Neslihan Hancıoğlu'nun 30 Ağustos Mesajı
Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün başkomutanlığında emperyalizme karşı yürüttüğümüz bağımsızlık mücadelesinin, askeri açıdan zaferle taçlanışının 99. yılını, ulus olarak büyük bir onur ve gururla karşılıyoruz.
Ancak 30 Ağustos, sadece askeri bir zafer olmanın ötesinde; kayıtsız şartsız milletin olacak olan "egemenliğe” kapı aralayan tarihi bir dönüm noktasıdır. Mustafa Kemal Atatürk, bu büyük zaferin hemen ardından Meclis'te yaptığı konuşmada işte bu durumu şöyle nitelemiştir:
‘Bugün artık Misak-ı Milli’nin çizdiği sınırlar içinde, mutlu, rahat ve hür yaşamak için her ne gerekse, bunların hepsini elde edeceğiz. Düşman elleriyle viran olmuş ve milletimiz tarafından her köşesini kurtarmak için seve seve can verilmiş ve çocuklarımızın kanıyla sulanmış olan yurdumuzun ufkunda, artık barışın tatlı güneşi gecikmeyecektir...’
İşte bu sözler, bir anlamda ulusal egemenliğe dayalı, bağımsız, çağdaş bir devlet inşası hayalinin, Cumhuriyet devriminin işaret fişeği olmuştur.
Bağımsızlığımızı ve Cumhuriyetimizi işte böyle bir mücadelenin üzerine inşa eden büyük milletimiz; şartlar ne olursa olsun tarih boyunca o büyük ideallerinden, yani özgürlüğünden, adalet arayışından ve huzur isteğinden asla taviz vermemiştir ve vermeyecektir. Bugün uygulanmaya çalışılan ‘şahsım hükümet modeli’yle, milletimizin bu ideallerine darbe vurulmuş olsa da eninde sonunda kazanan Cumhuriyet Devrimi olacak, Türk Milleti olacaktır. Türk milleti, büyük bir kararlılıkla “Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” ülküsünü savunmaya devam edecek; hukuku, liyakati ve cumhuriyet değerlerini ilelebet var edecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle;
Başta, büyük askeri dehasıyla 30 Ağustos Zaferi’ni milletimize kazandıran, geleceğimizi aydınlatan meşaleyi yakan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile hayatlarını bağımsızlığımız, Cumhuriyetimizin varlığı için feda eden kahramanlarımızı rahmetle anıyor; ulusumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı ve şanlı ordumuzun "Türk Silahlı Kuvvetleri Günü"nü kutluyorum.”