MÜNAFIKLARIN TEMEL SİLAHI LAİKLİK DÜŞMANLIĞIDIR

Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl Başkanı Av

Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl Başkanı Av. Tufan Akcagöz, Hilafetin kaldırılmasının 94. yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yayınladı. Aradan geçen 94 yılın, çok iyi okunması gerektiğini dile getiren Akcagöz, “Halife, hainlerle işbirliği içine girmiş. Düşmanla ittifak yapmış. Memleketi kaderine terk etmiş. Benden sonra ne olacaksa olsun mantığıyla hareket etmiş. Esasen, Hilafet 3 Mart 1924 tarihinden çok önce ortadan kalkmış, işlevini yitirmiş. Elde bağımsız bir İslam coğrafyası da kalmamış. Osmanlı’dan kalan topraklar üzerinde bir var oluş mücadelesi vermişiz ve yeni Türk devletini kurmuşuz. 600 yıllık Osmanlı’yı yıkarak yapmamışız bunu. Osmanlı’nın küllerinden yeni bir devlet kurmuşuz. Bu devlet, yüzünü batıya dönmüş, çağdaş medeniyet seviyesini hedef almış. Elbette böyle bir atmosferde, Halife’nin de Hilafetin de yeri yoktur. Bu kurumun, İslam coğrafyası üzerinde bir hükmü ve gücü kalmamıştır. Bu şartlar altında, anlamını yitirmiş bir kurumun ilgası, bir zorunluluk halini almıştır. Ancak, bu tarihin bir başka önemi de, Laik Türkiye’nin kapılarını aralamış olmasıdır. Bu seküler hamleler, Laik bir sisteme geçişi hızlandırmıştır” dedi.
Cumhuriyet Türkiyesi’nin, yedi düvele ders vererek kurulduğunu hatırlatan CHP Samsun İl Başkanı Av. Tufan Akcagöz, “Milli mücadele, ölüm kalım savaşı demektir. Topyekün, var oluş, yok oluş demektir. Ya istiklal, ya ölüm mesajının anlamı budur. Dolayısıyla, sahip çıkmak zorundayız. Dünyaya örnek bir devlet kurduk. Ortadoğu sahasına uzanan bir coğrafyada, olmaz denileni başardık. Altı yüz yıllık istibdat düzeninin ardından, milli egemenliği esas alan bir rejim inşa ettik. Bugün, bizi ayrıştırmak isteyenler mutlaka vardır. Onlara karşı vereceğimiz en büyük cevap, laik Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmaktır. Laik Türkiye Cumhuriyeti, tüm dinlere, tüm inançlara aynı mesafede durur. Tüm dinlerin ve inançların koruyucusu, din ve vicdan özgürlüğünün teminatı olarak ortaya çıkan laikliktir. Bugün, bizi bölmek ve aramıza nifak sokmak isteyenlerin bir kısmının, laik Cumhuriyeti hedef almasının temel sebebi budur. Bugün ülkemizde, İslam dini ile ilgisi olmayan, koyu bir taassup içinde bulunan ve hatta teröre dahi kanalize olmayı görev bilen bir takım sözde dini referanslı gruplar olabilir. Bunlara karşı da çok dikkatli olmak zorundayız. Yine 3 Mart tarihinde gerçekleşen Tevhidi Tedrisat Kanunu ile, ülkede faaliyet gösteren tüm eğitim kurumları, Milli Eğitim Başkanlığı’na bağlanmıştır. Bu da büyük ve önemli bir hamledir. Cumhuriyet düşmanlarının en çok saldırdıkları kurum da işte bu tevhidi tedrisat düzenlemesidir. Bu düzenlemeyle birlikte, laik ve bilimsel eğtimin temelleri atılmıştır. Eğitimin tek elden idaresi, farklı grupların kötü niyetini bertaraf etmiş ve ülkede de birliğin sağlanmasına vesile olmuştur. Münafıkların temel silahı, laiklik düşmanlığıdır. Düşman saldıracak, biz koruyacağız. Bugün, her zamankinden çok sahip çıkmamız gereken şey, 100 yaşına yaklaşmış olan, laik Türkiye Cumhuriyeti ve kökleşmiş laiklik kazanımlarıdır. Bu değerlere, millet olarak sahip çıkmalıyız ama en çok kadınlarımız sahip çıkmalıdır. Çünkü laik Türkiye, kadını esaretten kurtaran projelerle doludur. 3 Mart tarihi, tüm milletimiz için bir düşünme, geçmişe yönelik değerlendirmelerde bulunmak için de önemli bir tarihtir” diye konuştu.