Müslümanların Kâbe'de olması, ağırlığı ve sorumluluğu

Müslümanların Kâbe'de olması, ağırlığı ve sorumluluğu yüksek bir misafirliktir

Müslümanların Kâbe’de olması, ağırlığı ve sorumluluğu yüksek bir misafirliktir.
Hac ve Umre ibadeti vesilesiyle Kâbe’ye misafir olanlar, bu misafirliğin ağırlığı altında ezilirler.
Ama misafirliğin onur ve gururuyla da sevinirler.
Kâbe’ye misafir olmak ne kadar şerefli bir duygu ve lütufsa, o şerefe layık olmak da bir o kadar zorunluluktur.
Müslümanların günlük ibadeti namaz, kıbleye dönülerek ihya edilir.
Kötülükleri engelleyen namaz ibadeti, dostlukları da kuvvetlendirir.
Müslümanlar, kılmış oldukları beş vakit farz namazla, günde beş defa Kâbe ile hasbi hal ederler.
Usul şartları denen tadil-i erkânına riayet edilerek, Allah c.c.a karşı sorumluluk bilinci ile kılınan namaz, sahibini Arş-ı Ala ‘ ya taşır.
Kâbe’nin devamı olan Beyt-i Mamur ve nihayeti Arş -ı Alá, bir kul için takvaya erişmenin garantisidir.
Beş vakit namazın, her vakti kendi içinde farklı öneme haizdir.
Sabah namazının, diğer vakitler arasındaki farkı ve önemi, bu namazla güne başlanmış olmasıdır.
Sabah namazı, günün sigortasıdır.
Şeytani işlerden uzak olabilmenin en güçlü garantisi namazdır.
Namazları camide, cemaatle kılmak Peygamberi bir sünnettir.
Namazları Kâbe’ye doğru kılmak, namazın farzlarındandır.
Kişi nerede namaz kılarsa kılsın yönünü Kâbe’ye döner.
Namazın kıblesi olan Kâbe’de namaz kılmak, ancak Mescid-i Haram’da bulunmakla mümkündür.
Kâbe’nin cemaati; Müslümanların renk, tahsil, imkân, makam, konum ve pozisyon açısından aralarında her hangi bir fark ve üstünlüğün olmadığını yansıtan fotoğraflarıdır.
İslam’a göre üstünlüğün, takva’da olduğunun görüldüğü yerlerden birisi, Kâbe imamının peşindeki namaz saf’larıdır.
Sabahın rahmet ve bereketi, öylesine hissediliyor ki Mescid-i Haram’da, adeta bereket yağıyor semadan Mescid-i Haram’daki cemaat saf’larına.
Sağınızda siyahi bir genç, solunuzda sakalı ağırmış yaşlı bir Pakistanlı, ön safta Yemen’li, arka saf’ta Filistin’li, tam bir kardeşlik karesi oluşturuyor.
Dilleri ve renkleri farklı insanlar gözleriyle konuşup, işaretlerle anlaşıyor Kâbe etrafında.
Kâbe’de her namaz farklı bir tat veriyor kılanlara ama sabah namazının ayrı bir güzelliği var Mescid-i Haram’da.
Yüzbinlerle beraber, görüş alanınız içinde Kâbe, adeta uçuyor insan. Birden bire de, bu nimet ne kadar büyük bir sorumluluk gerektirir diyor ve silkiniyorsunuz.
Rabbim her Müslümana, Beytullaha misafir olmayı nasip etsin.
Her Beytullah misafirine de, nereye misafir olduğunu tefekkür etme erdemliliğini lütfetsin.
Bu sabah namazında, diğer zamanlardan çok daha farklı  hissettim Kâbe’ye sağanak sağanak yağan rahmeti.
Gönlümdeki duygu ve bunu sağlayan bereket kadar çoktur ki, kelimelerle ifade edemiyorum.
Sabah namazının rahmet ve bereketi her yerde çoktur ama Kâbe’de sabah namazı bir başkadır.