Paralı Askerlik...

ULUS DEVLET'LE SORUNU OLANLAR ve 'PARALI ASKERLİK' 'Paralı Askerlik' bedelini ödemek suretiyle askerlik yapmamak… 'Paralı Asker' ise

ULUS DEVLET’LE SORUNU OLANLAR ve ‘PARALI ASKERLİK’

Paralı Askerlik” bedelini ödemek suretiyle askerlik yapmamak

Paralı Asker” ise parası karşılığı asker olmak…

ikisi birbirinden farklı kavramlar;

Bugün ülkemizde “paralı askerlik”, bedelli askerlik tartışmaları ile “paralı asker” yani “profesyonel ordu” tartışmaları birlikte gündeme getiriliyor…

Paranın askeri” ise; küresel güçlerin, özellikle ABD, Fransa gibi ülkelerin amacı savaşmak olan özelleşmiş ordularının uzantıları “özel savunma şirketleri”ne bağlı askerler olarak tanımlanıyor...

Paralı/bedelli askerlik” ile varacakları son nokta maalesef bir ABD modeli olan “özel savunma şirketleri” aracılığıyla sadece “paranın askeri” olmaya kadar gidiyor…

Zorunlu askerlik ağır ve kutsal bir yükümlülük olsa da “Ulus Devlet”in temel taşlarından birisi…

Hal böyle olunca “ulus devlet ile sorunu olanlar”ın sürekli olarak “paralı asker” söylemlerinin altında başka bir neden aramak gerek!

Tarihte paralı askerlik, milliyetçilik akımı ortaya çıkana kadar yaşamaya devam etmiş, ulus-devletlerin oluşması/yaygınlaşması sonrası paralı askerlik gözden düşmüştür.

1789 Fransız Devrimi tüm Avrupa ve Batı dünyasına milliyetçilik ideolojisini yayarken herkesin ülkesi için askerlik yapması ve savaşması gerektiği ve başka bir bayrak altında savaşanların onursuz olduğu görüşü de yaygınlık kazanmış.

Fransız Devriminden sonra paralı askerlik hizmeti ahlaksızlık olarak görülmüş ve paralı askerlerin kullanılması sert tepkilere neden olmuş…

***

Ulus Devlet” ve “Üniter Devlet” yapısını tartışanların, tartışmadan hemen sonra dile getirdikleri “Paralı asker” tartışmasının devamında gelinmek istenen noktalar değişik zamanlarda medyaya sistematik olarak konu edildi…

Bu tartışmaların başında, “Paralı asker şehit olur mu?” tartışması var ki toplumu derinden yaralayabilecek ve temel değerlerini yerinden sarsabilecek hassas bir konu…

Hele ki; PKK borazancılarının “Askerliğin zorunlu olduğu yerde şehitlikten bahsedilemez” sözlerinin tartıştırıldığı bir dönemde ulemanın/ilahiyatçıların da; “Paralı asker şehit olmaz ancak terör mağduru olur” anlayışı ülke adına sakat bir zihniyetin sonucu gibi görünüyor.

***

Zorunlu askerliği sadece “masraf”, “iş gücü kaybı” olarak görenler,

Ordudaki kendince asker fazlalığını “etten duvar” olarak nitelendirenler,

Askerin muadilini “teknoloji” olarak görmek isteyenler,

Askerliği “Amerikan filmlerindeki gibi” bir düğmeye bağlı sananlar,

Zorunlu askerliği “zorla askerlik” gibi göstermeye çalışanlar,

Ulus devlet ile hesaplaşmak ve yıkma hedefinde “Milli ve güçlü bir ordu”yu tehdit olarak görenler,

“Muvazzaf asker” ile “paralı Asker” arasındaki farkı görmek istemeyenler,

Sürekli olarak “bedelli askerlik peşinde koşanlar” günü geldiğinde “paralı askerlik” ve devamında “paralı asker” yapısının ulus devlet yapısını ve üniter devleti nasıl zora soktuklarını görecekler…

***

Ordu profesyonelleşmeli,

Muvazzaf askerlik kurumu geliştirilmeli,

Zorunlu askerlik adaletli ve bölge gerçekleri doğrultusunda makul sürelerde olmalı.

Bölgemiz ülkelerinde ortalama zorunlu askerlik süresinin 22 ay olduğunu unutarak “zorunlu askerliğin muadili paralı askerliktir” algısı da asla oluşmamalıdır…

Oluşur ise; düzenli ve yasal ordular, yerlerini daha tecrübeli, daha profesyonel ve tabii ki, daha hukuk dışı bir sistemle çalışan paralı askerlere bırakıverirler…

Bu aşamada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta “paralı asker” kurumunun bir sonraki aşamasının “paranın askeri” olduğunu “Black Water” veya “DynCorp” gibi günümüz örneklerine bakarak görebilmektir…

Yani işler bir gün “Her şey Vatan İçin” den “Her Şey Para İçin” e gelir mi veya “birileri bu aşamaya mı gelmemizi istiyor?” diye düşünmeliyiz…

Unutmayalım ki; Ulus Devlet ile sorunu olanların ilk hedef gösterdikleri yer maalesef “Peygamber Ocağı” olarak gördüğümüz askerlik kurumu…

Not: Paralı asker konusunda yorum yapan, zorunlu askerlik yerine paralı askerliği önerenlerin, ya “ulus devlet” ile sorunu olanlar ya da “askerlikten kaçmak/yapmamak için” mazeret üretenler olduğunu görmek beni bir hayli düşündürdü…