OMÜ'lü Doç. Dr. Buğra'dan Büyük Başarı

OMÜ'lü Doç. Dr. Buğra Genç'in Dâhil Olduğu İskoçya Hükümeti ile Aberdeen ve Edinburgh Üniversiteleri Ortaklığındaki Projeden Önemli Çıktılar Elde Edildi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Veteriner Fakültesi Laboratuvar Hayvanları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Buğra Genç’in araştırmacı olarak yer aldığı ve İskoçya Hükümeti ile Aberdeen Üniversitesi ve Edinburgh Üniversitesi ortaklığında yürütülen projedeki araştırmada önemli bulgular ortaya çıkmaya devam ediyor.
Projede Doç. Dr. Buğra Genç, otçul hayvanların sindirim sisteminde yaşayan ve gizemli birçok yanı hâlen aydınlığa çıkarılamamış olan metanojen arkelerin tespitine yönelik araştırmada görev aldı.
Elde edilecek veriler; modern hayvancılıkta farklı besleme prosedürlerinin oluşturulması ve hayvancılık politikasında yapılacak yeniliklere ışık tutması bakımından çok önemliydi
İçinde bulunduğu projenin hedefinden bahseden Doç. Dr. Buğra Genç “Projenin nihai amacı küresel ısınma sorununda payı olan modern hayvancılık hareketlerinin etkisini azaltmak, geviş getiren (ruminant) hayvanların sindirim sisteminin bilinmeyen yönlerini yeni moleküler yöntemlerle ortaya koymak, süt üretiminde büyük bir sorun olan ve hayvan sağlığını tehdit eden subakut ruminal asidozis hastalığını önlemek ve daha sağlıklı hayvansal insan gıdası ürünleri elde etmeye yönelikti. Elde edilecek veriler; modern hayvancılıkta farklı besleme prosedürlerinin oluşturulması ve hayvancılık politikasında yapılacak yeniliklere ışık tutması bakımından çok önemliydi” dedi.
Bulduğum sonuçlar oldukça heyecan vericiydi
Projenin çok safhalı bir araştırmayı kapsadığını belirten Doç. Dr. Genç, devamında “Araştırma; içinde bulunduğum ekibin, arkeleri yeni moleküler yöntemler sayesinde tespit etmesiyle başladı. Farklı merkezlerde yürütülen ve çok sayıda farklı araştırma sonuçlarının değerlendirildiği bu büyük projede; geviş getiren hayvanların sindirim sisteminde bulunan ve metan salınımı yoluyla küresel ısınmada payı olan arkelerin tespitine yönelik yeni yaklaşımları kullanarak çalışan ilk kişi olarak, görüntülenmesi ve tespiti oldukça zor olan bu canlılar ile ilgili bulduğum sonuçlar oldukça heyecan vericiydi” şeklinde konuştu.
Az sayıdaki çalışmalardan ötürü söz konusu proje ve araştırma değer taşıyor
Araştırmaya konu olan hayvanlar hakkında bilgi veren OMÜ’lü akademisyen Genç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Araştırmada inek (bos taurus), koyun (ovis aries), ren geyiği (cervus elaphus) ve kızıl geyiklerin (rangifer tarandus) mide içeriklerinden alınan örneklerde tüm gen dizilimlerinin (metagenomik) analizlerini yaptık. İneklerde ve koyunlarda bu teknikleri kullanarak sindirim sistemi mikrobiyal yaşamını inceleyen az sayıda çalışma bulunmakta. Bununla birlikte, tarımsal açıdan daha az önemli olabilen ancak endüstriyel önemdeki enzimlerin çeşitli biyokimyasal rezervuarını üreten mikroorganizmalara sahip diğer geviş getiren türlerdeki mikrobiyal yaşamı karakterize etmek için yapılan araştırmalar oldukça sınırlı. Proje konusu ve gerçekleştirilen araştırma bu bakımdan da değerli.”
Elde edilen bulgulara, farklı kongrelerde ve saygın bilimsel dergilerde atıf yapılıyor
Konuşmasında araştırma sonuçlarına odaklanan Doç. Dr. Genç, bu sürece dair “Çok uzun zamana yayılan proje çalışmaları hâlen meyve vermeye devam ediyor. Bu yıl içinde elde ettiğimiz sonuçlarla birlikte 16 mikrobiyal şubeden kaynaklı 391 gen dizilimiyle (metagenom) birleştirilmiş bir dizilim (genom) oluşturduk. Oluşturulan genomları, erişilebilen diğer mikrobiyal genomlarla karşılaştırdık ve bunların 279 yeni tür içerdiğini bulduk. Bu şekilde mideden elde edilen ve kültürü yapılmamış çok sayıda genoma (RUG) da erişilmiş oldu. Ayrıca mikrobiyal sınıflandırma çeşitliliği ile karbonhidrat aktif enzim genleri farklılıklarına rastladık. Kyoto veri bankasındaki (KEGG) mevcut bilgilerden farklı geviş getiren türlerdeki mikrobiyal canlılar arasında önemli farklılıklar bulduk. Uzun süreçte elde ettiğimiz bulgular; bir taraftan farklı kongrelerde sunulurken, diğer yandan saygın bilimsel dergilerde yer almaya devam ediyor” açıklamasında bulundu.
Proje verileri sayesinde kullanılabilecek bir genom seti oluştu
Proje çalışmaları sonucunda ulaşılan verilerle bir genom seti oluştuğunun altını çizen Genç, konuşmasını “Bu proje kapsamında elde edilen verilerle gelecekteki metagenomik çalışmalarda referans veri seti olarak başvurulacak ve erişilebilir diğer mide mikrobiyal canlılarının genomları ile kombinasyon hâlinde kullanılabilecek bir genom veri seti oluştu. Ülkemizde de söz konusu gelir hayvanlarının sindirim sistemi mikroorganizmaları üzerine metagenomik araştırmalara açık çok fazla konu var. Umuyorum ki araştırmamız ülkemizde de bu alanda çalışmak isteyenlere de faydalı olur” sözleriyle tamamladı.