Samsunspor taraftarının bağrına bastığı...

KAR'A MI GÜÇ YETİYOR? Samsunspor taraftarının bağrına bastığı, Samsunspor taraftarının efsane başkan olarak gördüğü, Samsunspor'da yıllarca kaptanlık yapmış, Samsunspor'un 2,5 yıl baş

KAR’A MI GÜÇ YETİYOR?
Samsunspor taraftarının bağrına bastığı, Samsunspor taraftarının efsane başkan olarak gördüğü, Samsunspor’da yıllarca kaptanlık yapmış, Samsunspor’un 2,5 yıl başkanlığını yapma onuruna erişmiş Emin Kar için iddia edilen, hiçbir dayanağı olmayan asılsız haberlere başkan Kar ateş püskürdü.
Haberi yapan muhabir kardeşim Kar’ın yaptığı toplantıda yoktu.
Gözlerim O’nu aradı.
Yazımı bir gün geç yazmamın nedeni budur.
Niye gelmediğini bilmem öğrenmem lazımdı.
Öyle aramadan, sormadan, sorgulamadan, araştırmadan gazetecilik olmaz.
Aradım sordum, niye toplantıya gelmedin? diye.
Hastası olduğunu onun için gelemediğini söyledi.
Hak verdim…
***
Hiçbir zaman 17 yılda bir gün bile ‘gazeteciyim’ dememiş biri olarak bu işin çok ciddi bir iş olduğunu herkesin çok iyi bilmelerini bir kez daha hatırlatırım.
Genç muhabir gazetecilerin ‘HABERİN KUTSAL, YORUMUN HÜR’ olduğunu asla unutmamalarını isterim.
Bir köşe yazısı yazarken, bazen beş kişiyi aradığımı, bazen defalarca sözlüğe baktığımı, bazen de internetten kaç siteye girdiğimi bilin…
Ben etik olanı, doğru olanı, hakkaniyetli olanı söylüyorum.
Haber yazarken hele de milyonlarca taraftarı olan bir kulübün başkanlığını yapmış birine suç iddia ederken; bir değil binlerce kez düşünülmesi gerektiğini hatırlatmak isterim…
Bu haberler yapılırken, bunların da göz ardı edilmemesini iyice düşünülmesini isterdim.
Bu kulübü trilyonlarca zarara uğratanlara neden hesap sorulamıyor?
En temiz en mahsun  olan Kar’a mı güç yetiyor?
Yazılacak bir durum varsa; bu Kar değil kim olursa olsun, gelin belge ortaya koyun hep beraber yazalım.
Eski yazılarıma baktığınızda; hiç kimsenin ağzına alamadığı isimlere, hiç kimsenin yazamadığı isimlere neler yazdığımı görürsünüz.
Yeter ki; gerçek amaç üzüm yemek olsun.
Bağcıyı dövmek olmasın…
***
Şimdi bu kardeşim bu haberi ama öyle ama böyle eğrisiyle doğrusuyla yazdı.
Bana sorarsanız bu haber doğru mu?
Eğri oturup, doğru konuşursak;
Yanlış derim.
Eksik derim.
Etik değil derim.
Yakışmadı derim.
Olmadı derim.
Kimse alınmasın, kırılmasın.
Başkanı sakın savunduğumu hiç kimse aklının ucundan bile geçirmesin.
Başkanın savunulmaya ihtiyacı yok.
Zaten başkanı savunmak da bana düşmez.
Başkanın aslan gibi delikanlı avukat evladı var.
***
Şimdi haberde başkan Kar için bir belge yayınlanıyor.
Baktım okudum, inceledim…
Belge diye gazetede yayınlanan küpürde ne hikmetse başkan Kar’ın imzası yok.
Kar’ın haricinde o zaman başkan olan Mehmet Pank dâhil tam dokuz imza bulunuyor.
Başkan Kar o zaman istifa etmiş, başkan değil.
Yani; ne hukuki ne de ahlaki olarak başkanın hiçbir sorumluluğu kulüple kalmamış.
Başkan bi de noterden istifa etmiş…
O zaman devreye gazetecilik giriyor işte.
Ya başkanın döneminde ‘bu para ödendi’ diye yazdığınız belgeyi ortaya koyacaktınız, ya da ispat edemediğiniz bu haberi yapmayacaktınız.
Gazetecilik adına yanlış yaptınız.
Elli değil, yüz değil böyle ispat edemediğim, belgesini ortaya koyamadığım yazabileceğim ve Samsun’u sallayacak o kadar haber yazarım ki…
Bu gazetecilik olmaz, ahlaki de olmaz, yasal da olmaz.
Demek ki; gazetecinin belgesi olmalı.
Ben bunu bilir bunu söylerim.
Başkan Kar ne dedi:
‘ispatlamayan şerefsizdir!’
N’olacak şimdi.
Buyurun burdan yakın bakalım!

muhabirtufanipek@gmail.com