Özdağ İl Başkanlığına adaylığını Açıkladı
Mehmet Özdağ, CHP Samsun İl başkanlığına yaptığı basın toplantısı ile adaylığını açıkladı.
Sayın İl Başkanım, Belediye Başkanım, Partimizin değerli yöneticileri, Gençlik ve Kadın Kollarımızın değerli başkanları-üyeleri, değerli partili yoldaşlarım, emek-meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin değerli temsilcileri, değerli konuklar, değerli basın emekçileri hepinizi saygıyla selamlıyorum, hoş geldiniz.
Sizlere kısaca kendimi tanıtmak isterim
Çarşamba 1966 doğumluyum. Elektronik Mühendisi olarak bilişim ve enerji iş kollarında profesyonel meslek yaşantımın tümünü Samsun’da geçirdim. Elektrik Mühendisler Odası Samsun Şubesi Başkanlığı ve Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeliklerinde bulundum.
Uzun zamandır Samsun’umuzun çevre ve kent sorunlarına karşı etkin ve örgütlü bir mücadelenin içerisindeyim. Bu mücadeleyi akademik olarak yükseltmek için halen Çevre Mühendisliği, Çevre Yönetimi alanında Yüksek Lisans sürecimi sürdürüyorum.
Partimizin enerji, bilişim ve çevre politikalarının halktan, doğadan ve emekten yana kamusal anlayışla oluşturulması için çalışmalar yaptım ve halen yapmaktayım.
2018 ve 2023 seçimlerinde iki kez Partimizin Samsun Milletvekili Adayı olma onurunu yaşadım.
Neden İl Başkanlığına Aday Oldum?
Bu yıl 9 Eylül’de yani bir ay sonra Partimizin 100. Yaşını kutlayacağız. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından 6 Ok ile temeli atılan, görkemli tarihi ve kurumsal yapısıyla Partimiz, Cumhuriyet tarihinin ve belki de dünya siyasal partiler tarihinin en dirençli siyasal örgütüdür.
Geride bıraktığımız seçimlerde Atatürk'ün Kurtuluş Mücadelesinin ilk adımını attığı Samsun'umuzda partimizin hedeflediği oy oranının oldukça altında kalınması; AKP’nin 21 yılda yalanlar üzerine inşa ettiği rüşvetçi, talancı, adaletsiz otoriter saray rejimine ve kontrolsüz mülteci akınına maalesef son verilememesi ve üstüne üstlük TBMM’de tek vekille temsil ediliyor olmamız hepimizi derinden üzmüştür.
Ancak bu seçim sonuçlarına rağmen Cumhuriyet Halk Partisi ülke genelinde olduğu gibi Samsun’da da toplumun her kesimiyle konuşabilen, toplumun tüm kesimlerinin referans noktası olan tek siyasi partidir.
Kamu kaynaklarının yağmalanmadan bir hak olarak yurttaşa ulaştırılması, gerici uygulamaların sona ermesi, kadın özgürlüğü, emeğin örgütlenerek kendi ifade edebilmesini savunmak da bana göre Cumhuriyet Halk Partili olmanın temel koşulu olmalı.
Ve yine Partimiz çevrenin, doğal kültürel mirasımızın korunmasında da yüksek duyarlılık gösteriyor. Akbelen Ormanlarının hukuk çiğnenerek yok edilmesi ve yöre halkına kanunsuz şiddet uygulanmasının araştırılması amacıyla bugün saat 15.00 da TBMM’nin olağan üstü toplanmasını sağlayarak bunu da bir kez daha göstermiş. Meclisin olağan üstü toplanmasında küçük de olsa payım olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.
Partimizin ülkemiz için önemi ortadayken, Samsun'un doğasına, sosyal yaşamına, kültürüne düşmancasına hareket eden ve şehrimizi yönetilemez bir noktaya getiren yönetim anlayışına karşı Samsun Halkının onurla sürdürdüğü var olma mücadelesinin yanında olmak ve bu mücadelede daha fazla sorumluluk almak da bizlere düşen tarihsel sorumluluk haline gelmiştir.
Çünkü bizim ruhumuzda dayanışma vardır ve kalbimiz sol’dan atar.
Eşitsizliğe, yoksulluğa, sömürüye ve gericiliğe karşı duruşun ve mücadelenin odağında olan bir CHP’nin ve böyle bir Samsun örgütünün neferi olmak, bu duygu ve düşüncelere sahip partililerimize yoldaşlık yapmak için yola çıktım.
Toplumun tüm kesimlerinin referans noktası olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin hızla yaklaşan yerel seçimlerde Samsun'dan başlayarak tüm Karadeniz'de birinci parti olması gerçekçi bir hedef olarak partimize gönül vermiş herkesin ortak hedefi olmalıdır.
Atatürk'ün kurduğu, Cumhuriyet'in en köklü partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi ve onu neferi olan bizler, bunu başaracak güce sahibiz. Bu gücün farkında olarak cesaretle ve büyük bir özgüvenle Partimizi Samsun’da birinci parti yapabilmek için yola çıktım.
Değerli partili yol arkadaşlarım;
Kısa zaman diliminde Partimizin görevlendirmesiyle iki genel seçim, üç cumhurbaşkanlığı seçimi, bir yerel seçim sürecinin tam olarak içinde yer aldım.
Şunu gördüm; parti pankartları ve afişleriyle kenti donatan, el ilanlarımızı dağıtan, sahada çalışan adaylara gerektiğinde göğsüyle koruma kalkanı olan gençlik kollarımızın, ev ev kapı kapı dolaşan kadın kollarımızın emeğinin değerini sahada yaşayarak gördüm. Onlar olmadan seçim başarısının imkânsızlığını gördüm.
Gençlik Kollarında ve Kadın Kollarında görev alan parti emekçilerimizi; listeler yapılırken sadece kota doldurmaya, seçim dönemi bayrak asmaya, kapı kapı ev ziyaretleri yaptırmak için hatırlanan gruplar olmaktan çıkartmak zorundayız.
İşte bu nedenledir ki; parti içi demokratik katılım kanallarını açık tutarak, kadınların ve gençlerin kendilerini ifade edebilme özgürlüğü içerisinde siyasetin ana öznesi olabilmelerini sağlamak için yola çıktım.
Değerli yol arkadaşlarım;
Emekten, doğandan, toplumdan yana demokratik katılımcı bir değişim ve dönüşümün parti içi mücadelesini yaparken; Parti bütünlüğüne zarar verecek hareketlerden kaçınmak, başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere herkesin saygınlığını korumak, açık olmak ve parti hukukuna uymak temel politikamız olacak.
Dedikodu ve itibarsızlaştırma gibi insan onurunu rencide eden hiçbir çabaya destek vermeyeceğim, partimiz için samimiyetle çalışan herkesin önemli ve değerli olduğunu davranışlarımla ve yönetim anlayışımla ortaya koyacağım.
Bu açıklama için neden ilçe kongrelerini beklemedim?
Bireysel beklentiler ve küçük grup-hizip ilişikleri üzerine kurgulanan bir siyaset tarzına karşı toplumsal değerleri öne çıkaran, halkın yaşamsal taleplerini merkezine alan bir siyaset anlayışını hâkim kılmak için yola. Çıktım. Kongre süreçlerini tamamlayarak göreve seçilen ilçe Başkanlarımızı ve Yönetim kurullarını tebrik ediyorum, bundan sonra seçilecek İlçe Başkanlarımıza ve Yönetim Kurullarına da şimdiden başarılar diliyorum.
Son olarak;
Bizler sessiz çoğunluğun sıradan, özel olmayan insanları, ortak bir taleplerimiz var;
Bizler Ülkemizin dağları, ovaları, denizleri, ormanları satılsın istemiyoruz,
Kurumları çalışsın, orman yangınında uçakları havalansın, Kızılay depremde barbunya pilaki satmasın,
Bizim oylarımızla seçilen siyasiler 50 araçlık konvoyları ile caka satmasın, iş isteyen gence dilenci gibi para verip kaçmasın.
Bizler, mutlu, başarılı güzel bir ülke olalım istiyoruz.
Bunu ancak; farklılığımızı gözeterek, korkmadan, hakaret etmeden birbirimizin gözlerinin içine bakarak konuşursak başarabiliriz.
Biliyoruz ki ”kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”
Son söz “hayat hakkımız mücadelemiz kadardır”
Sizleri birlikte mücadeleye davet ediyorum.
Saygılarımla.