PARANIN NE ÖNEMİ VAR! MÜHİM OLAN İNSANLIK…

PARANIN NE ÖNEMİ VAR! MÜHİM OLAN İNSANLIK… KALAN SAĞLAR BİZE YETER! Aslında sorgulanması gereken Türk futbolu nereden besleniyor sorusudur

PARANIN NE ÖNEMİ VAR! MÜHİM OLAN İNSANLIK… KALAN SAĞLAR BİZE YETER!

Aslında sorgulanması gereken Türk futbolu nereden besleniyor sorusudur. Bu sorunun cevabı çok basit olsa. Türk Futbolunu yönetenler şimdi başlarını ellerinin arasına alıp düşünmesi gerekir. Bu olaylar Trabzonspor Fenerbahçe arasındaki olaylar değildir. Türkiye’de ilk defa bir müsabaka tatil edilmiyor. Türkiye’nin neresinde olursa olsun bu ve buna benzer olaylar her hafta onlarca olmakta. Ancak göz önünde olanlar görülebiliyor.

Futbol federasyonuna bağlı tüm lig maçlarında yaşanan olaylar öyle yutulur gibi değil. Her hafta yaşanan olaylar medya tarafından gösterilmediği için veya ekonomik rant değeri olmadığı için gündeme gelmiyor. Bu sadece seyirci meselesi değil. Sahada futbolcuların birbirleri ile tekme tokat kavgaları! Şeref tribünü dediğimiz sözde elit insanların (Valiler, Bakanlar, Federasyon başkan ve yöneticileri, hâkimler, savcılar vs.) olduğu bir yerde birbirleri ile olan münasebetleri, küfürler kavgalar! Taraftarların birbirleri ile yaptıkları meydan savaşları! Ölenler, yaralananlar, sakat kalanlar! Medyanın şişirme manşetleri, olmayan beyanatları olmuş gibi servis yapmalar! Para için her şeyin mubah olduğu bir yerde…

Yalan, dolan ne ararsanız bu sektörde! Böyle bir yerde siz sevgiden, centilmenlikte, spordan, eğitimden, ahlaktan vs. bahsedebilir misiniz? Bu iş basit insanların işi olmasa gerek.

Olaylı Trabzonspor Fenerbahçe maçından sonra etkili ve yetkililerin beyanatları ile spor yazarlarının köşe yazıları her şeyi apaçık ortaya koymakta.

Trabzon valisi Abdülcelil Öz’ün açıklaması:

Spor Toto Süper Lig'in 24'üncü haftasında Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında oynanan maç sonrası çıkan olaylar hakkında Trabzon Valisi Abdülcelil Öz, açıklamalarda bulundu. Vali Öz; "Her yerde olduğu gibi biz de bu maç için gerekli önlemleri aldık. Burada 1 hafta öncesinden önlemler aldığımız haberleri gerçek dışıdır. Ancak, buradaki atmosferi tahmin ettik ve ona göre müdahale ettik. Keskin nişancıları çatılara yerleştirdiğimiz haberleri de gerçeği yansıtmıyor" dedi. Abdülcelil Öz; "Fenerbahçe ile olan gerginlikten dolayı ferdi bazı olayların olacağını tahmin ediyorduk, belli aşamaya kadar da herhangi bir sorun yaşanmadı. Biz Valilik olarak gerekli önlemleri aldık, Trabzon'daki olumlu havanın devam etmesi için elimizden geleni yaptık. Sağduyulu insanların devreye girmesiyle olaylar yatıştırıldı. Belli tepki grupları vardı ve bunların da duyumlarını aldık, gerekli önlemleri de aldık. Zaten olaylar da sahaya atılan yabancı maddelerden kaynaklandı. Yaşanan olaylarda Valiliğin herhangi bir zaafı kesinlikle yoktur. Organize bir yapı yoktu, yanlış ifadeler kullanmamak gerekir"  Öz, maç öncesi, maç esnası ve maç sonrası güvenlik tedbirleri için 400’ü özel güvenlik olmak üzere toplam bin 546 personel görevlendirildiği belirtildi. Fenerbahçe ve Trabzonspor’un stadyuma gelişleri esnasında daha önceden belirlenmiş tedbirlerin uygulandığının ifade edildiği açıklamada, "Maç sonrası her iki takım kafilesinin güvenli bir şekilde stadyumdan çıkarılmaları sağlanmıştır. Maç sonrasında meydana gelen olaylarda bazı güvenlik görevlileri çeşitli yerlerinden hafif şekilde yaralanmıştır. Maç öncesi, 6222 sayılı Sporda Şiddeti Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında 14 şahıs hakkında cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur. Olaylar esnasında 4 resmi araç, 2 özel araç, bir ambulans hasar görürken, çevrede bulunan bazı iş yerlerinde kısmen maddi zarar meydana gelmiştir" dedi.

Spor yazarları olaylı karşılaşmayı değerlendirdi.

Ahmet Çakar: İlk devrenin son dakikasında Trabzonspor sol çaprazdan bir serbest vuruş kazandı. Oyuncuların neredeyse tamamı Volkan'ın koruduğu kalenin önünde... Ve işte o dakikalarda sahaya yine patlayıcılar yağdı. Bülent Yıldırım da maçı haklı olarak tatil etti. Bu işte yüzde yüz provokasyon var. Akıllı Karadenizli bu maçı tatil ettirmez. İlk devrenin sonunda maçı tatil ettirmek demek, Fenerbahçe'nin hükmen kazanması demek. Oysaki koskoca bir 45 dakika daha vardı. Trabzonspor pekâlâ beraberliği yakalayıp Fenerbahçe'ye iki puanlık bir zayiat verebilirdi. Peki, şimdi ne oldu? Sayın Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'na sormak lazım; "Fenerbahçe'yi şampiyon yapmamak için elimizden gelen her şeyi yapacağız" demişti. Ama dün gece bazı Trabzonspor taraftarları Fenerbahçe'yi şampiyon yapmak için ellerinden geleni yaptılar.

Erman Toroğlu: Ben bir tek Caner'e hayret ediyorum. Magazin basınından köşe bucak kaçan Caner aynı şekilde tribünlerden de kaçıyor. İyi güzel de Caner kardeşim korner atmaya gidiyorsun, yarım metre yanında yardımcı hakem duruyor. Ne atılıyorsa hepsi sana geliyor. Sen de elektrik tellerine takılmış adam gibi sıçrıyorsun. Yardımcı hakeme hiç bir şey gelmiyor. Tribünden bu yabancı maddeleri atanlar Sırbistan'da eğitim görmüş olmalı. Hepsini sana atıyorlar. Hiçbiri yardımcı hakeme gelmiyor. Futbolcu adam mert olur Caner. Sana yakışmıyor. Sen bunları yaparak şunu söylüyorsun, "Ben sizi tahrik ediyorum, biraz daha atın". Bunlara gerek yok. Yarın futbolu bırakınca futbol âleminde nerelerde kalacaksın onu düşün.

Güntekin Onay: TRABZONLU dostlarımız yaşananlardan utanıyor, üzülüyor ve bu yazıyı okuyanlar belki de soracaklardır: “Peki öyle diyorsun da hangi medeni hukuk ülkesinde şike cezasız kalır?” O farklı bir konu. Dün yaşananların hiçbir şekilde izahı ve mazereti olamaz. Şiddetle adalet sağlanmaz. Hak aranmaz. F.Bahçeli bir sporcunun başına bir şey gelmiş olsa bunun hesabını da kimse veremezdi.

Ali Ece: 3 Temmuz 2011’de bir operasyon yapıyorsan, hukuki neticesi de nihai olarak lehte ya da aleyhte en geç 3 Ağustos 2011’de belirlenmez ise futbol statlarına zehir olarak 3 değil 333 katı döner!  Ülkede kim futbolun bu hale gelmesine sebep olduysa sadece öbür dünyada değil bu dünyada da cezasını en ağır şekilde çekmesini tüm kalbim ve aklımla diliyorum. Futbolda gelişmiş ülkelerde bu koltuklarda oturmak değil koltukların olduğu o odalarda cansız masa olarak dahi içeriye sokulmayacak kişilerin futbolumuza yön vermesi daha doğrusu verememesi daha ne kadar devam edecek?

Ömer Üründül: Trabzon seyircisi her şeyden önce kendi takımlarını da mağdur etti. Onların daha ilk dakikadan itibaren motivasyonlarını bozdular. Öylesine şartlanmışlardı ki devre biterken takımları lehine kazanılan frikikte belki de bir pozisyon olacaktı. Onu dahi beklemek lüzumunu hissetmediler. Taraftar kendi takımına zarar veriyor. Örneğin Kadıköy'deki ilk maçta F.Bahçe net favoriyken, Trabzonspor rakibinden puan aldı, hem de bileğinin hakkıyla. Neden kendi evlerinde her maçı kaybettiklerini de kendilerine sormaları lazım. Böylesine önemli bir maçta futbol yazmak isterdik ama ne yazık ki buna şansımız olmadı.

Zeki Çol: Hani siz, şampiyonluk yolunda Fenerbahçe’nin yolunu tıkayacaktınız? Hani kazanacak ve şampiyonluğuna mani olmaya çalışacaktınız? Oysa ne yaptınız, ekmeğine yağ sürdünüz! Yarım devre bile tamamlanamadan, en kritik deplasmanlarından birinde, üç puanın yanında üstelik bir de averaj avantajı sundunuz. Harakiri yaptınız. Fenerbahçe’yi çelmelemek isterken, Trabzonspor’u yaktınız. Rakibin tıkamak istediğiniz yolunu araladınız. Kulübünüzün tarihine kara bir sayfa açtınız.

Ersin Düzen: Kimse ‘Ben yapmadım, o yaptı’ demesin. Dün akşamki olaylardan herkesin çıkaracağı dersler var. Futbolcusundan, başkanına, yöneticisinden, medyaya kadar herkes bu işin içindedir. Bu olayların bitmesi için, birçok kişinin futbol dünyasından elini, ayağını çekmesi gerekmektedir. Daha çim kokusunu bilmeden başkan, yönetici olup futbolu kendi menfaatleri için kullananlar, sorumluluktan kaçan ama sorumluların paçasından aşağıya çekmeye çalışan yorumcular, asılsız paylaşımlar ve iddialarla sosyal medyada nefret dolu mesajlarla organize olanlar temizlenmedikçe ne yazık ki bu olaylar bitmez!  Dün akşam Avni Aker’de ve sonrasında yaşananlarla Türk futbolu yara almadı; kanayan yarayla kan kaybı arttı ve komaya girdi! Ya el birliğiyle kurtaracağız, ya da bu tür yazılarla kendimiz çalıp, kendimiz söyleyeceğiz!

Ali Sami Alkış: 3 Temmuz süreci ile ilgili olarak Türk yargısı şike kararı vermiş... UEFA bu nedenle F.Balhçe’yi Avrupa kupalarına almamış... Hatta cezaları, hem UEFA Tahkim Kurulu, hem FIFA’da CAS tarafından onaylanmış olduğu halde; bizimkilerin “Sahada şikeye rastlanmamıştır” demesi, dünkü olayların tohumunu ekmiştir. Bir gün bir şekilde patlama olacağı kesindi... Hapis cezası Yargıtay’ca onaylanmış adamı 3 aydan beri içeri almıyorlar. Bunlar tahrik değil midir? Bunları söyleyerek Trabzon’u aklamaya çalışmıyorum. Sadece bugünkü noktaya gelişimizdeki ipucu argümanlarını sunuyorum. 2010-2011 sezonunun şampiyonu Trabzonspor’dur. Bunu onaylamadığınız her sezon, benzer rezaletlere çanak tutacağınızı bilmelisiniz. Yalnız taş atana değil, attırana da bak! Olayları kınıyorum, olaylara çanak tutanları daha çok kınıyorum.

Sinan Engin: Bu maçın konuşulacak bir yanı yok. Ama bu artık bir devlet konusu haline geldi. Türkiye nereye gidiyor, iki takımın bu husumeti devam edecek mi? Bir an evvel bu işe Spor Bakanı veya Başbakan el koymalı. Bu kupa mevzusu artık bitmeli. Kupa kiminse, son söz söylenmeli ve sahibine verilmeli. Trabzon taraftarı da ikna edilmeli.

Engin Verel:  Ersun Yanal futbolculara teknik taktiğin dışındaki futbol dışı durumlarla ilgili de taktik vermiş olabilir mi? Çünkü her şey Volkan'ın seyirciyi tahrik edici hareketleriyle başladı. Ardından Emenike'nin golünde Volkan, sevinme şekliyle birçok defa seyirciyi tahrik edecek hareketler yaptı. Sonrasında hakem Bülent Yıldırım, maçı iptal etti. Trabzon ilk golü bulup, maçı da önde sürdürseydi bu olaylar olmazdı. Takım geriye düşünce seyirci gerildi. Taraftara gelince... Onların bu hareketleri yapacağını herkes biliyordu. Fenerbahçeli futbolcular maçı hükmen kazandıracak hamleleri seyirciye yaptırmayı başardı. Trabzon seyircisi bu tuzağa düştü. Volkan tahrik ediyor olabilir ama Trabzon seyircisi bu tahriklere kesinlikle uymamalıydı. Ancak sahaya kapı kolu, taş gibi futbolcular için ölüm tehlikesi oluşturabilecek cisimleri attılar. Doğal olarak da maç tatil edildi.

İskender Günen:  Bir başkasını suçlamaya bana göre gerek yok. Sorarım size, 2013-14 sezonu
başladığı günden itibaren takımını her maçta bütün çağrılara rağmen yalnız bırakan sözüm ona taraftarlar dün, bir sezondur gelmedikleri stada gelerek takımına iyilik mi yaptılar? Ligdeki her maçta, Avrupa Liginde tarih yazarken bile desteğini takımdan esirgeyen ve 5 kuruş geçmişleri olmadığı
halde an itibariyle takımlarını binlerce lira zarara sokan, sahasının kapanmasına neden olan bu insanlar geçekten kime zarar verdiklerinin farkında değiller. Böyle taraftarlık olmaz! Asıl suçlu Trabzonspor'un içinde.

Hayri Beşer: Bülent Yıldırım bu  maçı devam ettirebilir miydi? Evet, ettirilebilirdi lakin sonrasında neler yaşanırdı, bunun cevabını vermek hiç de kolay değil. Tribünler, maç öncesi oyuncular sahada göründüğü andan itibaren Volkan’ın üzerine çok gitti. O da özellikle Emenike’nin golünden sonraki tavırlarıyla taraftarın öfkesini iyice kabarttı. Böylece biz hakiki bir futbol gecesine şahitlik edebilecekken kendimizi bir gerilim filminin ortasında bulduk ve o film bir kez daha Trabzon şehrinin dramıyla sona erdi, daha doğrusu eremedi… Maalesef bu şehirde hep bir şey yarım kalmak zorunda.

Serdar Bali: İlk yarının çoğu duraklamalarla geçti. Aslında pozisyoncuklara daha çok giren Trabzonspor’du. Ama tek atak ve Akbaş’ın tecrübesizliği Emenike’ye golü attırdı. Golden sonra Volkan’ın taraftarı tahrik edici sevinme hareketi oyunun durmasına hatta nerdeyse hakemin sahadan çıkmasına kadar uzuyordu. Her an ne olacağı belli olmayan oyun tekrar başladı. Ama maalesef ilk yarı bitmeden hakem Bülent Yıldırım soyunma odasına gitti. Zaten hakem çalmadan oynamaya alışmış, eee siz bir de ekmeğine yağ sürüyorsunuz. Volkan ve Caner tahrik etmeye hazır; siz de hemen tahrik oluyorsunuz! Sayın Trabzon Valisi... Stadyumun etrafındaki evlere keskin nişancılar koymaya kalkıyorsun.  Kale arkalarında atılan maddeleri, bombaları, güvenlik kuvvetlerinin aramasından nasıl geçirildiğinin hesabını sen vereceksin. Şehrin valisi olarak sınıfta kaldın. Son olarak; bugüne kadar TV’lerde hep gergin konuşmalar yapan Trabzonspor Başkanı ne yaptığını anlamıştır inşallah!

Olcay Çakır: Bu iki takımın 3 yıldır karşı karşıya gelmemesi gerekiyor diyoruz. Getiriyorsunuz! 2010-2011 sezonundan sonra oynanan ligin legal olmadığını bilmem kaçıncı kez yazıyorum. Şimdi oynatmaya çalıştığın bu sezonun adı oldu 2010-2014, peki ne kazandın? Karşılaşmaması gerekenlere yumurta tokuşturur gibi her yıl "hadi oynayın" diyorsunuz. Maksat para kazanalım, sistem çökmesin, öyle mi? Tribünlere ne veriyorsanız onu geri alıyorsunuz... Hadi 'tasvip etmiyoruz' deyin de kendinizi kurtarın bu hengâmeden!

Necmi Perekli: Bir ilin taraftarını, takımlarının oyuncularını yöneticilerini, halkını bu denli germek Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında bu kadar husumeti körüklemenin Türk futboluna neler kazandırdığını (!) gördünüz mü? Bu sonucun sadece Trabzon'u her Allah'ın günü 2011 kupası ile gerip, yatırıp kaldıran Trabzonspor yöneticileri değil, bu tablodan Türkiye Futbol Federasyonu olarak sizler de sorumlusunuz. Zira ortada bir tenakuz var, çözülmemiş bir problem var, bu problemi ortada bırakırsanız bunu çözüme bağlamazsanız bu insanlar devamlı olarak kördüğüm ile yatıp, kalkarsa sonuçta sahalarda olacak olanlar bunlardır.

Serhat Demirtaş: Oh olsun diyecekler, Fenerbahçeli futbolcuların bunu hak ettiğini düşünenler mutlaka çıkacaktır. 2010-2011 sürecinin rövanşını, hakkını veya karşılığını sahadaki oyunculara futbol oynatmayarak, bir kentin böyle olaylarla anılmasını sağlayarak almak mümkün değildir. Gelecek cezanın maç ve para karşılığı da Trabzonspor’un cezası olamaz. Taraftarların, kentin muhasebesini iyi yapması lazım. Trabzonspor’un cezası, Trabzon ve Trabzonspor vicdanının vereceği ceza, duyacağı sorumluluk ve takınacağı tavırdır.