SAMSUNSPOR YÖNETİMİNDEN ÇARPICI AÇIKLAMALAR…
https://www
https://www.youtube.com/watch?v=kzHw46j7WCY
https://www.youtube.com/watch?v=PEkFFiHbTNQ
https://www.youtube.com/watch?v=-JQj5Ho_Ams
SAMSUNSPOR YÖNETİMİNDEN ÇARPICI AÇIKLAMALAR…
Başkan Vekilleri Recep Hun, Mehmet Bank ve yönetici Muhammet Ali Akça, bir gazetede çıkan haberlerle ilgili basın açıklaması yaptı.
Başkan vekili Recep Hun, açıklamasında şu görüşlere yer verdi;
“Bilindiği üzere kulübümüz son günlerde maddi anlamda sıkıntılar yaşamaktadır. Bu sıkıntıların üstesinden gelmek için yönetim olarak var gücümüzle çalışmaktayız. Gerektiğinde cebimizden para veriyoruz, gerektiğinde ise sayıları 10'a varmayan işadamı, belediye başkanı, kuruluşlardan maddi yardım alıyoruz.
Tüm bu sıkıntılarla boğuşurken de takım kadromuzu Samsunspor'a yakışır bir kalitede kıt kanatlarla kurmaya çalışıyoruz. Bunu da övünerek söylüyoruz başardık ta.
Malumunuz Samsunspor'un yabancılar pazarındaki Otopark ve stor dışında bir geliri yok. Bu gelirlerde sadece kulübün iaşe giderlerini karşılayabiliyor. TTF'den, Spor Toto'dan, yayından gelen gelirlerin de nerelere gittiği herkes tarafından bilinmektedir. Bu kulübün dönmesi için tabi ki sıcak paraya ihtiyaç var. Ne yapılacak, gerektiğinde cebimizden vereceğiz, gerektiğinde ise bazılarının alaycı söylemiyle dilenerek. Evet, bunun adı dilenmekse dileneceğiz, ama kimin için Samsunspor için.
Şimdi; bir gazete çıkmış maddeler halinden sorular soruyor. Emin Başkanımızın dediği gibi bu kulübün kim beş kuruşunu yiyorsa, yediriyorsa, zarara uğratıyorsa şerefsizdir. Göreve geldiğimizde 3 kez denetlemeden geçirildik. Birisi özellikle bizim validen özel isteğimizle. Bir tane kanunsuz, hukuksuz veya adına ne derseniz deyin usulsüzlük bulunamadı. Halende söylüyoruz, eğer en ufak bir şüphe varsa muhasebemiz, kulübümüz denetçilere sonuna kadar açıktır.
Biz haram yemedik, yemeyiz de, yedirmeyiz de. Öyle çamur at izi kalsın yazılarıyla bizleri de yıldıramazlar, sadece Samsunspor'a zarar verirler."
Başkan vekilimiz Recep Hun, konuşmasını şöyle sürdürdü;
"Ya Allah aşkına; iddiaya bak 3 tır dolusu top kek. Yanlış anlamadınız 3 tır. Pes doğrusu. Buna inanacaksın, birde köşende yazacaksın. Vallahi pes, Billahi pes. Alt yapı kek yemiyor ki? Sadece üst yapıdaki futbolcular maçın olduğu gün yiyor. Bununda toplamı 30 kişi. Demek ki bu kulüpte et yenmiyor, sadece kek yeniyor. Allah aşkına ayıp, yazık. Nasıl bunu kaleme alırsınız. 3 Tır kek alınmış diye. Burası bizim ailemiz, yuvamız, faturalar burada, belgeler burada boş konuşmak yok. Her şey şeffaf. Cebimizden veriyoruz kulüp yürüsün diye. 2 yıldır Mehmet Bey tüm belediyelerden mazot alıyor. 6 takımımız deplasmana gidiyor. Bunların konaklanması, yolu, her şeyiyle biz ilgileniyoruz.
Biz bu kalenin içinde mahkûmlarız. Etrafımız temliklerle kapatılmış. İşimizi gücümüzü bıraktık Samsunspor'un geleceği için başarısı için uğraşıyoruz. Başkanımız maaş alıyormuş, evet alıyor. Bu takımda kaza geçirmiş, bütün arkadaşlarına ev verilmiş, araba verilmiş, ona da o zamanın şartlarında maaş bağlanmış. O para da 100 markmış. 25 yıl önce. Almayacak mı maaşını? Bir makbuz çıkarmışlar, işte belgesi maaş alıyor diye. Allah için insaf aldığı para geçmişten biriken ve ödenmeyen maaşlarının tutarı. Bunu 5 milyar maaş alıyor diyerek ortaya atarsan vebalinden kurtulamazsın. Öbür dünyada hesabını veremezsin. Başkan bu suçlamaları önemsemedi ve cevap vermedi. Çünkü üzüldü, sıkıldı. Böyle bir yalana içerlendi.
Para bulmak için dilenmişiz. Kimin dilencisiyiz. Kendimiz için paramı istedik. Ne istediysek Samsunspor için istedik. İstemeye de devam edeceğiz. Adını ne koyarsanız koyun. Ayıp değil yaptığımız. Bir gazete başlık atıyor, Recep Hun'un, Mehmet Bank'ın kaç lira alacağı var diye. Sana ne kardeşim. Ben sizden paramı istiyorum. Kapına gelip benim paramı alacam, bu kulübe para ver mi diyorum. Kulübün giderleri için istiyoruz. Bunlarda belgeleriyle sabittir. Bu zaman kadar 3 denetim geçirdik. Bunun birisini biz kendimiz bizzat dönemin valisi Hüseyin Aksoy'dan. Sayın valimiz dedik belki bir yanlışlık yapmışızdır. Belki görmediğimiz bir şey vardır. Gözden kaçan bir şey vardır. Birde siz denetletin bizi dedik. Sağ olsun o da gönderdi denetçileri. Günlerce denetim yaptılar. Biz hiç yanlarına gitmedik. Rahat ve etkilenmeyecek bir ortamda çalışmalarını yaptılar. Sonunda teşekkür ederek ayrıldılar ve raporlarını yazdılar. Hatta alacakları parayı kulübe bile bağışladılar. Bize çamur atanlar bu kulübe 10 lira sigara parası gibi paramı bağışlamışlar. Kulübe üyeler mi. Gelsinler buyursunlar, bizden iyi yapıyorlarsa buralar onların.
Biz burada siyaset yapmıyoruz, bir yere de aday değiliz. Kimseyi de siyasetin içine çekmiyoruz. Tek sevdamız Samsunspor. Biz geldiğimizde kulübün arabası yoktu. Storlar bir arkadaşımızın üzerinde evet doğru. Niye kulübün haczi var. Kimin üzerine yapalım. Daha öncede başkasısın üzerineydi. Denetimi, işleyişi, her şeyi bizim elimizde. Sayılı mal var. Giriş belli çıkış belli. Sadece şirket arkadaşın üzerine. Kulübün malı ama kâğıt üzerinde görülmüyor. Niye cevabını siz verin. Kulübün her şeyi temlikli ve hacizli. Geçenlerde eski futbolcu Serdar Özkan'ın avukatları otoparkımıza gittiler, kasadaki 113 lira yanlış anlamadınız eski parayla 113 bin lira, hem de demir parayı haciz etti. Storlarda da aynı şeyimi yaşasaydık. Stora da el koyarlar. Biz bunlarla boğuşuyoruz. Çıkmışlar stor kimin, otopark kimin diye eleştiriyorlar. Bunu diyeceğinize gelin Samsunspor'u nasıl kurtarırızı tartışalım. Birlikte fikirler üretelim. Cenazeyi birlikte kaldıralım. Bunları yapalım.
Kulübümüzün bütün hesapları şeffaf ve açıktır. Ne girdiyse faturası vardır. Faturaların arkasında ise 2 imza bulunur. Birisi faturayı getiren kişinin, diğeri de bağlı olduğu birimin yöneticisinin. Size gösteriyorum. İşte elimde bir fatura, arkasında Mehmet Bank'ın imzası var. Bir tane daha benim imzam. Hepsi böyle. Öyle 3 tır kek faturası, bilmem ne faturası yok öyle bir şey. Açık ve net söylüyorum. Gelsin bu yazıyı yazan arkadaş maliyeci, denetçi, mali müşavir kimi tanıyorsa getirsin, tüm faturaları incelesin. Eğer böyle bir fatura bulursa ben kendimi Cumhuriyet Meydanı’nda asarım. Ama ispat edemezse!...
Dediğim gibi her şey belgeli ve ortada. Bizim kimseden korkumuz ve verilmeyecek hesabımızda yoktur. Sorsanız herkes Samsunsporlu. Eski parayla 500 milyar lira aidat alacağımız var. Kimse gelip ödemiyor. Niye ödemiyor. Bu ödemeyenlerin içinde sağda solda çok konuşan, kulübün kuyusunu kazanlarda var. Hani Samsunsporluydun, hani tek sevdan Samsunspor'du. Daha aidatını bile vermiyorsun. Nerde senin Samsunsporluluğun!
Ekmek faturası evet var ekmek faturası. Bakın ekmeği Gürcüoğlu ekmek fırınından alıyoruz. Daha önce eski yöneticimiz Orhan Köseoğlu'nunda ortak olduğu ekmek fabrikasından ücretsiz alıyorduk. Sonra el değiştirme oldu, 60 ekmeği buraya getirmediler. Gürcüoğlu ile anlaştık. Bu zamana kadar aldığımız ekmeklerin tutarı toplam 11 milyar 173 bin lira. Hepsi faturalı. O yazıyı yazan arkadaş eğer burada Çarşamba’dan girmiş bir tane ekmek faturası bulunsun, söylemek istemiyorum ama buna mecbur kaldım, ya o etek giyecek, ya da ben. O kadar iddialıyım. Burayı karalamaktan kimsenin eline bir şey geçmez. Zor gündeyiz birlik olma zamanı, birlik olamıyoruz. Samsunspor bir marka, eğer Samsunluysak, Samsunsporluysak gelin hep birlikte bu takımı yüceltelim.
Dediğim gibi burada şeffaf bir yönetim var. Geçmişle karıştırmayın. İstediğiniz zaman gelin hesap sorun. Belgeleri isteyin. Muhasebemizin kapısı sonuna kadar açıktır. Bu kulüpte hakkı olan herkesin buna hakkı vardır. Bizde vermeye mecburuz.
Eleştiri okları ben ve Mehmet Bank'ın üzerinde. Ne yapmışız Ramazan Bayramı öncesi arabamızı satmışız personelin maaşını ödemişiz. Kötü mü yapmışız. Şimdi soruyor arkadaş ne kadar verdin diye. Ben diyor muyum ki bu kulüpten şu kadar alacağım var diye. Yok. Vardı verdim. Yine de veririm imkânlarım doğrultusunda. Şu da var. Buraya kim ne veriyorsa, bu para nereye harcanıyorsa tek tek belgelidir. Karar defterinde de yazılıdır. Hepsi de banka üzerinden. Öyle ben verdim yok. Bankadan her şey ödeniyor.
Başkanımız üzüntülü. Tabi ki eleştirilere, ama haksız yapılan belden aşağı vurulan eleştirilere. Kurban Bayramı öncesi maaş verememiş personeline, üzülmesin mi? Futbolcuya verememiş üzülmesin mi? Birde yüzüne baka baka birisi küfür edecek, o da ona teşekkür edecek. Soruyorum o yazıyı yazan arkadaşa onun yüzüne karşı birisi küfür etse ne yapar. Hadi yazsın ne yapardı. Hem de adam gözünün içine baka baka küfretse. Başkanın gözyaşları evine Kurban Bayramı’nda ekmek götüremeyen personeli, futbolcusu içindi… Bunu herkes bilsin. Bir babayı düşünün evine ekmek götüremiyorsa çocuklarının yüzüne nasıl bakar. Evine nasıl gider. Başkanda bazılarında olmayan duygu var.
Eleştir bizi ama böyle değil. Yalanla dolanla değil. Bu yazıyı yazanları ispat edecekler, ispat edemiyorlarsa bu şehri terk etsin. Biz yasal davamızı da açacağız.
Başkan vekili Mehmet Bank ise şunları söyledi;
“Alt yapıya 3 tır kek girmiş. Böyle bir yalan olmaz. Ben gerekli yasal girişimlerde bulunacağım. Eğer bunu yazanlar ispatlamazlarsa şerefsizdir, namussuzdur. Bu kadar ağır konuşuyorum. İki buçuk yıldan beri alt yapının sorumlusuyum çocuklarımızın giyeceğinden, okul masrafına kadar biz karşıladık. Hem de kulübe
yük olmadan. İşadamımıza gittik, belediyeye gittik, cebimizden verdik hallettik. Bir tanede fatura getirmedik. Ben idareci değilken bile bunları yapıyordum. Geliyorlardı şu deplasmana takım gidecek ne kadar al. Bunlar öyle az sayıda da değil. Otobüs arızalı yaptır, hiç yok demedim. Kömür dediler kamyonla gönderdim. Hiçbirine para almadım. Bağış makbuzu karşılığında verdim. Konaklama paralarını verdim. Yönetici miydim değildim. Ama Samsunsporluydum, bu sorumlulukla verdim. Bu karalama niye anlamışta değilim. Yazıktır günahtır. Varsa elinde belgeler ispatlayacaksın. Diyeceksin ki siz Çarşamba’dan şu kadar ekmek aldınız işte faturası. Şu kadar kek aldınız işte faturası. Dediğimiz gibi yoksa elinde belge konuşmayacaksın. İnsanların aklını çelmeyeceksin. Ne kadar güzel, çamur at izi kalsın! Bende bir şey söyleyeyim ama delilsiz, belgesiz. İnsanlığa, adamlığa yakışır mı?
Ekmek faturası burada başka fatura yok. Gürcüoğlu ekmek fırını. Yalan konuşuyorlar. İftira atıyorlar. Bütün faturaların arkasını üst yapıda olanları Recep Bey imzalar, alt yapıdakini de ben. Bunun dışında fatura girmez bu kulübe. O eskidendi. İmzaladığımız her faturanın da arkasındayız. Bir tane sahte, öyle dedikleri kadar kabarık fatura bulsunlar kendimi Cumhuriyet Meydanında asarım. İki buçuk yıldır bu alt yapının oyuncuları deplasmana gidiyor. Her sezon 6 takım. Daha bir tane mazot faturası girmemiştir bu kulübün muhasebesine. Deplasmana gidiyoruz işadamlarından alıyoruz. Samsunspor'un kasasına zarar ettirmedik görevde olduğumuz süre içinde. Ama ayıptır, yazıktır. İspatla. Deki böyle böyle, işte faturalar işte belge. Savcılığa ver bizi. Herkes görsün. Geçmiş dönemde alt yapının borçları vardı otellere. Hepsini ödedik. Bir tane borç kalmadı. Şimdi gönül rahatlığıyla takımlarımız deplasmanlara gidebiliyor. Çünkü borcumuz yok kimseye. Dışarıda çok konuşan eski yönetici arkadaşlar var. Play-Off ve final maçlarımıza dahi gelmediler. Ben bugün varım yarın yokum. Ama Samsunsporluyum. Bırakınca yine yardım edeceğim gücüm oranında. Şunu söylüyorum, ispatla, yok o öyle dedi, bu böyle dedi ile bu işler olmaz. Yazdığının arkasında duracaksın ve ispatlayacaksın. Dedikodu yapmayacaksın. Bende söyleyeyim sen bunu yaptın diye olur mu? Böyle gazetecilik olmaz. Hepsi yalan iftira. İspatla gel senin elini öpeyim.
Biz yine de söylüyoruz bizim kulübe ne kadar para verdiğimiz önemli değil. Tabi ki buradayız vereceğiz. Ama bu zamana kadar hiç parayı istemedik. Yok, Umar’ı satıp paramızı alacakmışız. Umar nerede takımda. Üstüne üstlük takıma oyuncuda kazandırdık. Kulübü 3 trilyon zarara uğratanlardan, bu paranın hesabını veremeyenlerden kimse hesap sormuyor. Bazıları hayali şeylerin peşinde gidiyor. Bu kulübü aldığımızda 52 trilyon borcu vardı, şu anda 35 trilyon gibi bir rakamda. Bunu neyle ödedik. Sayın eski bakanımız Suat Kılıç, Şu anki Bakanımız Çağatay Kılıç, işadamlarımız, Fuat Başkanımız, federasyondan, Spor Toto’dan, yayın gelirlerinden gelen paralarla. Bizim verilmeyecek hesabımız yoktur. Bu açıklamayı da yapmak zorunda kaldık. Üzülerek de olsa yaptık. Takdir kamuoyunun.”