Sokak Hayvanları: Toplumsal Sorunlar ve Halk Sağlığı Sempozyumu Başladı
TÜBA, bilim temelli rehberlik ve danışmanlık işlevi çerçevesinde, sokak hayvanlarıyla ilgili sosyal ve sağlık sorunlarına dikkat çekmek ve çözüm önerileri geliştirmek üzere Elazığ Belediyesi'nin katkılarıyla düzenlenen 'Sokak Hayvanları: Toplumsal Sorunlar ve Halk Sağlığı Sempozyumu" Fırat Üniversitesi Mustafa Temizer Konferans Salonunda başladı.
Bilimsel araştırmalar yapmak ve bu doğrultuda öncelikleri belirlemek üzere program ve projelerini hayata geçiren TÜBA, Türkiye’nin bilim stratejileriyle ilgili raporlar hazırlayarak bu bilgileri ilgili kurumlarla paylaşıyor. Bu kapsamda TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Kazim Şahin yürütücülüğündeki TÜBA-Gıda ve Beslenme Çalışma Grubu tarafından hazırlanan; akademisyenler, veterinerler, sağlık profesyonelleri, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, hukukçular ve uzmanların sempozyumda; sokak hayvanlarının yönetimi ve refahı konusunda bilgi ve deneyimlerini paylaşması, sürdürülebilir ve etkili çözümler geliştirilmesi hedefleniyor. 30’u aşkın katılımcının tespit ve çözüm önerilerini paylaşmaya devam ettiği program boyunca, toplumu bilinçlendirme ve duyarlılığı artırma yönünde stratejiler oluşturulacak, sokak hayvanlarına yönelik eğitim ve farkındalık kampanyaları planlanacak. Bu kapsamda “Sahipsiz Evcil Hayvanlar ve Halk Sağlığı, Sahipsiz Evcil Hayvanların Topluma Kazandırılmasında Sürdürülebilir Çözümler, Evcil Hayvanlar ve Sağlık ile Zoonotik Hastalıklar” başlıklı 4 oturum düzenleniyor. Sosyal medya, STK, ticari ve siyasi grupların baskısı altında sokak hayvanları konusu; bilimsel veriler ışığında; şehircilik planlaması, sosyo-kültürel etkileşim sosyolojisi ve evrensel değerler doğrultusunda ekosistem ve biyoçeşitlilik gibi birçok parametre üzerinden multidisipliner bakışla ele alınıyor. TÜBA; insan sağlığı başta olmak üzere gelecek nesillere yönelik koruyucu çevre bilinciyle, herkesin üzerine düşen sorumluluk ve haklarını gözeterek hassasiyetle ele alıyor.
Uzmanlar dışında herkes konuşuyor.
Programın açılışında konuşan TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker TÜBA’nın konuları popüler çerçevede değerlendirme alışkanlığı olmadığını ifade ederek sözlerine başladı ve son dönemde farklı şekillerde gündeme gelen sokak hayvanları konusunun uzmanların sustuğu ve herkesin konuştuğu bir sürece dönüştüğüne dikkat çekti. Sokak hayvanları ve toplum sağlığı güvenliği bağlamındaki bilimsel çerçevede görüş oluşturmanın önemine vurgu yapan Şeker, TÜBA Konseyinde ele alınan konunun aklı selimle değerlendirilmesinin sağlanması kararıyla sempozyumun planlandığını ve hayata geçirildiğini söyledi.
Başkan Şeker şöyle devam etti: “Vatandaşın şikayetleri ve ilgili paydaşların konuya marijinal yaklaşımları tüm unsurların sorun karşısında sağlıklı bir zeminden sapmasına neden oldu. Konu dijital cehaletin elinde, sosyal medyada köpürtülen ve sağlıksız tartışılan bir başlık haline geldiği gibi, sağlıksız bilgi çerçevesinde herkesin kendini kendine göre haklı ilan ettiğini ve sert bir şekilde konuya yaklaştığını görüyoruz” dedi.
Güvenlik ve hak arasında bir denge kurulmalı
“Ülkelerin sosyo kültürel hayatı değişiyor, bu değişim içerisinde ciddi etkileşimler söz konusu. Türkiye’nin hızlı şehirleşmesi ve mahalle kültürünün kaybolmasıyla sokak hayvanlarının da yalnızlaştığını belirten Şeker “İstanbul, İzmir ve Ankara’da gece ve gündüz sokak hâkimiyetini ele almış hayvan topluluklarıyla karşılaşıyoruz. Hayvanlardan rahatsızlığını ifade eden ve şiddet uygulayan marijinal yapılaşmaların karşısında hayvan sevgisini aşırı kutsallaştıran ve kendi içerisinde sağlıklı karar alma süreçlerini engelleyen yapılaşmalarla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Ortada bir sorun var, bu sorunun bu günlere gelişinin altında yatan nedenleri iyi görmek gerekiyor. Hayvanların da hakları var, bu hakları beraberce değerlendirmek ve hayvan sahibi olanlara da bu hakları hatırlatmak yine devletin görevi. Yerel ve merkezi yönetim son dönemde kendilerine yönelik baskılar nedeniyle kimseye yaranamaz hale geldiler. Yerel yönetimler ciddi maliyetlerle barınaklar yapıyor ve asgari bakım şartlarını sağlamaya gayret ediyorlar. Buna karşı çıkanlar barınakları basarak hayvanları doğal yaşama salıyoruz diyerek sokağa bırakıyorlar. Neresinden bakarsanız temelde insan sorunu; insanların kendi sorumlukları, sınır ve haklarını bilmedikleri bir sorun. Bu durumu çözebilmek için devletin toplum güvenliği ve hayvan hakları arasında bir denge sağlaması gerekiyor. Bu sempozyum aklı selimi yakalamak için konunun taraflarının beraber çalışması, görüşlerini ifade etmesi ve orta yolu bulması amacıyla düzenlendi. Nihayetinde insan sağlığını ciddi şekilde tehdit eden hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların da söz konusu olduğunu, kuduz vakalarının da altını çizerek belirtmek istiyorum. Uzman olmayanların her şeyi söylediği uzmanlara çok da lafın düşmediği bir süreçteyiz. Bu konularda daha özenli davranmaya, toplum hayatının ve hayvan haklarının zararına uzanan tutumların, davranışların, paylaşımların nelere mal olacağını unutmamak gerekiyor” dedi.
Türkiye'de başıboş sokak köpeklerinin sayısı 2,8 milyon.
Hayvanlara merhametle yaklaşmak, insan olmanın en yüce erdemlerdendir diye Prof. Şahin ise hayvanlara iyi davranmanın, onlara bakım ve sevgi göstermenin, sadece bir erdem değil, aynı zamanda insani bir vazife olduğunu söyledi.
“Ülkemizde sahipsiz sokak hayvanlarının sayısı hızla artıyor ve sorunları ciddi boyutlara ulaşıyor. 2023 yılı Aralık ayı itibarıyla Türkiye'de başıboş sokak köpeklerinin sayısı 2,8 milyon olarak açıklandı. Dünya Sağlık Örgütü, sadece kuduz kaynaklı ölümlerin sayısının 40-70 bin arasında olduğunu tahmin ediyor. Sokak köpeklerinin ölümcül tehdit oluşturduğu bu ortamda, son 2 yılda Türkiye’de 50'si çocuk, 107 kişinin köpek saldırılarında hayatını kaybettiği raporlandı. Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü'nün yayımladığı "Kuduz Riskli Temasın Yüksek Olduğu Ülkeler" ve "Kist Hidatik Tehlikesinin Yüksek Olduğu Ülkeler" haritalarında "yüksek tehlike" kategorisinde yer alıyor” dedi.
Hayvanların sağlığı toplumun sağlığıyla doğrudan ilişkili
Sokak hayvanlarının, sadece bireysel bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal bir mesele olduğunun altını çizen Prof. Dr. Kazim Şahin “Onların sağlığı ve refahı, toplum sağlığı ve güvenliği ile doğrudan ilişkili. Toplumsal farkındalığı artırmak, etkili ve sürdürülebilir çözümler üretmek, sokak hayvanlarının yaşam koşullarını iyileştirmek ve aynı zamanda halk sağlığını korumak bizim öncelikli görevlerimiz arasında. Bu noktada, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, akademik çevreler ve halkın iş birliği son derece önemli” şeklinde konuştu.
Önerilerini sıralayan Şahin; “Sokak hayvanlarının popülasyonunu kontrol etmek için yaygın kısırlaştırma programları uygulanmalı. Bu, sokaklarda yaşayan hayvan sayısının azalmasına ve aşırı popülasyon sorunlarının önlenmesine yardımcı olur. Kuduz ve parvovirüs gibi hastalıkların sokak hayvanları ve insanlara yayılmasını önlemek için düzenli aşılama yapılmalı. Sokak hayvanlarına nazik davranmanın önemi ve kısırlaştırma ile aşılama faydaları konusunda halkın bilinç düzeyi artırılmalı. Sokak hayvanlarının sahiplenilmesini teşvik etmek için sahiplenme etkinlikleri düzenlenmeli ve hayvan barınakları ve kurtarma organizasyonları ile işbirliği yapılmalı. STK'larla İşbirliği yoluyla çeşitli program ve girişimler uygulanmalı. Sokak hayvanlarının popülasyonu, sağlık durumu ve davranışları hakkında veri toplamak için araştırmalar yapılmalı. Bu bilgiler, sokak hayvanlarının yönetimine yönelik daha etkili stratejiler ve politikalar geliştirmek için kullanılabilir. Mobil veteriner klinikleri kurarak acil tıbbi yardıma ihtiyaç duyan sokak hayvanlarına ulaşılabilmeli” dedi.