Şehrimize hoş geldiniz, ne iyi ettiniz de geldiniz...
TRİATLON GERÇEĞİ! Bu yazı noktasına virgülüne dokunulmadan yayınlanan bir sporcunun yaşadıklarını anlatan, Samsun'daki triatlon gerçeğini yansıtan bana gelen İsmet Akçay'ın bir okuyucu mailidi
TRİATLON GERÇEĞİ!
Bu yazı noktasına virgülüne dokunulmadan yayınlanan bir sporcunun yaşadıklarını anlatan, Samsun’daki triatlon gerçeğini yansıtan bana gelen İsmet Akçay’ın bir okuyucu mailidir. Yetkililere ışık olmasını diliyorum! Yazı aynen şöyle;
***
Samsun’da Triatlon yarışları düzenlemek kimin aklına geldi bilmiyorum ama bu haberi 6/7 ay önce duyduğumda inanamadım. Öyle ya 1980 li yıllara kadar düzenli olarak yapılan Samsun Maratonu dönemin CB tarafından yasaklanmış “artık bu şehirde maraton koşulmayacak” emriyle yaklaşık 40 yıldır iptal edilmiş bunu izleyen 19 Mayıs’larda yarı maraton şeklinde “mışcasına“ düzenlenir olmuştu. Bu olayın hikâyesini daha sonra anlatırım.
SPOR KENTİ SAMSUN’DA TRİATLON…
Samsun Büyükşehir Belediyesinin ikincisini düzenlediği “Vezirköprü Şahinkaya Kanyonu Festivali” bu yıl cancanlı bir isimle “ Falcon Fest 2018” etkinliği olarak gerçekleştirilecekti. Buraya kadar bir problem yok hatta bu sene etkinlik listesine Türkiye’de henüz hiç düzenlenmemiş bir olayı da eklemişlerdi.” Türkiye’nin ilk uzun etap Triatlon yarışı da yapılacak böylelikle Samsun adına bir tarih yazılacaktı.
Triatlon yarışları üç branşın peş peşe yapıldığı görsel olarak zevkle takip edilen önemli bir spor olayıdır. Uzun etap triatlon yarışlarında, Sporcu 3.8km yüzer, ardından 180 km bisiklet biner sonra 42km koşar .Toplam ” 226 km” dile kolay di mi? Daha iyi anlaşılması için Samsun dan kalkıp Sungurlu ya kadar hatta daha ilerisine kadar bir mesafeyi kat etmektir ki bunun dünya rekoru 7.34 ,Ülkemizde 9.08 saat arasındadır.Yani oldukça uzun süren büyük bir efor ve mental hazırlık gerektiren yarışlardır.
Triatlonla uğraşan sporcunun harcadığı efor, tek branşla uğraşan sporcuya göre üç kat daha fazladır ve bunu yapabilmek için sporcu yıllarca mental ve fiziksel olarak hazırlanır. Bunun yanında kullandıkları bisikletler özel üretimdir maliyetleri ortalama 20 ila 30 bin TL. arasındadır. Yani bu yarışma için Türkiye’den ve yurt dışından gelen sporcular herhangi bir karşılık beklemeden üstüne üstlük otel ve ulaşım masraflarını da kendileri karşılayarak gelmiş gerçek amatör ruha sahip değerli insanlardır.
Samsun Büyükşehir Belediyesi böyle bir organizasyonun Triatlon ayağını konu ile ilgili bir firmaya düzenleme için devretmişti. Onlarca toplantı yapılmış valilik, belediye, emniyet ve sahil güvenlik yarışmanın tarihi, başlama saati ve parkurları üzerinde anlaştılar. Bu program uzun süre önce festivalin ve organizasyon firmasının internet sayfalarında açıklanmıştı. Ama bu tarihte seçilen parkur oldukça yoğun ve uzun bir kısıtlama gerektirecekti. Yaklaşık iki ay önce ilgili firma ile görüştüm, seçilen parkurun o tarihlerde çok yoğun kullanıldığını gerek sporcular için gerekse şehrin trafiğinde ciddi sıkıntılar yaşatabileceğini dilim döndüğünce izah etmeye çalıştım. Ama başaramadım…
Tarih 4 Ağustos; Yurt içinden ve yurt dışından yarışmaya katılmak için birçok sporcu Samsun’ a geldi. Otellere yerleştiler ve teknik toplantı için Atakum Kültür Merkezine geçildi. Burada düzenleyici firma yarış günü Samsun’da KPSS yapılacağı için yarış saatinin değişmesi gerektiğini aksi takdirde yarışmanın iptaliyle karşı karşıya kaldıklarını sporculara bildirdi. Konuyu izah etmek için festivali düzenleyen Büyükşehir Belediyesini temsilen hiç kimse katılmamıştı. Salonda sadece fotoğraf çekimi için belediyeden gelen bir görevliden başka… Belediyeyi sadece o temsil ediyor görünüyordu. Yarışın başlama saati 10 olarak bildirildi. Konu kapatıldı. Sporculardan gelen itirazlar nazikçe yanıtlanmadı.
Yarış günü 5 Ağustos;
Atakum Yeni iskele meydanı yarışa hazırlanmış deniz bir gün öncesine göre süt liman plajlar Rio sahilleri gibi kalabalıklaşmaya başlarken sporcuların kullanımı için seyyar bir tuvalet bile getirilmişti. Yarış başladı saat 10:30da iskelenin ucundan denize girildi.3.8 km lik parkuru tamamlayanlar koşarak bisikletlerine binip trafiğe kapatılmış Samsun-Bafra karayolundan 19 Mayıs istikametine kadar akmaya başladılar. Bu mesafe 180 km tamamlanana kadar dönülecek ve bu süre içerisinde trafik akışı karşı taraftan devam edecekti.
Tam da böyle oldu!
Sıcak ve nem sporcular için mücadeleyi bir kat arttırırken yolun karşı tarafında daha büyük bir mücadele devam ediyordu. Trafik kilitlenmiş arabalarının içinde insanlar Bafra’dan Samsun’a Samsun’dan Bafra istikametine doğru gitmeye çalışıyor, çalışıyor, çalışıyor ama başaramıyordu. Halk gerçekleşen bu aktivitenin ne olduğunu ve neden olduğunu anlamaya çalışıyordu. Zabıta ve polis memurları; onlar, o güneşin alnında güvenliği sağlamaya ve yarışmanın parkuru boyunca kendilerine verilen görevi sabırla centilmence sürekli ayakta yerine getirdiler. Onlar bu organizasyonda büyük bir teşekkürü hak ettiler.
Sonuç;
Trafik akmadı, insanlar arabaların içinde sıcakta saatlerce mahsur kaldılar, ambulanslar gecikti, KPSS ye geç kalanlar oldu, insanların sinirleri bozuldu, gerginlikler yaşandı, bisiklet süren bir bayan sporcuya taş ve su şişesi fırlatıldı.
Seyyar tuvalet mi? Kullanılamadı. Gelmişti gelmesine ama başında kapısını açacak bir görevli bırakmayı unutmuşlardı. Bitmedi, diğer kategorilerde sonuçlar açıklandı ödüller dağıtılmaya başlandı. Ortada ödül verecek ne organizasyon komitesinden biri ne de Spor Kenti Samsun’un spor bürokrasisinin paydaşlarından kimse ne de sporcuları alkışlayan bir topluluk yoktu. Ödüllerini birbirlerine kendileri verdiler.
Kısacası kendileri yarıştılar, kendileri ter döktüler, kendi kendilerini tebrik edip birbirleriyle bir sonra ki yarışta buluşmak üzere vedalaştılar.
“Şehrimize hoş geldiniz, ne iyi ettiniz de geldiniz” diyen bir Allah’ın kulu olmadığı gibi, arkalarında kaotik bir günün nedeni olarak (!), bisikletlerini, ayakkabılarını, trisuitlerini alarak şehirlerine ülkelerine geri döndüler. Bir de yanlarına organizasyonla ilgili anılarını götürdüler. Bu yazının yazılmasının bir amacı da sporcuların yüzünden bu eziyet çekildi sorumlu sporculardır diye suçlanan bu tarafın masumiyetini ortaya koymaktır. Bu sporcuları bu kente biz davet ettik onları yeterince naif bir şekilde karşılayamadık misafir edemedik üstüne üstlük onlara kızdık su şişesi attık… Kısacası çok ayıp ettik.
Bir daha böyle bir organizasyon Samsun da gerçekleşir mi bilmem ama bildiğim bir şey var ki tüm bu yaşananlara bizzat birebir bir sporcu olarak katıldığım tanık olduğum muhataplarıyla konuştuğum dertleştiğim bir Samsun sevdalısı olarak Samsun’da böyle bir organizasyona tekrar katılacaklarından pek emin ve umutlu değilim. Söylenecek çok şey var, umarım bundan hepimiz yeterince ders çıkarırız. Güzel şehrimizin tanıtımı turizm potansiyelinin gelişmesi açısından bu organizasyonları çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Sağlıkla kalın, sporla kalın… Hoşcakalın.