Mübadiller Atakum'da Dayanışma İçin Bir Araya Geldi
Atakum Belediyesi, CHP Balkan Masası'nın Samsun'da gerçekleştirdiği Toplumsal Dayanışma Balkan Sivil Toplum Kuruluşları İstişare Toplantısı'na ev sahipliğini yaptı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ın da katıldığı programa, Karadeniz Bölgesi’nden Rumeli, Balkan sivil toplum örgütleri ve mübadiller yoğun ilgi gösterdi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Balkan Masası’nın gerçekleştirdiği bir dizi programla, mübadelenin 98. yıl dönümü Samsun’da anıldı. Aynı zamanda 29 Ocak 1988’de Yunanistan’da yaşanan olaylar sonrasında Türkiye ve Batı Trakya Türkleri tarafından Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü ilan edilmesi nedeniyle Atakum Belediyesi’nin ev sahipliğinde Toplumsal Dayanışma Balkan Sivil Toplum Kuruluşları İstişare Toplantısı gerçekleştirildi. CHP Samsun İl Başkanlığı’nda başlayan programa CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak başta olmak üzere; CHP Samsun İl Başkanı Fatih Türkel, CHP Samsun milletvekilleri Neslihan Hancıoğlu ile Kemal Zeybek, CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Özkan, Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci ile eşi Av. Gülay Deveci ilçe başkanları ve çok sayıda partili katıldı. CHP Samsun İl Başkanlığı’nda yapılan basın toplantısı sonrasında, göç sırasında hayatını kaybeden mübadiller, 98 yıl önce ilk defa geldikleri Samsun Tütün İskelesi’nde denize karanfil bırakılarak anıldı. CHP heyeti, ardından Tekkeköy ilçesi Çayleyik Mahallesi’nde yaşayan mübadilleri ziyaret etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak ve beraberindekiler, 19 Mayıs Sanayi Sitesi’nde önceki gün yaşanan ve 4 işyeri ile 2 otomobilin hasar gördüğü yangın nedeniyle esnafa geçmiş olsun ziyaretinde de bulundu.
Liyakat Bitti, Saraya Sadakat Başladı
CHP Samsun İl Başkanlığı’nda basın mensuplarıyla bir araya gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Türkiye ve Samsun gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Ucube tek adam vesayet rejimiyle devlet krizinin her geçen gün derinleştiğini belirten Öztrak, “Devlet geleneğimizde hiç görmediğimiz ucubelikleri bu rejimde görmeye başladık. Devlette liyakat bitti, saraya sadakat başladı. Devlet memurları, AK Parti teşkilatı gibi çalışıyor. Devlet sınırı nerede bitiyor, AK Parti sınırları nerede başlıyor belli değil. En son AK Parti Genel Başkanı kürsüye çıkıyor, bu ucube rejimin parti militanı haline getirdiği memurlara ‘militan’ dediği için Genel Başkanımız hakkında valilere, kaymakamlara dava açma talimatı veriyor. Nereden veriyor bu talimatı? AK Parti kürsüsünden. Kim olarak? AK Parti Genel Başkanı olarak. Ama hangi yetkiye dayanarak? Cumhurbaşkanı yetkilerine dayanarak. Böyle ucubelik olur mu? Şu dilekçeye iyi bakın. Bu dilekçe, İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla matbu haline getirilmiş, AK Parti grup toplantısı kürsüsünden verdiği talimatın yerine getirilmesi için devletin vali ve kaymakamlarına gönderilmiş. Bu talimatın anlamı açık. Kim devlet memuru kim kapıkulu görmek istiyorlar. Dava açarsan bendensin, dava açmazsan soruşturmayı yersin. Samsun’dan uyarıyorum, bu mülki idareyi militanlaşma operasyonunun dik alasıdır. Devlet şantajla yönetilmez. Kurallarla yönetilir. Yılları devlete hizmet etmekle geçmiş, Hazine Müsteşarlığı yapmış bir insan olarak söylüyorum. Kanun ve kuralların olduğu yerde, kurallar herkese eşit uygulanır, devlet de vatandaş de ne yapacağını bilir. İşte bunun için milletimiz sokaklarda bize bağırıyor. ‘Kral değil, kural istiyoruz’ diyor” ifadelerini kullandı.
Atakum Belediyesi’ne Yapılan Hacze Tepki
Kuralların herkes için eşit uygulanmadığını ifade eden Öztrak, önceki günlerde Atakum Belediyesi’nin ek hizmet binalarına uygulanan haciz işlemine de tepki gösterdi. Öztrak, “Atakum Belediyemizin binalarına AK Parti döneminden kalma borçlar nedeniyle haciz geliyor. Bu binalarda milletimiz yemek yiyor, nikah yapıyor, düğün yapıyor, konferans düzenliyor. Bu hizmetlerden tüm şehir yararlanıyor. Belediye AK Parti'nin elindeyken yapılmayan hacizler şimdi yapılıyor. Neden? CHP'li belediye hizmet veremesin diye yapıyorlar. Bunu Ankara'da yapıyorlar, İstanbul'da, İzmir'de bütün CHP'li büyükşehir, il ve ilçe belediyelerimizde yapıyorlar. Kendi belediyelerine ballı börek, bizim belediyelerimize haciz. Sebebi, millete hizmeti engellemek. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, milletimiz görüyor. Bizim belediyelerimiz çok iyi çalışıyor. O nedenle bunlar haset, kıskanıyorlar. Bizim belediyelerimizi engellemeye güçleri yetmeyecek. Belediyelerimiz Genel Başkanımızın da açık talimatıyla milletimizin yanında olmaya devam edecekler. Bizim belediyelerimiz, bu pandemi döneminde millet- devlet dayanışmasının en güzel örneklerini verdiler, bundan sonra da vermeye devam edecekler” diye konuştu.
O Soruşturmanın Üstü Mü Kapatılacak?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Samsun Büyükşehir Belediyesi'ndeki rüşvet olayıyla ilgili de şu değerlendirmelerde bulundu: "Kuralların adaletli uygulanmasından bahsettik, Samsun'da yine bir olay daha var. Samsun Büyükşehir Belediyesi'nde görevli bir daire başkanı rüşvet ve irtikâp soruşturması kapsamında tutuklanmış. Bu daire başkanının evinde ve işyerinde yapılan aramalarda koskoca bir servet çıkmış. Eskiden de çıkardı bilirsiniz ayakkabı kutularında. Tamam, suçun şahsiliği ilkesi var ama şunu sormamız gerekiyor. CHP olarak bunu mutlaka sormamız gerekiyor. Bizim Yalova Belediye Başkanımız altında çalışan memurların yolsuzluğunu fark ediyor, bunu kendi ihbar ediyor ama görevinden uzaklaştırılıyor. İçişleri Bakanı geçen yıl Yalova Belediyesi'ne müfettiş yağdırıyor. Peki, aynı İçişleri Bakanı bugün Samsun Büyükşehir Belediyesi'ne bu rüşvet ve irtikâp olayını incelemek üzere müfettiş gönderdi mi, göndermedi mi? Bu belediye CHP'de olsaydı müfettiş gönderir miydi, göndermez miydi? Samsun Büyükşehir Belediyesi'nde rüşvet ve irtikâp soruşturması genişletilecek mi, yoksa üstü mü kapatılacak? Bu soruların cevabını bekliyoruz. Bu durumu kıymetli Samsunluların dikkatine, Türkiye’nin vicdanına bırakıyorum. Biz bu olayın takipçisi olmaya devam edeceğiz. Çünkü burada tüyü bitmedik yetimin hakkı var."
Geniş Katılımlı Dayanışma Toplantısı
Samsun’da gerçekleşen ziyaretlerin ardından Atakum Belediyesi Kültür ve Eğitim Salonu’nda pandemi önlemleri altında Toplumsal Dayanışma Balkan Sivil Toplum Kuruluşları İstişare Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak başta olmak üzere; CHP Samsun İl Başkanı Fatih Türkel, CHP Samsun milletvekilleri Neslihan Hancıoğlu ile Kemal Zeybek, Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci ile eşi Av. Gülay Deveci’nin yanı sıra CHP Amasya, Çorum, Sinop, Tokat ve Giresun il başkanları, belediye başkanları ile katılımcı illerin balkan ve mübadil sivil toplum örgütlerinin başkanları katıldı. Açılış konuşmalarıyla başlayan toplantıda farklı şehirlerde yaşayan ve toplantıya katılamayan mübadillere de online erişim sağlandı. Yunan Parlamentosu Türk milletvekilleri Av. İlhan Aybek, Hüseyin Zeybek ve Burhan Baran da yine online olarak toplantıya katılarak dayanışma mesajı verdi.
Eşi Benzeri Olmayan Dayanışma Örneği
İstiklal marşı ve saygı duruşu ile başlayan programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci, “Bugün burada çok anlamlı bir gün için toplandık. Hem mübadelenin 98. yıldönümü anıyoruz hem de bugün tarihin, Türk coğrafyasının en önemli direnişinin başladığı günü kutluyoruz. Ulusal kurtuluş liderinin ilk adımını attığı ve ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlattığı Samsun’da tarihte eşi ve benzeri olmayan, büyük bir sorumluluk içeren, büyük bir dayanışma örneği göstereceğiz. Biz tarihi paylaşıyoruz. Hem Anadolu hem de Rumeli. Uzak Asya’dan gelip Anadolu ve Rumeli’yi vatan yapan Türk ataları 1350’li yıllardan bu yana Balkan topraklarındalar. Türkiye’nin büyük ustası Yahya Kemal Beyatlı ‘Üsküp ki Yıldırım Beyazıt Han diyarıdır, Evlad-ı Fatihan onun yadigârıdır’ der. Türkler, Rumeli’ye sadece kılıçlarıyla değil, ilimleriyle, bilgileriyle en önemlisi de sevgi ve inançlarıyla gittiler. Ünlü tarihçi İlber Ortaylı, “Balkanlar bizim Avrupa’daki vatanımızdı’ der; ama ne yazık ki beş asır boyunca vatan yaptığımız, kardeşçe barış içinde yaşadığımız ve büyük bir uygarlık kurduğumuz bu toprakları içinde gaflet, dalalet ve hatta hıyanet olan, bitmek tükenmek bilmeyen savaşlarla kaybettik. Bu topraklarda tarihin en büyük soykırımı yaşandı. Büyük bedeller ödendi. Tüm mazlum milletlere örnek olan ve emperyalizmin yenilebileceğini gösteren Türk milli mücadelesinin başarısında Evlad-ı Fatihanların çok büyük hizmetleri vardır. İsimleri saymakla bitmez, ama ikisini anmak istiyorum. Birisi 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgale gelen Yunan palikaryalarına ilk kurşunu sıkan Evlad-ı Fatihan Hasan Tahsin’dir. Konya Yörüklerindendir. Bir diğeri de, o şanlı destanın başkomutanı, Gazi Meclis’in başkanı, bize emanet Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. O da bir yörüktür ve Evlad-ı Fatihan’dır. Benim de Yörük olduğumu biliyorsunuz değil mi? Türkler uzak Asya’dan gelip yerleştikleri, yüz yıllarca vatan bilip medeniyet kurdukları bu topraklar uğruna çok büyük bedeller ödediler. Bu toprakların Türk ve Rumelili sahipleri, birlikte yüzyıllarca kurdukları Anadolu ve Rumeli uygarlığını ve birlikteliğini koruyamadılar, çok büyük acılara neden oldular” dedi.
İnsanlığın İnsana Yaşattığı En Büyük Acılardan Birisi
Başkan Deveci, 29 Ocak’ta bir araya gelmenin büyük bir anlamı olduğunu ifade ederek, “Batı Trakya Türklerine, Türk kimliğine ve inancına Yunan devleti tarafından 33 yıldır sürdürülen baskı ve saldırılara karşı direnişin başlatıldığı gündür bugün. 29 Ocak, Türkiye ve Batı Trakya Türkleri tarafından Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü olarak kabul edilmiş olup yaşatılmaktadır. Bugün ‘1988 yılında Batı Trakya’da Türk yoktu’ denilerek Türklere ait bütün dernekler, birlikler ve odaların kapatılmasına karar veren Yunan mahkemelerine, polisine ve askeri gücüne karşı Doktor Sadık Ahmet’in öncülüğünde direnen Batı Trakya Türkleriyle dayanışma günüdür, onun için buradayız ve birlikteyiz. Birinci Dünya Savaşı’nı bitiren Lozan Anlaşması’ndan sonra, 30 Ocak 1923 tarihinde Türkiye-Yunanistan arasında imzalanan Yunan ve Türk halklarının mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol uyarınca İstanbul’un Rum ahalisiyle Batı Trakya’nın Müslüman ahalisi dışında kalan ve Türk topraklarında yerleşmiş Rum-Ortodoks dininin tüm uyruklarına, Yunan topraklarına yerleşmiş Müslüman-Yunan uyrukları zorunlu mübadele edilmiş ve karşılıklı acılar çekilmiştir. Bugün, mübadelenin 98. yıldönümü. İki milyonu aşkın insan yüzyıllardır yaşadıkları yaşam biçimlerinden koparıldı. Bu durum, 20. yüzyılda dünya insanlığının insana yaşattığı en büyük acılardan birisidir. Acılarımızı, barış ve kardeşlik isteğimizi güçlendirerek dindireceğiz. Biz bedel ödedik. Bizden sonrakiler bedel ödemesinler diye sesimizi birlikte yükselteceğiz. Bugün onun için buradayız ve birlikteyiz. Atakum Belediyesi ile Türklerin yaşadığı Yunanistan Yassıköy Belediyesi arasında kardeş şehir ilişkisi kurmak için çalışıyoruz. Önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğiz. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımının atıldığı Samsun ve onun en güzel kenti Atakum ile oradaki kardeşlerimizle dayanışmamızı en yüksek noktada tutacağız. Dayanışma nasıl olurmuş, nasıl örgütlenilirmiş tüm dünyaya göstereceğiz. Şöyle diyor Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Muhacirler diye küçümsenenler, tarihin yazdığı savaşlarda en geriye kalanlar, yani düşmanla sonuna kadar savaşanlar. Çekilen ordunun ri'cat hatlarını sağlamak için kendilerini feda edenler. Düşman karşısında kaçmak, çekilmek nedir bilmeyenlerdir. Muhacirler kaybedilmiş ülkelerimizin milli hatıralarıdır.’ Bugün bu salonda bulunanlar, Atatürk’ün ifade ettiği milli hatırayı, dayanışma kültürünü Anadolu’nun her bir yanında ve Balkanlar’da yeni baştan örgütlemek durumundayız. Biz Türk’üz, bu coğrafyadaki uygarlığı ve medeniyeti biz kurduk. Biz yaşatacağız. Atatürk’ün yolundan giderek, O’nun kurduğu cumhuriyeti yaşatarak, O’nun ilkelerini güçlendirerek ve çağdaşlaştırarak tüm dünyaya örnek olacağız. Bu salonda bulunan her biriniz, bir örgütün ve büyük bir gücün temsilcisisiniz. Bu toplantıdan sonra Anadolu ve Balkanlar’a yayılacağız, bize görev düşüyor. Atalarımızın topraklarında yaşayanların sorunları büyük, onları yeni baştan organize edeceğiz ve öncü olacağız. Yolumuz açık olsun” diye konuştu.
Türkiye-Yunanistan Sıcak Çatışmaya Girebilir
Atakum’da bir araya gelmekten mutluluk duyduklarını kaydeden Karadeniz Rumeli Dernekleri Federasyonu Başkanı Salih Meriç, “Bugün Batı Trakyalı Türkler için tarihi bir gün. Yunan yargısı 1988 yılında Yunanistan’da Türk bulunmadığı gerekçesiyle derneklerimizi kapatma kararı verdi. Ardından Milli Direniş Günü başlatıldı. Direnişin öncülerinden rahmetli Doktor Sadık Ahmet ön plana çıktı. Batı Trakya azınlığı 29 Ocak 1988’de gerçekleştirdiği toplu yürüyüşle bu kararı protesto etti. Bu tepkilerin ikinci yıldönümünde fanatik Yunanlılar Türklere karşı toplu saldırılar düzenledi. İki gün süren saldırılarda Türklere ait 500’ün üzerinde dükkân ve işyeri tahrip edilip yağmalandı. Aralarında merhum İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga’nın ve Bağımsız Milletvekili Ahmet Faikoğlu’nun da bulunduğu çok sayıda Türk darp edildi. Bugün, Yunanistan, Batı Trakya’nın kazanımlarını birer birer yok ediyor. Geçen haftalarda azınlık okulları, medreselerdeki ‘azınlık’ ifadelerini kaldırdı. Müslüman ifadesiyle devam ediyor. 9 Şubat’ta çok önemli encümen seçimleri olacak. Batı Trakya’daki çocuklarımızın eğitimi ve geleceği, oradaki soydaşlarımız için hayati derecede önemlidir. Türk dışişlerinin oradaki soydaşlarımızın ve Gümülcine Konsolosluğu’nun bu konuya gerekli önemi göstermesini istirham ediyorum. Bugün mübadelenin 98. yılını anıyoruz. O günlerde yurdumuza 500-550 bin mübadil geldi. Türkiye’deki göç merkezlerinden birisi de Samsun. Samsun’a gemiyle gelen mübadiller bugün ziyaret ederek karanfil bıraktığımız Tütün İskelesi’nden iç bölgelere sevk edilmişlerdir. Balkanlar’da beş asırdır korunan Türk, Müslüman, Osmanlı dengesi korunmalı; Balkan Müslümanlarını, Arnavut, Türk, Pomak, Boşnak gibi ayrımcılığa tutmak yanlıştır. Kültürel zenginliklere saygı duyarak hepsine bütün bakmak gerekir. Kosova ve Makedonya’da Türk-Arnavut ayrışması yerine birliktelik politikası güdülmelidir. Çok sayıda güçsüz Türk siyasi partinin yerine Türk yanlısı, güçleri bir arada tutacak, tek siyasi parti ile birliktelik sağlanmalıdır. Bu birliktelik tüm Balkanlar’da teşvik edilmelidir. Batı Trakya’da Türk kimliği yok edilerek, ümmetçi, İslamcı bir anlayış teşvik etmek farkında olmadan Yunanistan’ın politikalarına yarıyor. Yunanlılar, ‘Burada Türk yoktur, Müslüman Yunanlılar vardır’ ifadesini kullanıyorlar. Yunanistan’daki Osmanlı-İslam eserlerini yok sayıp onun yerine Bizans sonrası İslam eserlerini lanse ediyorlar. Özellikle son 10 yıldır Batı Trakya üzerinde uygulanan yanlış politikalar, Batı Trakya Türklerini bölmüştür. Alnı secdeye değenler-değmeyenler, cumacılar-kazacılar şeklinde Batı Trakya Türkleri paramparça yapılmıştır. Bazı kişilerin siyasi ve dini görüşleri doğrultusunda buradaki politikalar, oradaki insanların felaketine sebep olmaktadır. TRT’nin mutlaka Balkan kanalı açması gerektiği, buradaki ana dillerde programlar ve haber bültenleri yayınlanmasında fayda görüyoruz. Yunanistan, önümüzdeki 10 yıl içerisinde Türkiye’nin konuşacağı en önemli ülke olacaktır. Bundan sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne hangi hükümet gelirse gelsin Doğu Akdeniz politikasından kesinlikle taviz veremez hale gelmiştir. Türkiye ve Yunanistan’ın sıcak bir çatışmaya girmesi olası bir gerçektir” şeklinde konuştu.
Bağlarımızı Geleceğe Taşımamız Çok Önemli
CHP Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu ise konuşmasında “Üzerinde yaşam sürdürdüğümüz coğrafya büyük bir tarihi birikimi, kültürel ve toplumsal mirası taşıyan eşsiz bir coğrafyadır. Bu değerli mirasın yaratılış sürecinde büyük acıların yaşandığı çok ağır bedellerin ödendiği tartışmasız bir gerçektir. Sahip olduğumuz bu kültürel mirası, tarihi birikimi, vatandaşlık ve soydaşlık bağlarımızı daha güçlü kılarak geleceğe taşımak son derece önemlidir. Bu kapsamda bu toplantının ve çalışmaların çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Tüm konuklarımız, Samsun’a, Atakumumuza hoşgeldiniz” ifadelerine yer verdi.
Anadolu’nun Gelişmesine Mübadillerden Önemli Katkı
Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü’nde önemli bir kültürü konuştuklarını kaydeden CHP Samsun Milletvekili Kemal Zeybek, “Trakya’dan muhacir olarak gelenler ve mübadiller bugün burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Türk milletinin unsurları olarak bir mücadelenin içerisindeyiz. Biz, geçmişte Trakya’da yaşamış atalarımızın Anadolu’ya, Samsun’a gelmesi ve değerli atalarımızın aldıkları eğitimle, kültürle Anadolu’nun gelişmesinde, güzelleşmesinde çok büyük yer edinmiştir. Oradan getirdikleri kültürle, başta tarım ve hayvancılıkta olmak üzere ekonomideki katkılarını biliyoruz. Bugün, Tekkeköy ilçemizin bir köye gittik. O bölgede tütünün yetişmesi ve yaygınlaşmasının yegane sebebi atalarımızın buraya yerleşmesidir. Ben de uzun yıllardır siyaset yapıyorum. İnsanlar hangi milletten, ırktan, bölgeden, dinden olduğunu anlatırlar. Bunların hiçbirini anlatmak istemedim ama bugün bu kültürden sizlerle beraber geldiğimi, o torunlardan birisi olduğumu ifade etmek isterim. Dedelerim muhacir olarak Arnavutluk’tan geldiler. Anadolu’dan gidip Arnavutluk’a yerleştiler daha sonra Türkiye’ye geri döndüler. Biz Anadolu’daki Türklerin yaşam koşullarıyla Trakya’daki Türklerin yaşam koşullarının çok farklı olduğunu biliyoruz. İnanç değerleri de farklı. Anadolu’daki değerler geçmişte olduğu gibi bugün de ağır basıyor. Oradan gelenlerin burada daha etkili ve kültürlerini Anadolu’ya yerleştirdiğini daha iyi anlıyoruz. Muhacirler nerede olursa olsunlar birbirlerine yaklaşırlar, insanların doğasında bu var. Belli bir bölgeden gelip Türkiye coğrafyasında yayılmış, Türkiye’nin eğitiminde, kültüründe, yaşamında, ekonomisinde çok büyük katkılarınızın olduğunu bilmek gerekir. Bundan sonra da bu yaklaşımlarla ülkemizde demokrasinin ve insan haklarının yok edildiği bir dönemde önümüzdeki süreçte Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yurdundan gelen insanlar olarak da O’nun yolunda, izinde, devrimlerinde hep beraber yürüyeceğimizi düşünüyor hepinize saygılar sunuyorum” dedi.
Balkanlardaki Türklere Sahip Çıkmalıyız
Rumeli Balkan Türkleri Konfederasyon Başkanı Sabri Mutlu da 98 yıl önce atalarının yaşadıkları, büyüdükleri ve 300-500 yıl kaldıkları topraklardan kopartıldıklarını söyleyerek, “Dolayısıyla anavatanımız o gün bizlere kapılarını açmış, bizler de buralarda o gün bu bugündür çalışkan insanlarımızla bu topraklara, bu cumhuriyete, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı bir şekilde hizmet etmeye devam ediyoruz. Bu toplantıyı düzenleyen başta Sayın Genel Başkan Yardımcımız Faik Öztrak olmak üzere Balkan Masası’na teşekkür ediyorum. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na da teşekkür etmek istiyorum. Biz kendisini ziyaret ettiğimizde ifadeleri şu oldu: ‘Biz bundan sonra Balkanlarla daha yakın işbirliği içerisinde olalım ve sivil toplum örgütleriyle Balkanlara hizmet götürelim.’ Bu konuda da çalışan tüm Balkan Masası’na teşekkür ederim. Biz Türkiye’ye geldikten sonra, ana vatanımıza büyük katkılar sunduk. Bundan dolayı da mutluluk duyuyorum. Biz burada göç ettik, hayatımıza mutlu bir şekilde devam ediyoruz ama bizim geride bıraktığımız insanlarımız var. Onları hiçbir zaman unutmayacağız. Ben sizden Balkanlardaki yerel yöneticilerle işbirliği yapmanızı rica ediyorum. Kardeş belediyeler kurmalı ve oradaki STK’larla işbirliği yapmamız gerekiyor. Balkanlardaki gençlerimize ve çocuklarımıza dokunmamız gerekiyor. O insanlar bizim insanımız. Bazen kendini bilmez insanlar çıkıp ‘Onlar Türk değil’ gibi ifadeleri kullanıyorlar. Onlara şiddetle karşı çıkıyoruz. Karşı çıkmak yetmiyor, oradaki insanlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Oradaki gencimize sahip çıkmazsak birileri sahip çıkıyor. Eğer biz güçlü bir ülkeysek öncelikle insanımıza sahip çıkacağız. STK başkanlarından da şunu rica ediyorum, oradaki Türk okullarını daha iyi imkânı olan okullarla kardeş okul yapalım. Bir kalem bile oradaki çocuklar için çok önemli. ‘Bu çikolata Türkiye’den geldi’ diyerek kıyamayıp yiyemiyor, saklıyor. Makedonya’da Türk bayraklarıyla donatılmış köyler var. O insanları sahiplenmeyip kimleri sahipleneceğiz? Bugün acı bir gün, kolay değil. Atalarımız zorluklarla buraya geldiler. 2 yıl önce bugün Yunan polisi bizi biber gazıyla karşılamıştı. Türkiye’de Türk olmak çok kolay ama bir de oralarda Türk olmak var, hiç kolay değil. Bazı ülkeler kendi ülkeleri dışında yaşayan vatandaşlarına özellikli bir kart veriyor. Bizim de kendi insanımıza sahip çıkmak için böyle bir kart vermemiz gerekiyor. Orada yaşayan insanlar da bilsinler ki, ‘Cebinde Türkiye Cumhuriyeti kartı var. Bununla istedikleri zaman Türkiye’ye gidip gelebilirler ve Türkiye her zaman onların arkasında’ diye düşünürler” ifadelerini kullandı.
Anadolu’nun Her Yerindeyiz
Samsun’daki mübadillerle bir araya gelmenin heyecanını yaşadıklarını söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, “Ekonomik sıkıntılarının yüzlerine yansıyan halleri ile dimdik ayakta bu sefer iktisadi bağımsızlık savaşına hazır olduklarının izlenimi ile huzurunuzdayım. Bizi bağrına basan Samsunlu kardeşlerimize teşekkür ediyoruz. Bugün mübadillerin Samsun’a gelişlerinin 98. yıldönümü, ayrıca bugün Batı Trakya’da soydaşlarımızın 1988 ve 1990’da verdikleri büyük mücadelenin yıldönümü. Batı Trakyalı soydaşlarımız 29 Ocak gününe bizim toplantıya verdiğimiz adı veriyorlar ve bugünü Toplumsal Dayanışma günü olarak anıyorlar. Samsun’da böyle bir günde bir araya gelmemizin bir başka nedeni Anadolu’nun hayat damarları olarak değerlendirdiğimiz muhacir ve mübadillerin kurduğu sivil toplum kuruluşlarını dinlemek, onların anlattıkları ile bir çalışma takvimi oluşturmaktır. Cumhuriyet Halk Partisi, Balkan Masası çok kısa süre önce kurulmasına rağmen önce kendi örgütü içinde Balkan Masası sorumlularını belirledi, şimdi sivil toplum kuruluşları ile bir araya gelmekte aynı zamanda yerel yönetimler arası işbirliği ve kardeşliklerin geliştirilmesi için gayret ediyoruz. Balkan Masası, Balkanlara dini cemaatler üzerinden yapılan çalışmalara, ahbap-çavuş ilişkileriyle yapılan görevlendirmelere, ideolojik yaklaşımlara, yapılan hatalar sonrasında soydaşlarımızın Ankara’ya buğulu gözlerle bakmasına, kurumların eşgüdüm eksikliğine, yapılan işlerde süreklilik sağlanamamasına dur demek için kurulmuştur. Balkan Masası çalışmalarında kaynakları israf etmeyecektir. Kardeş belediyeleri ve AB kaynakları kullanacaktır. Bunları sivil toplumun gücü ile birleştirecektir. Mustafa Kemal Atatürk'ün soydaşlarımız ile ilgili söylediği, ‘Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Tarih bağı kurmamız lazım, folklor bağı kurmamız lazım. Bunları kim yapacak? Elbette biz’ sözü bizim yol izimizdir. Biz bunları nasıl yapacağız? Kardeş belediyeler kurarak, sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirerek hududun iki tarafında da faaliyetler yaparak. Atakum Belediyemizin de mübadillerimizin yoğun yaşadığı Samsunumuza bu vatandaşlarımızın geri geldikleri vatanlarından bir şehirle kardeşliği, bu yolda niyet mektubu bizi mutlu eder. Diğer belediye başkanlarımızın da böyle gayret içine girmelerini bekliyoruz. Ülke vatandaşlarının mutluluğu ve toplumsal dayanışmaları siyasilerin de karar almalarını, barış ikliminin yaşanmasını sağlayacaktır. Amasya, Çorum, Samsun, Sinop, Tokat, illerinden il başkanları ve belediye başkanlarımız var. Balkan dernekleri çatı kuruluşu Rumeli ve Balkan Dernekleri Konfederasyonu Başkanı ve temsilcileri var. Giresun’dan Sinop’a 30 mübadil ve dernek başkanımız var. Bu arkadaşlarımızla yapacağımız toplantı ile ortak faaliyet kararları alacağız. Bu müjdeleri de sizlerle paylaşacağız. Bugün sadece bu salonda değiliz. Bugün Gümülcine’deyiz, İskeçe’deyiz. Balkanlardayız. Yüzü aşkın Balkan Masası temsilcisi ile Anadolu’nun her yerindeyiz. Onlar bizleri çevrimiçi dinliyorlar. Atacağımız adımların, yapacağımız faaliyetlerin kararlarını bekliyorlar. Toplantının ev sahibi Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci’ye, toplantının organizasyonu ile yakından ilgilenen CHP Samsun İl Başkanı Fatih Türkel’e, Yunanistan’dan toplantımıza şeref veren milletvekillerimize, bölge Milletvekillerimize, il başkanlarımıza, Amasya, Samsun, Tokat Balkan Masası Sorumlularına, Rumeli Balkan Türkleri Konfederasyonu Başkanı Sn. Sabri Mutlu, KARDEF Başkanı Salih Meriç ve tüm dernek başkanlarımıza teşekkür ederim” diye konuştu.