Rektörlük Seçimleri Bilime Darbe Vuruyor!

Malatya İnönü Üniversitesi'ndeki rektörlük seçimi için aday olduğunu açıklayan Karaciğer Nakli Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof

Malatya İnönü Üniversitesi’ndeki rektörlük seçimi için aday olduğunu açıklayan Karaciğer Nakli Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Ara, “Gelişmiş ülkelerdeki üniversitelere baktığınız zaman öğretim üyelerinin din, dil, ırk ve siyasi görüşüne bakılmaz. Sadece bilimsel yeterliliğine bakılır. Bunun için de bulunduğumuz coğrafyaya göre daha çok gelişmişlerdir” dedi.
İnönü Üniversitesi Senato Üyesi, Karaciğer Nakli Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Ara, Rektörlük seçimlerinin Üniversiteleri iç kavgalara sürüklediğini ve bilimin önünde engel teşkil ettiğini öne sürdü. “Gelişmiş ülkelerdeki üniversitelere baktığınız zaman öğretim üyelerinin din, dil, ırk ve siyasi görüşüne bakılmaz. Sadece bilimsel yeterliliğine bakılır. Bunun için de bulunduğumuz coğrafyaya göre daha çok gelişmişlerdir.” diyen Cengiz Ara, farklı üniversitelerde her dört yılda bir yapılan Rektörlük seçimlerinin öğretim üyeleri arasında, inanılmaz derecede kutuplaşmalara yol açtığı tespitinde bulundu.
KISIR DÖNGÜ YAŞANIYOR
Yönetime gelenlerin, diğer adayları ve onları destekleyenleri sıkıntıya sokacak icraatlarda bulunduklarını aktaran Cengiz Ara, “Yeni yönetimin destekçileri, Rektörü etkileme yoluna giderek, sevmedikleri veya rakip gördükleri kişilerin cezalandırılması için çalışıyor. Bazı Rektörler de elindeki gücü kullanarak kendisine oy vermeyen bölümlerdeki öğretim üyelerini cezalandırma yoluna gidiyor. Haksızlığa uğrayan öğretim üyeleri bu defa ikinci dört yılı bekleyip kendi istedikleri kişiyi Rektör seçtirmek için uğraşmakta bu defa onlar kazandıklarında bir önceki Rektörün yaptığı olumsuzlukları onlar da tekrarlamaktadır. Bu kısır döngü, seçimin ilk yapıldığı 1992 tarihinden şu ana kadar, Türkiye’deki bütün üniversitelerde devam etmektedir. Örneğin bir Rektör bir defa atanmışsa yaptığı ilk işlerden biri kendisini ikinci kez Rektör seçtirmek için kendisine oy verebilecek bir kadrolaşmaya gitmektedir. Sekiz yılın sonunda kanunen süresi dolanlar bu defa kendisine yakın birini Rektör seçtirmek için uğraşmaktadır. Bu söylediklerim sadece İnönü Üniversitesi’nde değil, Türkiye’nin bütün üniversitelerindeki yaşananlardır. Bu koşullar altında hiç kadrolaşma yapmayan bir öğretim üyesi Rektörlük seçimlerinde aday olduğunda bu kişinin bu öğretim üyelerinden oy almasının ne kadar güç olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek. Belirttiğim nedenlerden dolayı üniversitelerdeki Rektörlük seçimlerinin hakkaniyetli olmadığını,  öğretim üyeleri arasında iç çekişmeyi artırdığını, üniversitelerin bilimsel kapasitesini düşürdüğünden dolayı başta YÖK’ün içinde seçimin olmadığı bir yasa taslağını ivedilikle hazırlayıp hükümete sunması öğretim üyelerini rahatlatacağı düşüncesindeyim” dedi.
ÜNİVERSİTEME VEFA BORCUMDUR
Öğrenciliği dâhil bütün akademik kariyerini İnönü Üniversite’sinden alan Prof. Dr. Cengiz Ara, “Üniversitemizi Türkiye’de ve dünyada üst sıralara taşımak için rektörlük seçiminde aday olmaya karar verdim. Eğer Rektörlük seçimlerinden sonra Allah nasip eder Rektör olarak atanırsam, en başta adaleti tesis etmeye çalışacağım. Her türlü hukuksuzluğa son vermek, üniversitemizi kurumsallaştırmak, görev dağılımını ve akademik kadroları toplumun her kesiminin kendilerini göreceği ehil insanlarına verme gayreti içinde olacağım. Hiçbir zaman ikinci dönem Rektörlük seçimlerinde oyumu artırmaya yönelik bir kadrolaşma içinde olmayacağım. Her zaman yanlışlarımı eleştiren, Üniversitemizin üst sıralara çıkması için gayret içinde bulunan öğretim üyesi arkadaşlarımın bana oy versin ya da vermesin onların daha fazla yayın, patent alma ve proje üretmeleri için elimden gelen her şeyi yapacağım.” şeklinde konuştu.
CENGİZ ARA’NIN PROJELERİ…
Prof. Dr. Cengiz Ara,  projelerini ise şöyle sıraladı;
Turgut Özal Tıp Merkezi’ni başta Organ nakilleri (karaciğer, böbrek, kalp, akciğer, pankreas, ince barsak, kemik iliği ve kornea ) Kalp cerrahisi ve diğer alanlarda nitelik olarak geliştirerek sağlık turizminden gelir elde etmesi için marka bir hastane haline getirmek. Osmanlı İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü coğrafyalarda hastanemizin reklamını yaparak o bölgelerde sağlık ve genel anlamda hizmet talebi olan bölge insanlarının batı ülkeleri yerine ülkemize gelmesini sağlayarak rahmetli Turgut Özal’ın 90 lı yıllarda hesapladığı yıllık 150 milyon dolarlık ciroya ulaşmasını sağlamak.
Onkoloji Hastanesinin kurulması
Diş Hekimliği Fakültesi’nin yeri değiştirilerek yeni bir Diş hekimliği fakültesinin açılması.
Öğretim üyesi alırken kişilerin dünya görüşüne bakmaksızın, yetenek ve bilimsel yönden en iyi olan adaylara şans vermek.
Görev dağılımlarında üniversitede her kesimin en iyilerine görev verilmesi.
Mühendislik Fakültesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Su ürünleri Fakültesi ve Ziraat Fakültesi’nde üretime ve gelir getirici projelere destek verilmesi
Yüksek lisans ve doktora yapan öğrencilerin sayısının artırılması.
Kayısının ihracatına yönelik projeler geliştirmek. Kayısının gıda sektöründe birçok alanda kullanılmasına yönelik yan ürünlerin üretilmesi (iş dünyası ve ilgili kurumların yardımıyla).
İş dünyası ve ilgili kurumların yardımıyla üniversitemizde tıbbi malzeme, elektrik, elektronik, bilgisayar ve yazılım alanında ileri teknoloji üretimine yönelik alt yapının hazırlanması ve bu amaca yönelik olarak kurulan Teknokente işlevsellik kazandırılması ve hareket kabiliyetinin arttırılarak doğru projelere, doğru yatırımların yapılmasıyla üniversitenin kaynaklarının verimli kullanılabilmesinin sağlanması.
Prof. Dr. Cengiz Ara sözlerinin sonunda, “Yapacağımız güzel çalışmalar ve elde edeceğimiz gelirlerle ülkemizdeki diğer üniversitelere örnek olabilecek ilkleri gerçekleştirmenin arzu ve çabası içerisinde olmak tüm eğitim ve kariyer hayatımı borçlu olduğum üniversiteme vefa borcumdur” dedi.                                                                                               Kaynak PHA