NURİYE VE SEMİH ÖLÜYOR!

Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl Başkanı Av

Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl Başkanı Av. Tufan Akcagöz, KHK ile işlerinden uzaklaştırılan Akademisyen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için konuştu. Gülmen ve Özakça'nın, yayınlanan bir Kanun Hükmünde Kararname ile hukuksuz bir şekilde ihraç edildiğini dile getiren Akcagöz, " Bu iki eğitimci, hukuksuz bir şekilde işlerinden uzaklaştırıldı. Olağanüstü hal rejimi olmasa bu mümkün mü? Bu ihraçların, FETÖ ile mücadeleyle ne alakası var? Bu iki insan FETÖ'cü mü? Hak arama yolu da kapalı. Bu iki eğitimci, bu hukuksuzluğa dikkat çekmek için ölüm orucuna başladı. Ankara'da gerçekleştirdikleri eylem sona erdirildi ve 'şayet tutuklanmazlarsa yargıyı etki altına alabilecekleri' gibi garip bir gerekçeyle tutuklandılar. Cezaevinde, açlık grevine devam ediyorlar. Vücut fonksiyonlarının zayıfladığını, ölüme doğru bir adım daha yaklaştıklarını görüyoruz" dedi.
Olağanüstü Hal rejiminin, büyük bir mağduriyet doğurduğunu ifade eden Tufan Akcagöz, " Açlık grevini ortadan kaldırmak için, işe iade süreci çabuklaştırılmalıdır. Hukuksuzluğa son verilmelidir. Bir insan, hayatıyla ilgili ve yaşamını sona erdirecek bir eylemi kolay kolay göze almaz. İnsan kolayca kendisini ölümün kucağına bırakmaz. Bunun için, bu iki eğitimci başta olmak üzere, bu sürecin yarattığı mağduriyetler derhal ortadan kaldırılmalıdır. Resmî gazetede yayınlandı ve insanların bu tip mağduriyetlerini giderecek bir komisyon hayata geçiriliyor. Aradan 1 yıl geçti. Bu 1 yıl, birçoğu için, haksız şekilde muamele görenler için çok zor geçti. Asıl suçluların bir kısmı belki hala dışarda. Türkiye, hukukun egemen olduğu bir ülke olacaksa, adaleti tesis etmek zorundadır. Bunun için de, vatandaşın haklı mağduriyet taleplerine kulak vermek zorundadır. İşe, durdurulmazsa sonu ölüme varacak bir eylem yaparak hukuksuzluğa dikkat çekmek isteyen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile başlanmalı, işlerine ve görevlerine iade edilmelidirler. 130 gündür açlık grevindeler ve vücutları buna ne kadar dayanır bilinmez. Devlet, ölürlerse ölsünler diye bakamaz. Söz konusu olan, mağdur olan iki insanın hayatıdır. Onlar ölürse, vicdanlarda açacağı yarayı tarif etmek mümkün değildir" diye konuştu.