaşadık. Artık sonu “öz” ile başlayan soyadlı hoca da kalmadı. Ümit Özat, Osman Özköylü ve Alpay Özalan.

Artık “öz”e dönme zamanıdır.

Hem yönetsel bir öze, hem de futbol “öz”ümüze.

Sonuç olarak futbolcular bugün yenilmek istemiş gibi oynadılar demek istemiyorum.

Hocanın da yenilmekten zevk aldığını sanmıyorum.

Yönetimin zaten böyle bir hazzı artık yok.

Yönetimim bir baş olarak sabitliğine alt tarafta hoca ve futbolcuların verdiği karşılık farklı.

Bundan sonra mendil yöntemi işe yaramaz.

Kafanın inadına gövde de ayak uyduramaz.

Ha bir de 18 ay yaşayan bir başsız tavuk hikâyesi var.

Ona ise hiç girmeyelim…