Rusya'nın Suriye yapmış...

TÜRKİYE RUSYA İLİŞKİLERİ VE SURİYE DE Kİ GERİLİM Rusya'nın Suriye yapmış olduğu hamleler birçok açıdan değerlendirilmeli

TÜRKİYE RUSYA İLİŞKİLERİ VE SURİYE DE Kİ GERİLİM

Rusya'nın Suriye yapmış olduğu hamleler birçok açıdan değerlendirilmeli. Yapılan soğuk savaşlardan sonra hazırlanmış bir güç tasarımı. Yani söylemem o ki soğuk savaş bitmedi sadece yöntemi değiştirildi, başka bir boyutta Orta Asya da önümüze çıkmakta.
Hiçbir kuralın, hukuki zorunlulukların egemen olamadığı, güçlünün işine gelenin doğru kabul edildiği adaletsizliğin girdabında sürüklenen bir sistem aslında. Nitekim uluslararası ortamı bir sistem olarak tarif edebilmek için iki hususun varlığının olması gerekir. Birincisi; Güç dengesinin varlığı ve tarifi. Diğeri ise, iyi, kötü kurallar, ilkeler ya da hiç değilse hukuki teamüllerin işliyor olması, etkin olmasıdır. Bugün uluslararası düzeyde her ikisinin de olmadığı bazı güç dengelerinin kaderine bırakılan ve güçlünün hukukunun ön planda tutulduğu bir ortam oluşturuldu.
Birçok devletin ortak kararlılığından daha çok beş daimi üyenin hükmünün savunulduğu bir sistem. Bugün uluslararası yapının geleceği kaygı verici. Siyasal anlamda bugün bu üyeler başarılı bir sınav sürdürememekte. Her geçen gün gelişen olaylar bu savın en olumlu açıklamasıdır. Dün verdikleri vaatlerin birçoğu kriz oluşturmakta. Yapısal bir gücü olmayan bir sisteme nasıl bir vaadde bulunabilirsiniz! Bu vaadler tam olarak yerine getirilmediğinde ne tür olumsuz sonuçlar doğurur? Bugün Suriye şeması karşımızda olumsuz bir projenin olumsuzluğa sürüklenen şeması… Dün Ortadoğu’da yaşanan huzursuzluk bugün tüm Avrupa’ya sıçradı. Bunun en büyük sebebi yanlış politika. Bugün Avrupa Ortadoğu’nun talihini Rusya ve İran gibi sürekli politika ve sistem değiştiren iki devletin kaderine bırakınca bekledikleri sonucu alamadılar.
Rusya- Türkiye arasında gerilim giderek artmakta, ilişkiler kopması yavaş yavaş onarılmaz bir hale gelmekte. Fakat şu şekilde düşünülmeli? Bu durum hem Rusya hem de Türkiye için son yıllarda gelişmekte olan ekonomik, siyasi, askerî ve stratejik yakınlaşmaların artık kaybını kabullenmek anlamına gelir ki bu durumdan Türkiye kadar Rusya’da zarar görmekte. Türkiye bir NATO üyesi olmasına rağmen NATO üyesi olmayan Rusya ile ilişkilerini sıcak tutmaya çalıştı. Rusya’nın Suriye konusunda farklı politika sürdürmesine rağmen Türkiye sürekli ılımlı bir politika sürdürme gayreti içerisinde bulundu. Rusya hem finansal hem de ticari ilişkilerinin zedelendiği ve bu çabaların önemli sonuçlar doğurduğunu ve çabalar sonucunda Rusya’nın önemli bir ekonomik zarara uğratıldığı, Rusya bir yandan Ukrayna meselesi ile bozulan ilişkileri düzenlemek, bir yandan da Esad ile çıkarlarının örtüşmesi bu bölgede değişken bir politika sürdürdüğünün açık kanıtıdır.
Rusya Kamuoyunda ne kadar Suriye'den kaçan sığınmacıların içine düştüğü durumun en önemli sebebinin DAEŞ ve İŞİD olduğu imajını vermeye çalışsa da aslında bunun böyle olmadığını saldırılardan daha çok İdlib-Halep hattı muhalif gruplar bölgede bulunan Türkmen gruplar savunmasız bölge halkı ve bölgede bulunan bazı yardım kuruluşları etkilenmekte zarar görmekte. Böylece bölgenin güveninde daha çok Esad’ın katliamına ön ayak oluşturmakta.
Rusya’nın bölgedeki hava saldırılarından sonra bölgede büyük bir mülteci sorunu oluşturdu. Dünya bu sorunla şu an yüzleşmekte. Öyle düşünüldüğü gibi birden fazla aktörün çıkarlarına hizmet eden bu taşeron örgüt olan DAEŞ hem bölgedeki etnik mezhepsel çatışmalara ön ayak olmak hem de iki bölgeyi de (IRAK-SURİYE) birleştirici bir unsur son zamanlarda sürekli değişken Batı üslubu Esad’sız bir Suriye düşünülemez ve bölgenin huzur ve refahı için Esad gitmeli. Her ne kadar son seçeneğin doğruluğunu savunsak da bu bölgedeki yara uzun sürecek gibi. Bölgedeki çelişkili çıkarlar bu çerçeveyi sürekli genişletmekte. Türkiye İran ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölgenin diğer potansiyel ülkelere yavaş yavaş yayılmasına zemin hazırlamaktadır. Durumun önemini sürekli vurgulayan Türkiye bu bölgede iyileştirilmeye gidilmese düşünüldüğü gibi yani bu sorunlarla sadece bölge halkının değil tüm dünyanın bu durumlardan etkileneceğinin sürekli savunuculuğunu yapmıştır.
Nihayetinde Avrupa’da oluşan mülteci sorunu batının hukuki yaptırımları ile şu an sıkıntılı bir süreç geçirmekte ve bu süreç gerekli iyileştirmeler yapılmasa birçok bölgede gerilime sebebiyet vereceğinin altını çizmek isterim. Batı dünyası bugün Ortadoğu’da orantısız güçlerle büyük bir mücadele yürütmekte ve ilk başlatıldığı günden bu yana büyük bir kayıp yaşanmasına rağmen günümüze gelindiğinde bırakın sorunların çözülmesini daha derin yaralar açıldı. Bugün Batı her ne kadar demokratik çözümler arayış içinde olma imajı gösterse bile batının uyguladığı yöntem açık!
Ortadoğu’da dayatmacı politika dün taşeron olarak kullandıkları terör bugün kontrollerinden çıkarsa çok kötü sonuçlar doğurabilir. Terör sadece bir bölge halkı için değil tüm dünya için bir tehdit oluşturduğu bilinmeli. Tamamen çıkar üzerine kurulmuş bir yapıyı kontrol etmek pek mümkün olmaz. Köpeğin bazen sahibini ısırması şaşırtıcı olmaz! Dünya hem ekonomik hem demokratik açıdan büyük bir gelişme gösterse bile Rusya’nın Türkiye’ye uygulamak istediği ambargoyu genişletme düşüncesi her ne kadar Rusya’da yapılan anketle Türkiye’nin görüşünce yanlış olsa bile Putin’in tüm yanlış politikalarından tüm zararları göze alıp bir kararlılık politikası yanlış bir seçim. Bugün Rusya’da bulunan öğrenci, turist ve ticaretçilere karşı uyguladıkları yanlış politika iki devletin birçok alanda olumlu yaptırımlarını olumsuz yönde etkilemekte. Rusya Gürcistan, Ukrayna ve Kırımda bir genişleme politikası yürütmesine rağmen Sonuç olarak beklenilen elde edemedi.  AB’nin müdahalesi ile bazı yaptırımlar hem ilerleyişi hem de bölgedeki prestijini oldukça olumsuz yönde etkiledi.
Rusya uçak ihlali vakasıyla Türkiye’nin nabzını kontrol etti. Böyle bir sonuç olamayacağını düşündü. Lakin Türkiye sınırlarının yol gecen hanı olmadığını ve Rusya’ya konumunu bildirdi. Rusya aslında hedefi hem Türkiye’ye gözdağı vermek hem de Türkmenlere gidecek olan yardımı önlemekti. Bayırbucuk Türkmenleri üzerinde yoğun bombardımanın sürdürülmesinin en önemli plan. Bu bölgeyi boşaltarak Federal Suriye’deki Federe Nusayri Hükümetine verilmesi planı. Bu planlara Türkiye’nin sessiz kalmayacağını UÇAK İHLALİ ile açıkça göstermiştir. Türkiye hiç bir zaman Suriye projesinin dışında kalmadığını bu konuyla yakından ilgilendiğini, gelişmelerin gittikçe bölge halkının zararına olduğunu sürekli irdelemekte. Bu konuya ne kadar sessiz kalınırsa bölge halkı o kadar zarar göreceği Türkiye’de bazı siyasi ve medya grupları olayları farklı konuma, farklı alanlara çekip, olduğundan farklı bir imaj yaratma mücadelesinde… Bu olay Moskova yönetimi tarafından siyasi ve diplomatik yaptırımlar, sınırlarını aşmadığı bildirildi. Hala ülkemizde bazı kesim haklı davamızı haksız gösterme zihniyetini sürdürmekte. Rusya yaptırımlardan doğan ekonomik sorunlar nedeni ile sıkı ekonomik antlaşmaları olan Türkiye’ye karşı yaptırımları genişletmez. Şu unutulmamalı; Türkiye ve Rusya ikili ekonomik ilişkileri uzun vadeli. Umuyoruz bu sorun uzun vadeli olmaz.
NATO’nun olayın ilk dakikalarından beri Türkiye’nin tüm açıklamalarını desteklemesi. Birçok ülke Türkiye’nin her devlet gibi müdafaa hakkını kullandığını ve bu hususta Türkiye’nin yanında olduklarını açıkça ifade etmişlerdir.
Ayrıca 30 Eylül'den bu yana Suriye'de "terörle mücadele" iddiasıyla düzenlediği hava saldırıları, IŞİD unsurlarından çok mutedil devrimcileri ve bu grupların kontrolündeki bölgelerde yaşayan sivil halkı hedef aldı.
Bu bölge sorununu daha fazla aşılmaz bir sorun haline sürükledi.
Peki, bundan sonra Türk-Rus ilişkileri nasıl olur?
Umarım daha tatsız olaylarla karşılaşmayız.
İnşallah yıpratma politikası güdenler emellerinde başarıya ulaşamazlar…
Lakin şu unutulmamalı…
Türkiye çok güçlü bir ülke…
Her dönemde barışın öncüsü oldu…