SMART Eczane Projesi Samsun'dan Başlıyor…

Hasta sağlığının korunması, Devlet bütçesinin korunması ve Eczane ekonomisinin korunması noktasında üçlü bir yarar getireceğini düşünerek Smart Eczane Projesini başlattıklarını Samsun Eczacı Odasının

Hasta sağlığının korunması, Devlet bütçesinin korunması ve Eczane ekonomisinin korunması noktasında üçlü bir yarar getireceğini düşünerek Smart Eczane Projesini başlattıklarını Samsun Eczacı Odasının Eğitim Günlerinin 12. de Anemon Otelde yapılan toplantıda meslektaşlarına duyuran TEB (Türk Eczacıları Birliği) 2. Başkanı Ecz. Arman Üney, “meslektaşlarına yakın zamanda başlatacakları SMART Eczane Projesini pilot bölgelerden birisi olan Samsun’dan bütün meslektaşlarıma müjdesini vermek istiyorum” dedi.

Samsun 6. Bölge Eczacı Odasının Eğitim Günlerinin 12. de TEB 2. Başkanı Ecz. Arman Üney, meslektaşlarına SMART Eczane Projesini ilk olarak Samsun’da açıkladığını ifade eden Ecz.Üney, konuşmasında şunları ifade etti.

[gallery ids="25625,25624"]

“Ben sizlere öncelikle bir gelecek manzarası çizmek istiyorum. Eczacılığın nereye gitmesi gerektiğine ilişkin bir ortak vizyonumuz olması gerekiyor ki; yaptığımız ve yapamadığımız her şeyi bu vizyon çerçevesinde ele alabilelim. Biz diyoruz ki; bizim gelecek vizyonumuz: "İnsanların sağlık ve esenliğini artırmada, halk sağlığını koruyup güçlendirmede, evrensel, eşitlikçi, sürdürülebilir, yüksek kaliteli, yenilikçi ve insan odaklı sağlık sistemlerinin oluşmasında eczacıyı birinci basamak sağlık danışmanı olarak merkeze koymak; eczacının vazgeçilmezliğini kanıtlamak” olmalıdır. Böyle bir vizyonun üçayaklı olduğunu unutmamak gerekir. Eczacı yararı, Kamu yararı, Hasta yararı söz konusu kavramlar birbirine sıkı sıkıya bağlıdır, biri olmadan diğeri olamayacaktır ve ancak bu üçü dengede durduğu takdirde iyi bir sağlık ve eczacılık sistemimiz var demektir. Bu anlamda günümüzde ilaç ve eczacılık alanındaki trendler devam ederse nasıl bir gelecekle karşı karşıya kalacağımıza dair öngörülerimizi paylaşmak isterim:

2014 Nasıl Geçti? 2015’ten ve Gelecekten Neler Bekliyoruz?

Şuradan başlamak lazım: Eczacılık mesleği, birçok ülkede değişiyor, her yıl süregiden bir değişim var. Bu son on yıldır da çok net biçimde açığa çıkmış durumda. Neden değişiyor? Tüm dünyada sağlık hizmetlerinin bütçeleri artıyor. Dolayısıyla her ülkedeki hükümetler, sağlık harcamalarının artışıyla ilgileniyor, tasarruf tedbirleri alıyor. Türkiye’de de 2005’te SGK’nın tek alıcı olmasından başlayan bir süreç var. Bu süreç 2009’da ilaçlar açısından “ne kadar ilaç tüketilirse tüketilsin ben ancak şu kadar TL ödeme yaparım” anlamına gelen global bütçe ile birlikte iyice sıkıntılı hale geldi ve 2014’te de bunun etkileri devam etti. Bu durum sadece eczacı açısından değil, ilaç şirketleri, dağıtım kanalları ve cepten ödemeleri artan hastalar bakımından da böyle oldu. Sonuç olarak, artan bu sağlık hizmeti bütçelerinde ilaç, önemli ve belirleyici bir katman olarak gözüküyor ve tasarruf denince de akla ilk olarak ilaç bütçesi geliyor. Çünkü Sağlıkta Dönüşüm Program metninde sağlık harcamaları içinde ilaç harcamalarının yüzdesinin fazla olduğuna dair bir tespit var.

Ama zaten Türkiye’de: Sağlık harcamaları OECD ortalamasına göre düşük Koruyucu sağlık harcamaları daha da düşük. O nedenle insanların ilaçla tedavi olmak zorunda kaldıkları bir sistem var. İlaç sektörü, dünyayı sırtında taşıyan üçüncü büyük sektörü haline gelmiş durumda. Zira ilaç, hastalıkların tedavisinde insanlık var oldukça var olmuş ve var olmaya devam edecek temel bir ürün. Yeni hastalıklar ortaya çıktıkça, hastalıklar başka şekiller aldıkça insanlığın ilaç ihtiyacının bitmesi mümkün gözükmüyor. Toplamda, ilaç ekonomisi açısından 2016 itibariyle şöyle bir manzara ile karşı karşıya olacağımızı söyleyebiliriz: IMS tahminlerine göre dünya ilaç pazarı 2016 yılında 250 milyar dolar büyüme ile 1,200 milyar dolara ulaşacak. Bunun nedeni daha çok gelişmekte olan ülkelere doğru Pazar genişlemesi ve jenerik ilaç kullanımı olacak.  Küresel düzeyde bakıldığında jenerik pazarının 250 milyar dolar civarından 400-430 milyar dolar civarına çıkması bekleniyor. Hükümetlerin harcamaları baskılamasının sonuçlarından bir tanesi de bu olacak. Bu noktada, gelişmekte olan ülkelere açılma ile şu anda pazarda yüzde 41 olan ABD’nin payının yüzde 31’e, AB’nin payının yüzde 26’dan yüzde 18’e düşeceği tahmin ediliyor. Gelişmekte olanların payı ise yüzde 14’ten yüzde 30’a çıkacak. Bu demek ki, Türkiye’de de ilaç pazarı özellikle jenerik yönlü olarak büyümeye devam edecek ve dolayısıyla hükümetlerin pazar üzerindeki baskıları da büyük bir ihtimalle artarak sürecek. Bu noktada bizim eczacı ve hasta yararını korumak açısından gelecekte yapmamız gereken bu büyüyen pazardan pay alan aktörler içinde eczacının payını ekonomik sorun yaşamayacağı bir düzeye getirmektir. Yani eczacı kârlılığında bir iyileşme sağlamak birincil öneme sahip oluyor. Eczacının ekonomik yönden güçlenmesi ise üç basamaklı bir stratejinin hayata geçmesiyle mümkün olacak:


İlacın bulunabilirliğini ve alınabilirliğini sağlayan akılcı bir fiyat politikası düzenlemesinin yapılması

Eczacıya kutu başına bir hizmet bedeli verilmesi

Eczacının birinci basamak sağlık danışmanı olarak verdiği hizmetlerden dolayı bir meslek hakkı alması

İlacı ekonomi-politiğindeki değişim ve ilaç teknolojisindeki muazzam gelişim hızı eczacının sağlık sistemi içerisinde kendisini yeniden konumlandırmasını gerektiriyor” dedi.

TEB 2. Başkanı Ecz. Arman Üney, konuşmasını şöyle sürdürdü. “Şimdi, tasarruf konusuna geri dönersek,  sağlık harcamaları içinde ilacın payı düşüyor, evet. GSMH içinde ilaç harcaması oranı yüzde 1,6’lardan 1 civarına kadar geriledi. Ama insanlarımız ilaç kullanmaya devam ediyor, daha çok hekime gidiyor ve daha çok reçete üretiliyor.  Bu nedenle, geçen seneyi de son on yılı geçirdiğimiz gibi, iş yükümüz artarak, masraflarımız artarak, çalışan sayımız artarak ama reel gelirimiz düşerek geçirdik. O yüzden, eczacılar gelecekten endişeli. Ve bahsettiğim iyileştirmelerin mutlaka hayata geçirilmesi lazım. Eczanelerdeki yangının biran önce söndürülmesi gerekiyor.  Ama endişelerinin yanında eczacılar ilacın insan vücudundaki uyumunun sağlanması noktasında da görev ve sorumluluk altında. Bütün bunları bilerek, eczacının, tüketicinin, satın alma parametresini göz önünde tutan, kaliteli ilaç kullanmasını, kaliteli ilaçla donatılmasını sağlayan ve bunun için de kendisini sürekli geliştiren, eğitimine önem veren ve bunu güncelleyen bir politika izlemesi gerekiyor. Biz Türk Eczacıları Birliği olarak kendimizi tam da bu noktada işlevli görüyoruz: Birliğimiz, eczacıların sürekli mesleki gelişimi için önemli bir atılım yapmak üzere. Bizim mesleğimiz açısından 2015’e damgasını vuran ana gelişme de bu olacak. Bunu biraz açalım: Son birkaç yıldır eczacının çok temel bir talebi var: Hastaya ulaştırdığı ürün için aldığı kar marjının yanı sıra, Avrupa’da olduğu gibi hastaya verdiği ek hizmetler için belirli bir bütçe ayrılması. Örneğin hipertansiyon takibinin yapılması, astım ilaçları konusunda hasta eğitimi, sigarayı bırakma gibi koruyucu sağlık hizmeti dediğimiz alanda, insanların hastalanmasına engel olarak sağlığa katkı vermek ve bu katkının karşılığını bütçeden almaktan bahsediyoruz. Hipertansiyonlu bir hastanın geç teşhisinin ya da tedavi takibi yapılmamasının yaratacağı sağlık maliyetinin azaltılmasından ve bunun bir kısmının eczacıya hizmet karşılığı bir bedel olarak ödenmesinden söz ediyoruz.

Bunun:

Hasta sağlığının korunması

Devlet bütçesinin korunması

Eczane ekonomisinin korunması, noktalarında üçlü bir yarar getireceğini düşünüyoruz. Bu konu ile ilgili olarak Smart Eczane Projesini başlattık.  Türkçe karşılığı Akıllı, akılcı eczane ancak proje ismi üzerinde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi ile çalışıyoruz. Çok yakın bir zamanda Projenin ismini de açıklayacağız. Geleceğimizi Şekillendireceğimiz Eczacılık Mesleğinde Değişim Yaratmak için YENİLİKÇİ BİR MODEL, Yenilikçi bir Eczacılık Modeli yaratmak istiyoruz” diye konuştu.

Türk Eczacıları Birliği (TEB) 2. Başkanı Ecza. Arman Üney, konuşmasının devamında şunları kaydetti. “Bizler bugün ve bundan sonra yapacağımız etkin verimli çalışmalarla, mevcut bir sisteme karşı olmadan, eczacılarımızda yaratacağımız farkındalık ve uygulamalarımızda yapacağımız küçük değişikliklerle, küçük dokunuşlarla eczacılarımızda, eczanelerimizde ve eczacılık hizmetlerinde ve tüm bunların bir sonucu olarak toplum ve hasta sağlığında büyük farklılıklar yaratmayı umut ediyoruz.


Eczanesinde hizmet verdiği temel konuya ilişkin sürekli eğitim alan bir eczacıyla, özel görüşme alanlarında hastalığınız ve kullandığınız ilaçlar hakkında konuşabileceğiniz,

Bu verilerinizin kayıt altına alınabileceği ve hekiminize giderken götürebileceğiniz,

Hasta olmamanızı sağlamayı görev edinmiş eczacıların ve

Tamamı eğitimli personelin yer aldığı,

Engelli dostu, bebek dostu, teknolojiyi ileri derecede kullanan modern eczanelerden bahsediyoruz.

Eminiz hastalarımız ve eczacılar arasında olan güven ilişkisini bir adım daha ileri götürecek bir proje olacak bu.  Sürekli Mesleki Gelişimi sağlayacak olan bu proje ile Eczacılar kendilerini sürekli yenileyip geliştirecekler ve bunu bir yaşam şekli olarak benimseyecekler. Biz bütün bunların arasında eczacıyı geleceğe hazırlamaya çalışırken, elbette bu sorunların farkında olan ve çözmeye çalışan bir tutum geliştirmek durumundayız. Bu nedenle eczacıların meslek örgütü olarak;


Eczacıların verdiği hizmetlerin çerçevesini genişletmek

Eczacıların bu hizmetlerinin ekonomik ve toplumsal faydasını ölçmek

Bu faydanın bir kısmının eczacıya dönmesini sağlamak; yani meslek hakkını almak için uğraşıyoruz.

Bu proje kapsamında Yurtdışında benzer çalışmalar yapmış Tecrübeli iki firma ile çalışıyoruz. Peki, neler yaptık. Sağlık Bakanlığı, SGK, Maliye Bakanlığından yetkililer, Üniversitelerden kıymetli dekanlarımızın, hocalarımızın TEB in ve meslektaşlarımızın katılımıyla bir innovasyon çalıştayı yaptık. Peşinden Türkiye’de eczacıların Yetkinliklerini belirleyeceğimiz bir yetkinlik çerçevesi oluşturma çalıştayı düzenledik.

Ve Pilot il olarak belirlediğimiz 8 ilden meslektaşlarımızın katıldığı 2 günlük bir eğiticilerin eğitimi çalıştayı daha düzenledik. Samsun ilimiz de Pilot bölge olarak seçilmiştir. 28 Nisan’da Ankara’da bir günlük bir Eğitim daha vereceğiz. Ve artık sıra sizde değerli meslektaşlarım. Eczacı Odalarımızın düzenleyeceği Eğitimlerle projemiz start alacak. Ön çalışmalarını bitirdiğimiz bu projenin ayrıntılarını 19 Mayıs şehri olan Samsun’da yapmaktan büyük bir onur duyduğumu belirtmek isterim” dedi.

Ecz.Arman Üney daha sonra Samsun Eczacı Odasının Eğitim Günlerinin 12. de Eczacılık Akademisi ve Üsküdar Üniversitesinde Nöropsikofarmakoloji öğretim üyelerinden Prof.Dr. İ.Tayfun Uzbay ve Samsun Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Müdürlüğünde görevli Narkotik Uzamanı Polis Memuru Yavuz Alp’inde sunumlarını yapacakları Bonzai ve Madde Bağımlılığına Eczacı Yaklaşımı ve Narkotik Açıdan Madde Bağımlılığı eğitimi verildi.